“Eski yapıları terk edip yeni yapılara geçmeli”

“Eski yapıları terk edip yeni yapılara geçmeli”

06.02.2020 09:45:57

Küpe FM'de Turhan Alyakut tarafından sunulan, Silivri SİAD işbirliğinde hazırlanan “İş Dünyası” programının bu haftaki konuğu Pehlivlanoğlu Hazır Beton Yönetim Kurulu Başkanı İmran Pehlivan oldu.
Pehlivanoğlu, Küpe FM dinleyicileriyle iş hayatı yolculuğunu, aile şirketi olarak faaliyet gösterdikleri Madencilik, Beton ve İnşaat sektörlerini anlattı ve bu sektörlerin son durumunu değerlendirdi.
İmran Pehlivanoğlu, ülkemizin deprem bölgesi olması dolayısıyla eski yapıların terk edip bir an evvel yeni yapılara geçilmesinin yolunun aranması gerektiğine dikkat çekti.

MADENCİLİK, BETON VE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE HİZMET VEREN BİR AİLE ŞİRKETİ
İmran Pehlivanoğlu, Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocabaş'a kendilerine bu fırsatı sunduğu için teşekkür ederek başladığı konuşmasını kendini tanıtarak şöyle sürdürdü: “1972 Erzurum doğumluyum. 1986 Yılında İstanbul'a göç ettiğimizde iş hayatına aile şirketimizde inşaat sektöründe kardeşlerimizle başladık. Akabinde nalburiye sektöründe ticarete başladık. İnşaat sektörünün gerekleri olan kum ocağı maden sektörüne yatırım yaptık. Silivri bölgesinde iki tane kum ocağımız var. Kum alanında faaliyet gösterirken beton sektörüyle de tanışma fırsatı bulduk. 1997 yılında ilk firmamızı kurduk. 2008 yılında beton sektöründe faaliyete başladık. Silivri, Çerkezköy, Çanta'da beton santrallerimiz var. Yılda 500 bin m3'e ulaşan üretimiz var. Sanayi kuruluşlarına, konut sektörüne ve belediyelere hizmet veriyoruz.
İnşaat sektöründe faaliyet gösteren üç firmamız var; Madencilik sektöründe mıcır ve kum üretimi, Beton sektöründe beton üretimi, İnşaat sektöründe konut inşa ediyoruz. Bunların ruhsatını iskânını aldık, satışa sunmuş bulunmaktayız. İnşaat sektörünün biraz daha iyileşmesi durumunda, Silivri'de 300 dairelik bir projemiz var 2021 yılında temelini atmayı düşünüyoruz. Aile firması olarak bu günleri bu şekilde gelmiş bulunuyoruz.

“İLK BETON SANTRALİ 1976 YILINDA KURULDU”
Turhan ALYAKUT: Beton hayatımızda ne kadar süredir var? Yapılarda ne zaman kullanılmaya başlandı?
İmran PEHLİVANOĞLU: Beton, milattan önce Mısır Piramitleri, Çin Seddi ve çok eski yapıların çimentoyla bağlayıcılık yaparak inşa edildiğini görüyoruz. Hayatımıza girdiğinden beri bu güne gelen süreçte 1976 yılında Türkiye'de ilk beton santrali kuruldu. Çok uzun bir süreç değil. Beton sektörü ülkemizde çok iyi bir yol kat etti. Ülkemiz deprem bölgesi olduğu için bu işe çok büyük önem vermemiz gerekiyor. Teknolojik olarak gereken yapılmış ama denetimler olmalı. Beton, hayatımızı kolaylaştıran bir ürün, onsuz konut inşa edemiyoruz, sanayi yapıp üretemiyoruz. Enerji santrallerimiz, barajlarımız betonla yapılıp üretime geçiliyor. Beton üretiminde daha iyi yerlere geleceğimizi umuyorum. İnşallah deprem bölgesinde güzel çalışmalar yapılır, yönetmeliklerle de denetlenir, üzücü olaylar olmaz.

