1974 yılıydı Fenerbahçe'nin başında işadamı ve sanayici Emin Cankurtaran vardı. Cankurtaran o zamanlar Türk futbolunun yeni yıldızı olarak ortaya çıkan Cemil Turan'ı İstanbulspor'dan birçok zorluklarla transfer etmişti.
Cemil'li, Osman'lı, Muharrem'li, kaptan Ziya'lı, kaleci Yavuz'lu, Fuat'lı Nedim'li Alpaslan'lı Fenerbahçe'nin hocalığına da sağlam birini getirmek istiyorlardı.
Brezilya futbolu o zamanlar bütün dünyada gözbebeği olmuş, Brezilyalı oyucular o Güney Amerika ‘sarmalından' kurtulup kendilerini bol para kazanacakları Avrupa'ya atmaya başlamışlardı.
Biri vardı ki Brezilya'nın 1950'li yıllarda büyük efsanesiydi.
Dünyanın bir numaralı futbolcusu Pele'nin ‘Benim örnek aldığım tek futbolcu' dediği Didi.
Didi Brezilya'da birkaç takım çalıştırmış ancak çok iddialı gözükmemişti. Derken Cankurtaran araya birkaç yabancı isim soktu ve Didi Türkiye'ye geldi.
Didi daha ilk hazırlık maçında başta kaptan Ziya ve Fuat olmak üzere üç futbolcuyu kadro dışı bıraktı.
Ortalık ayağa kalktı ama Fenerbahçe cephesinde kimsenin sesi sedası çıkmadı. Ardından belli bir futbol disiplini oluştu ve Fenerbahçe tam iki yıl Türkiye ligi şampiyonu oldu. Didi daha sonra farklı bir Benfica yenilgisi sonrası Türkiye'den ayrıldı.
Fenerbahçe sonra Yugoslav Stankoviç ile Veselinoviç ile şampiyonluklar yaşadı ancak Didi dönemindeki gibi ses getirmedi. 1990'lı yıllarda Daum'lar Vengloş'lar, sonra yerli hocalar, ardından yine yabancılar derken aradan yine bir Brezilyalı sıyrıldı.
O da Zico. Zico geldiği yıl Fenerbahçe ile şampiyonluğa ulaştı. Fakat başkan Yıldırım ülkesinde ‘Beyaz Pele' denilen bu büyük futbol virtüözünü kardeşi ile kavga edip kapıya koydu.
ALİ KOÇ'UN HEDEFİNDE KİM VAR?
Ali Koç zeka olarak ‘üstün' bir seviyeye sahipti. Daha 7 yaşındayken Anadoluhisarı'nda kalecilik yaparak futbola erişmiş ve 27 yaşına kadar yurt dışında yaşamıştı. Ancak futbol yöneticiliği şansla aynı orantıdaydı. Parayla pulla da ilgisi yoktu. Ali Koç futbola ve kulübe büyük mali destek sağlamış ancak üç yılda tam 6 antrenör ve 52 futbolcu değiştirmiş ve 60 Milyon Dolar parayı da sokağa atmıştı.
Emre Belözoğlu ile hemen vedalaşmıştı.
Yeni bir arayış içindeydi.
Aklına gelen ilk isim Alman milli takımın hocası Löw olmuştu. Ancak Löw teklife ‘evet' demedi Ali Koç bize kolayca uyum sağlayabilen Portekiz ekolünü bırakmak istemiyor ve Roma'nın başında yerini vatandaşı Morınho'ya bırakan Fonseca aklına geliyordu.
Fonseca bugüne kadar Avrupa'da 9 kupa kaldırmış ve çok başarılı olmuştu. Fonseca dışında Vıllas Boas genç yaşta Chelsea'nin başına geçmiş ve iyi bir iz bırakmıştı.
Boas'da Portekizliydi. Ancak üç sezondur futbol dünyasında istediği oyunların oynanmaması ve ihanet ettiğini düşündüğü futbolcular her hocada bir adım durmasını sanki söylüyordu.
ALMANLAR SIRADA MI?
Almanya'da Bayern Münih uzun zamandır Leıpzig'in başında olan Nagelsmann'a kulübüne tam 25 Milyon Euro ederek Flick'in yerine takıma getirdi. Ancak Löw'ün ‘hayır' demesinden sonra Almanya'da dikkat çeken bir başka hocaya Ralf Rangnick'e gözler çevrildi.
Rangnick Almanya'da disiplini ve ‘strateji'leri ve planlarıyla çok iyi tanınıyor.
Ancak başarılı bir hoca olduğu kesin. Ali Koç bu hocanın da üstünde duruyor.
Almanya'da üstünde durdukları bir başka hocada Lıucıen Le Favre, İsviçreli hoca yıllar önce futbol oynadığı dönemde Borussıa Mönchengladbach takımında bir büyük yıldız olarak yer almış ancak Borussıa Dortmund hocalığı futbolculuğu kadar ‘ışıltılı' geçmemişti.
Fenerbahçe şimdi bir yandan hocasını arıyor bir yandan da Haziran sonuna sarkan başkanlık seçimini bekliyor.
