" Fakir ama onurlu insanlarız."
" Para nedir be! Köpeğin önüne atsan yemez!"
" Sen beni satın alamazsın beyefendi!"
Çizilen zengin profilleri de benzer;
Sonradan görme, insanlara tepeden bakan, çocukları uyuşturucunun esiri olmuş, paralı ama mutsuz, ukala, kürklü, köşklü, kötü, korkak ve güçsüz...
Hali vakti yerinde olup da insan olanı ara ki bulasın!
Fakir bir kız mahalleden sevdiği çocuğu bırakıp da zengin bir gençle evlendiği zaman hapı yuttu!
Başına gelecekler belli; ya adam bunu terk edecek, kadın her nedense mahallesine dönemediği için kötü yola düşecek veya sürekli aldatılacak... Parası, uşakları, hizmetçileri, mücevherleri olacak ama hoşnut olmayacak...
Mahalledeki sevgilisine dönmek isterse de çocuk tarafından aşağılanacak...
Zengin kız, fakir delikanlı öykülerinin kaç tanesi mutlu bitiyor?
Hem atasözü de var; Davul bile dengi dengine çalar...
Zurna olmadan davulun yüzüne kimse bakmıyor yahu! Sesi uzaktan hoş geliyor, o kadar!
Yavuklusunu zengin delikanlıya kaptıran genç başka birini bulup evlenmiyor...
Meyhanelerin müdavimi, berduş oluyor... Hayata küsüyor...
Derken bir gün kayıkların arasında şarap içip şarkı söylerken, tesadüfen oradan geçen gazino sahibi; yakasında gülü boynunda fuları ile Nubar Terziyan, bağrı yanık civanın sesine hayran oluyor... Elinden tutuyor sahneye çıkartıyor... Boy boy afişleri asılıyor sokaklara, ardından gelsin plaklar gitsin şan şöhret...
Fakir gencin başka türlü parayı bulup yırtacağı yok çünkü!
Ya sesi güzel olacak, ya futbol oynayacak veya yazar olacak kitapları yüz binler satacak... Olmadı piyangodan para çıkacak!
Bugünün zenginlerinin, babaları dedeleri o dönem gerçek hayatta ne iş yapıyor peki?
Ticaret...
Filmlerde ticaret yaparak zengin olan kaç tane fakir genç var?
On, on beş tane olsa uyanacak insanlar ama!
Sonra şarkılar...
Cem Karaca'nın benim de çok sevdiğim şarkılarından birinin nakaratı aynen şöyle; " İşçisin sen işçi kal!"
Neden "işçisin sen işçi kal" diye şarkı var da " Ticaret yap zengin ol" diye yok?
Kahya Yahya var aklıma geliveren, bilirsiniz bara giren sarı kızın bakmadığı yoksul genç...
O dönemin başyapıtlarından biri de; " Para ile saadet olmaz!"
Sözlerini çoğunuzun ezbere bildiğini tahmin ediyorum...
Doğalgaz parasını ödemediğiniz için kesmeye gelen ekiplere söyleyin bakalım bu şarkıyı " adam doğru söylüyor" deyip özür dileyip gidecekler mi?
Giderlerse ev sahibine, kasaba, manava da patlatırsınız birer tane...
Diyeceğim bir dönem güzel uyutmuşlar insanları!