“TÜRKİYE OLARAK DÜNYADA ÇOK İYİ BİR YERDEYİZ”
Turhan ALYAKUT: Türkiye'de üretilen betonla yurt dışındaki beton arasında fark var mı? Biz o standardı beton üretim konusunda yakalamış durumda mıyız?
İmran PEHLİVANOĞLU: Dünya çapında büyük barajlara imza atan firmalarımız var. İnşaat teknolojimizle şu anda dünyada 2. veya 3. sıradayız. Amerika, Japonya, Çin var ama ülkemiz çok iyi bir yerde. Büyük yapıtlarda, havaalanlarında, barajlarda Türk firmaların imzası var ve öncülük yapıyorlar. Bizim firmalarımız aynı kalitede betonu ürettiği için dünyadaki inşaat sektöründe kendimize yer bulabiliyoruz.

“BELİRLENEN STANDARTLARA GÖRE ÜRETİYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Deprem bölgesi olan ülkemizde sağlam yapıların gereklilikleri ve beton kalitesi hakkında ne söylersiniz?
İmran PEHLİVANOĞLU: Biz 1986 yılından beri inşaat sektöründeyiz ama babam budan önce de İstanbul'da betoncu başıymış. O dönemde elle karıştırılıp tenekeyle dökülen bir betondan yapılan binalarda şu anda İstanbul'da içinde yaşayan insanlar var. Kalite ve standart sonradan gelişmiş. Günümüzde üretmiş olduğumuz betonun standardına değinmek istiyorum. Kaliteli betonun elde edilebilmesi için önce kaliteli bir malzeme hazırlanmalı. Hammaddemiz çimentodur. Sağlam bir taştan mıcır kırılarak ve sağlam bir kum elde edilerek bilimsel bir buluşu vardır o deneyler sonucunda elde edilmiştir. Beton üretimini TSE ve KGS standartlarına uygun yapıyoruz. Bundan deneyler yapılarak günümüze kadar gelen bir beton kalitesi standardı ortaya çıkmış bulunmakta. Bu standartlar doğrultusunda ürettiğimiz betonu teknolojik alet, araç ve gereçle, mikserle taşıyoruz. Sonra onu pompayla katlara basıyoruz. Betonun işlevini bu şekilde yerine getirmiş oluyoruz.

“ESKİ BİNALAR BİR AN ÖNCE YIKILIP YENİDEN YAPILMALI”
Mevla'm memleketimizi afetlerden korusun. Tedbiri elden bırakmamamız gerekiyor. Betonun kalitesini ve hizmetini sunuyoruz ama binanın sağlamlığı sırf betonla kalmıyor, demir de, statik de, mühendisin çizmiş olduğu proje de önemli. Geriye işçilik kalıyor. İşin yüzde 70'ini standartlara uygun bir şekilde üretiyoruz ama işçilik sırasında betona gereksiz bir şekilde su katıldıysa, uygulamada beton sıkıştırılmadıysa, bunlar da bir etken. Hepsi bir bütün. Günümüz teknolojisinde iyi yapıların meydana çıktığını düşünüyorum ama eski yapıların bir an önce, depremleri beklemeden, yıkılıp yeni binalara geçilmeli.

