Resmen ilan edilene kadar aday borsası, çeşitli faktörlerin etkisinde her gün yeni hisselerin zirvesiyle gündemimizi meşgul etmeyi sürdürecek. Bunun uçarı, kaçarı olmadığı gibi gazeteci olarak bizlerin kurtuluşu da yok. Geçtiğimiz hafta sonu AK Parti İlçe Başkanı Dilek Demiral’ın "sürpriz aday” sinyallerini Mahmut Övür, Sabah Gazetesinde "AK Parti’nin Başkan Adayı Tülay Kaynarca olabilir” duyumuyla anlamlandırdı. Rizeliler Derneği yemeğine iştirak eden Kaynarca’ya, Fatma Sarıbıyık’ın ne sorduğunu bilmek için müneccim olmaya gerek yok! Kaynarca, aday olmadığını bilmem kaçıncı kez yenilemiş oldu. Ulusalda hem de Sabah Gazetesi köşe yazarının duyumuna ilişkin de, "On aday adayımızdan biri aday olacak. Benim olmadığımı aday açıklandıktan sonra da göreceksiniz” yanıtını vermiş.
Kimin aday olmadığını bilmek de bir şey… Bu kadar belirsizliğin üzerine, çölde yolunu kaybetmiş insanlara susuzluğunu giderecek miktarda su verilmese bile, birkaç damlacığın kıymeti de küçümsenecek gibi değil.
Taraf Gazetesi’nde hafta sonu AK Parti’nin yerel seçim ile ilgili 17 Aralık operasyon sürecinin ardından strateji değişikliğine gittiğini yansıttı. Buna göre: "İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen, dört eski bakanın isminin karıştığı yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, AKP’nin, seçim stratejisini değiştirmesine yol açtı. Bu çerçevede, özellikle hakkında dava açılmış veya adı yolsuzluk iddialarına karışmış adaylar listeler açıklanmadan önce kontrole alındı. AKP, CHP ve MHP koalisyonuna karşı da yeni seçim kampanyaları hazırladı.
AKP’nin "Seçim ayarlı operasyon” olarak nitelendirdiği
yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, partilerin 30 Mart seçim kampanyalarını da
etkiledi. Özellikle AKP, son dönemde yaşanan gelişmeler üzerine stratejisini
değiştirme ihtiyacı duydu.
AKP kulislerinde dolaşan bilgilere göre, AKP kurmayları, "seçim danışmanları”
ve "reklam kampanyasını üstlenen danışman şirketlerle” seçimde kullanılacak
kampanyalar üzerinde çalışıyor. Kampanyalarda, bu kez "yolsuzlukla
mücadelenin”, "AKP’den rahatsız olan çevrelerin hükümeti yıkma girişimlerinin”
ağırlıklı olarak kullanılacağı öğrenildi.
ADAYLARA ÇAPRAZ KONTROL
AKP, yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından, belediye başkanı, belediye meclis üyeleri için belirlenen adayları yeniden kontrole aldı. Özelikle hakkında yolsuzluk ve usulsüzlük davası açılan, bu konuda hakkında iddia olan adaylar yeniden değerlendirmeye alındı. Seçim döneminde, cemaat aleyhinde sözler kullanılmayacak. AKP kurmayları cemaate yönelik ağır eleştiriler içeren söylemleri doğru bulmuyor. Bunun yerine, diğer cemaatlerin harekete geçirilmesi öngörüldü. Bu kapsamda, diğer cemaat üyelerinin Gülen Hareketi’nin yanlış içinde olduğunu vurgulayarak AKP’ye destek sağlaması esas alındı.
AKP, yerel seçimlerde olası bir CHP ve MHP koalisyonuna karşı da farklı kampanyaları hayata geçirmeyi planlıyor. Örneğin, MHP seçmeninin CHP’ye oy vermesinin önüne geçilmesi hedefleniyor. Yine İstanbul konusunda da aynı seçim ittifakının yapılmaması için, CHP ve MHP karşıtlığı ön plana çıkarılacak…”
AK Parti’de sürpriz bilmem ama ciddi bir telaş olduğu aşikar…
***
Gelelim CHP’ye… Yalçın Bayer, Cumartesi günü Hürriyet’teki köşe yazısında CHP açısından yerel seçim süreci ve adayları değerlendirdi. Silivri’de büyük ölçüde beklentileri ve tahminleri yansıttığı gibi Özcan Işıklar ile yola devam edileceğini yazdı. Çatalca, Silivri ve Büyükçekmece’de bir değişiklik olmayacağı uzun süredir ve farklı kesimlerce değerlendiriliyor zaten. CHP’de tek sıkıntı Silivri açısından adayın resmen açıklanmamış olması. Selami Değirmenci halen adaylık şansını zorlarken, diğer aday adayları beklemeyi tercih ediyor.
Erken yerel seçim spekülasyonları yetmedi, seçim sürecini de Ekim ayından bu yana başlatan partiler 30 Mart 2014’ten 6 ay önce aday açıklaması yapacaklarının ilanı altında ezildi kaldı. Aday adaylık sürecinin bozduğu psikoloji ile sağlıklı seçim beklentisi içinde kalan genel merkez yetkilileri haklarında gönderilen hayır dualarıyla mutludur inşallah!
Allah aday adaylarına sabır ve dayanma gücü versin!