Kara Mustafa Caddesi esnafı diyor ki; "Yolumuz çift yön olsun. Ticaret hacmimiz zayıfladı, iş potansiyelimiz daraldı.”
Yaşayan mı daha iyi bilir, kenardan bakan mı? İlk kategoridekiler tabi. Esnafımız iş yapsın, hayatları kolaylaşsın. Trafikle baş etmenin bir yolunu bulacağız artık…
Bu arada eski devlet hastanesinin yeri Karakaş ve Işıklar’ın seçim üstü inatlaşma ekseninde cami ve meydan arasında gitti geldi… Son durum ne oldu veya olacak? Aklıma takıldı, konuyla çok olmasa da dolaylı alakalı…
"İlçe başkanı kim sizden okuyoruz!”
Geçen biriyle konuşuyorum (isim versem yazı daha enteresan olacak aslında : ) "Ne olacak bu AK Parti’nin hali, işler nereye gidiyor böyle?” diye soruyorum. "Sevginar Hanım, her gün sizi okuyoruz bugün AK Parti’nin ilçe başkanı olarak kimi yazdınız diye…” mealinde bir yanıt verdi. Teşkilata yıllarını vermiş, iyi bir partili olduğuna güvendiğim bir kişiden bu sözleri işitmeyi iltifat kabul edecek kadar şuurumu yitirmedim tabi. Yaptığım işin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırladım… Şaka bir yana günlük gelişmeleri aktarıyoruz aslında. Dün gerçekleştirilen AK Parti’nin 13 yıl sonraki ilk olağanüstü kurultayı ve ikinci Genel Başkan seçim sürecini Silivri açısından takip ederken; Hüseyin Turan’dan başka bir şey görmedim. Bir de onun en büyük siyasi destekçisi Yavuz Kaynarca var tabi… Hazır yemişim lafları, yorum yapmaktan çekiniyorum bir nevi sıkı otosansür uyguluyorum… Yanımda bir arkadaşım sessiz düşüncelerimin dışa vurumu oldu; bir bakıma hislerime tercüman; "AK Parti’nin başına Turan’ı getirecekler gör bak” diye çaktı günün tespitini… Susayım diyorum; evren mesaj bombardımanına tutuyor bu defa…
Allah’ın bildiğini kuldan saklayacak değilim. Adil abi haklı, suya sabuna dokunmadan süreci takip ediyorum, belki burnumu fazla sokuyorum… Aklım Hüseyin Turan ile Metin Karakaş arasında gidip geliyor doğrusu… AK Parti benim kadar garantici mi olur, yeni bir maceraya adım atar mı? Allah bilir! Şimdilik yani…
Mutlaka birileri çıkıp, bu iki siyasetçimizin muhteşem hatalarını ve eksikliklerini görmezden gelmekle suçlayacak beni… Az çok onların ve Hürhaber’in mazisini bilenler aslında böyle bir şeye imkân olmadığını çok iyi bilir. Hatalarını ve eksikliklerini görmezden gelmediğimin Turan da Karakaş da gayet farkında. Yani körler sağlar oynayacak durumumuz yok; her kes her şeyi biliyor… Şunu da unutmayalım kimse kusursuz değildir. Hiç hata yapmayan insan hiçbir şey yapmayandır. Çok şey yapan, çok da hata yapar. Hangimiz masumuz? : )
Kimimizin olağanüstü suçları olduğunu iddia edenlerde çıkar… Ancak suçu ispat edilene kadar herkes masumdur! Gazeteciler ne kolluk kuvvetidir ne de yarı mensubu. Suçu kanıtlandıktan sonra herkes cezasını çeker zaten. Bana sorarsanız kimileri çekiyor bile…
AK Parti’nin yeni genel başkanı Ahmet Davutoğlu hayırlı uğurlu olsun! Bir arkadaşım ısrarla soruyor "Hakkında ne düşünüyorsun?” diye… İyi şeyler düşünmek istiyorum, Türkiye’nin hayrı için...