“İNŞAAT SEKTÖRÜNÜ ÖNEMSİYORSAK, BETONU DA ÖNEMSEMEMİZ GEREKİYOR”
Turhan ALYAKUT: Hazır beton sektöründe haksız rekabete ne sebep oluyor?
İmran PEHLİVANOĞLU: Merdiven altı imalatları gündemimizde var yalnız bizim sektör anlattığım gibi eskiden bu teknolojiler (mikser, ar-ge laboratuvar) olmadığı için eski yöntemle dökülen betonlara merdiven altı diyebiliriz. Beton sektöründe artık merdiven altı üretim kalmadı. Bunun sebebi gelişen teknolojide rekabet edebilmek için artık bir santral kurmak gerekiyor. Beton mikseri, pompan olması gerekiyor. Elle karışım bitti. Bunu artık müteahhitler de çok şükür kullanmıyor. Beton işini yapabilmek için önce teknolojiye yatırım yapmanız gerekiyor. Bu teknolojide kullanılan araç gereç ülkemizde üretilmediği için ithal malzemelerden oluştuğu için büyük bir paraya ihtiyaç duyuluyor. Bu yatırımı yaptıktan sonra bu betonu da üretmek ve kaliteyi tutturmak zorundayız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının koymuş olduğu standartlar ve denetimler gerçekleştiriliyor. Bu denetimler doğrultusunda betonu üretiyoruz. Yalnız bizim başka sıkıntılarımız var. Bölgesel bazda üretim yapıyoruz. Bölgemizde inşaat sektörü durduğunda biz bu kadar yatırımla işi yürütemez hale gelmiş oluyoruz. Fiyatlar düşüyor. Düşünce de rekabet ortamında istemediğimiz sonuçlar oluyor. İnşaat sektöründe bazı firmalar batıyor, bu bize yansıyor ve işi durdurmak zorunda kalıyoruz. Tabi bu esnada kalitemizden ödün vermiyoruz. İnşaat sektörünü önemsiyorsak, betonu da önemsememiz gerekiyor. Beton üreticilerinin bir derneği var ama bu konuda görev almıyor, rekabetin önlenmesi için bir misyon üstlenmiyor. Bölgesel alanımızda yaptığımız rekabetler firmalara çok ciddi zararlar veriyor. Beton teknolojileri hızla geliştiği için ve yeni aletleri alamadığımız için beton teknolojisi de bir noktada kalmış oluyor. Tek çözüm yolu; buna da bir standart getirip, beton seviyesini de bir yere getirip orada tutup, oturtturmak gerekiyor ki üreticilerimiz kaliteli teknik personel bulabilsinler.

“TEKNİK ELEMANLARIMIZI KENDİ İŞLETMEMİZDE YETİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Siz kaliteli personel bulabiliyor musunuz?
İmran PEHLİVANOĞLU: Bizim sektörde de böyle sıkıntıları var. Bundan sanayici müşterilerimiz yakınıyor. Ülkemizde teknik personel sorunları var. Gelen elemanlar üniversite diplomasıyla geliyor ama teknik açıdan mesleki deneyime sahip değil. Bizim işimiz de mesleği bilen insanlarla yürütülen bir iştir. Kaliteyi korumamız ve standartları yükseltebilmemiz için insan kaynakları çok önemli. Teknik ve tecrübeli insanlara ihtiyacımız var. Onlar artık üniversitelerden bize gelmiyor, kendi imkanlarımız, Ar-Ge laboratuvarlarımızla kendi işletmemizde yetiştirmeyi çalışıyoruz.

“DEVLETİMİZE ÇOK BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”
Maalesef üniversiteli arkadaşlarımız bu işe sıcak bakmıyor, daha çok masa başı işleri arıyorlar. Bu vesileyle bizim gibi üretici iş insanlarına şöyle bir çağrıda bulunmak istiyorum; üniversitelerimiz olsun ama teknik liselerimiz de olsun. Meslek liselerimizden diplomalı gençler bize gelsin. Avrupa toplumu bunu yapmış, teknolojiyi böyle geliştirmiş. Teknik elemanımız olmadığından dolayı bazı yatırımları yapamıyoruz. Yapsak da başaramıyoruz. Bu konuda devletimize çok büyük görev düşüyor. Meslek liselerimize gerekli önem verilerek, artık iş dünyasına ehliyetli insanların yetişmeli diye düşünüyorum.

“ESKİ YAPILARI TERK EDİP YENİ YAPILARA GEÇMELİ”
Bizleri programınıza davet ettiğiniz ve böyle bir fırsatı verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. İnşaat sektöründe bölgesel olarak ve Türkiye'de bazı sıkıntılar oluşuyor. İnşaat sektörü şu an durdu ama yavaş yavaş düzelmeye doğru ivme kazanıyor. Bu da faizlerin yükselmesinden kaynaklanıyor. Konut satışlarımız durdu. Konut kredilerinin aşağıya çekildiğini görüyoruz. İnşaat sektörünü tekrar canlandırabilmemiz için konutlarda oturacak insanlarımızın bu kredilerden yararlanarak yeni yapılara, yeni binalara geçmeleri. Deprem bölgesindeyiz. Bir dakika sonra ne olacağını bilmiyoruz. Eski yapıları bir an evvel terk edip yeni binalara taşınmanın yolunu hep birlikte aramamız gerekiyor. Herkese saygılar sunuyor, beni konuk ettiğiniz için teşekkür ediyorum.”
Renginar SALİ

YORUM YAP