Rekor katılımlı, bütün dünyanın yakından takip ettiği bir referandum yaşadık. “Hayırlı cumalar” diyemeyen bağnaz AK Partililer, nikah masasında “evet” dememek için türlü taklalar atan fanatikler işin tuzu biberi oldu. Hiç ummadığımız insanların her işlerini “hayır” lı söz ve adımlarla yapmaya çalışmaları dindarlık sınırlarını bile aştı. Ayrıklık, bölünme, çatışma bekleyenleri; bize haz birleşme özelliğimiz sayesinde püskürtmenin mutluluğunu yaşamak sonuna kadar hakkımız olmalı.
Hafızaları tazelemek adına referandum öncesi yazımdan iki paragrafı nakletmek istiyorum.
“FETÖ'nün arzuladığı sonuç hayır. Fakat oldu da istediği neticeyi alamazsa diye 3 büyük ili pilot bölge seçtiler. İzmir'i çantada keklik görüyorlar, hayırların ikiye katlanması bile fazla ses getirmeyecek. Ankara'da Ak Parti'nin, MHP'nin ve de Gökçek'in cansiperane bir çalışması var. Ankara'yı tersine çevirebilmeleri çok zor. Kalıyor geriye İstanbul. İstanbul'da hayırların fazla çıkması Ak Parti'nin kimyasını bozar. Tüm güçleriyle İstanbul'a saldırıyorlar, saldıracaklar. İstanbul'da çökertilmiş bir Ak Parti'nin daha kolay ele geçirileceğinin hesabını yapıyorlar. Ak Parti kurmayları bu gidişatın farkına vardılar. Son günlerde İstanbul'a özel önem verilecek.
%30'u hedef belirleyen ilçe başkanı, aldığı illegal emirleri uygulama telaşında. “Kötü alışkanlıklara hayır” sözünden dolayı Yeşilay başkanını şikâyet etmeyi vazife kabul ediyor. Hakkımda imza toplama gayretini son çırpınışlar olarak değerlendiriyorum. Korkudan ve düşüncesizce atılan imzaları takip ediyorum. Referandumdan sonra gelecek parti müfettişlerine anlatacaklarını çok merak ediyorum. El ele tutuşup Erdoğan karşısına çıkan FETÖ akrabaları; şefkatli ve babacan bir tavırla sakinleştirildiler. Sırtlarını sıvazlamak, teselli etmek de Hürhaber başyazarına kaldı. Hayır dileğini dengelemek adına yazılan satırlar garip bulunmasa da tebessümle karşılanıyor. Gazetecilikten daha fazla siyasi kabiliyeti olduğuna inandıklarımın, gerçekler ortaya çıktıktan sonra ne yazacaklarını çok merak ediyorum. Temennim utanıp 2019'da Ak Parti'ye oy vermesi…”
‘Kehanetim tuttu' diyecek değilim. Tam tersi bilinen, takip edilen gelişmelerin yani malumun ilanı oldu. Utanmadan İstanbul'da yapılacak kutlama hazırlıkları bizzat Erdoğan tarafından engellendi. Silivri ise maalesef utanmadı! Kendi zafiyet ve hainliklerini perdelemek maksadıyla başlatılan “MHP'den oy gelmedi” yaygarası, koro haline gelmeden; Erdoğan'ın, Bahçeli'ye defalarca teşekkür etmesiyle son buldu. “Milli görüş gömleğimi çıkardım” sözünü yanlış anlayıp, FETÖ gömleği giyenler başını kuma sokan deve kuşu görüntüsü sergiliyorlar.
Kılıçdaroğlu'nun kendi koltuğunu korumak adına yaptığı suçlama, şaibe, itiraz ve geçersiz kılma gayretleri fazla iz bırakmadı. Bundan sonra yapılacak oylamalar için partilere tavsiyem; sandık kurulu, ilçe seçim kurulu, il seçim kurulu, yüksek seçim kurulu zincirindeki temsilcinizin imzasına sahip çıkın. İnanmadığı tutanağı imzalamaması için iyi bir eğitimden geçirin lütfen. Yine de ilk defa seçim konusunda bocaladığımızı belirtmeliyim. FETÖ'nün en büyük kötülüğü kalifiye eleman eksikliği olacaktır. En kısa sürede gidermemiz gereken bir konu olmalı.
Evet vermiş gözükenleri dost, bütün hayır diyenleri hain kabul edemeyeceğimiz bir dönem geçireceğiz. Evet-hayır kucaklaşmasını sağlayabildiğimiz oranda büyüyüp, güçleneceğiz. Bunu başarabilirsek 2019'da başlayacak başkanlık dönemi çok daha anlam kazanacak. Evet vermiş gözüken Erdoğan düşmanları yerine, hayır demiş Erdoğan karşıtı vatanseverleri tercih ederim. Kullandığımız oyun farklılığı hiçbir zaman milli duygularımızın önüne geçmemeli. Bütün dünyayı karşımıza alacağımız yıllar bizi bekliyor. Mücadele edebilme gücümüz ortak noktalarımızı bulup, çoğaltabilmekle artacaktır.
FETÖ gömleği giymişler ayıklanırken, FETÖ referansları ve tuzaklarına dikkat edilmeli. Giden FETÖ'cü, gelen FETÖ'cü yerine, giden FETÖ'cü, gelen CHP'li diyebilmeyi göze alalım. Ülkücülerle kurulan irtibat Bahçeli'yle sınırlı kalmamalı. Bahçeli'nin hataları yüzünden CHP'nin arka bahçesi haline gelen vatan sevdalılarının gönlü alınmalı, AK Parti'ye katılmaları sağlanmalı. Birbirini vuracak hale geldiler şeklinde gösterilip, düşman haline getirilmeye çalışılan ülkücüler kan kardeşidir. Rahmetli Yazıcıoğlu zamanında netice alamayanlar, bilmelidir ki Akşener'le avuçlarını yalayacaklardır. Gelecekteki darbe teşebbüslerini püskürtmek omuz omuza mücadeleyi gerektiriyor. AK Parti içindeki ülkücülerden PKK-FETÖ yandaşı ve destekçisi olmayanların rahatsızlık duymayacağına, tam tersi memnuniyet ve coşkuyla kabulleneceklerine eminim.
İniş, çıkış, zikzak ve hatalarına rağmen kardeş kabul ettiğim bir siyasetçi; yaşadığı paniği kötü yönetti. Bu güne kadarki sınavlarını bütünleme veya ortalamayla atlatırken, son samimiyet testinden sınıfta kaldı. Bu sefer kötü çaktın be kardeşim. Telafi etme yoluna gitme niyetinde olmadığına veya engellendiğine göre söyleyecek bir söz bulamıyorum. Vicdanlarda İşler ve Kutlu ile yargılanmak yerine, Adil Ağabeyinle birlikte soruşturulmayı göze alabilmeliydin!
Bir sözüm de farklı panik yaşayan patronuma! Sen hala içilen bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır diyenlerden, inananlardan mısın? Bazıları için değil kırk yıl dört saat bile sürmediğini anlamalısın artık. Unutma; köle zihniyetini atamayanlar, onlardan memnuniyet duyanlar hep vardı ve var olmaya devam edecekler. Karşına oturup, dizleri titreyerek ağzından güzel ve olumlu sözler dökülen her insanı görünmeye çalıştığı gibi kabul etmekten vazgeç artık. Sahne bitip, perde dendikten sonraki gelişmeleri görebilecek kabiliyettesin. Kendine eziyet etme. Senin yerinde olsam; bütün Silivri'nin nefret ettiği insanların, en nefret ettiği gazeteci olmakla övünür, gurur duyarım.
Yazılarımı okumadıklarını iddia edip, okunmamı engellemeye çalışanlar hiç umurumda değilsiniz. Okuyor ve okunmamı tahrik ediyorsunuz. Sağ olun var olun. Yazmıyorsun diye kızan garson kardeşim, gene uzun yazmış diye sitem edecek Ceylan dostum hakkınızı helal edin. Size layık olmaya çalışıp, daha sık yazacağıma söz veriyorum.
Evet de kalın, hayır da kalın vatansever kalın.
Evet'ler hayırlı olsun diyenlerden olun.