Cumartesi akşamı TRT'de spor haberlerini izleyenler arayıp haber verdi; "Fenerbahçe yöneticisi Şekip Mosturoğlu, Fenerbahçe Üniversitesi Yerleşkesinin Silivri’de yapılacağını açıkladı” diye.
Bu konuda Silivri’de yerel yöneticilerimizin aceleciliği de muhalefetin tavrını da anlıyorum… Zamanı gelince eğer önüne koyduğu bu hedeften vazgeçmezse Silivri üniversite şehri olma amacına ulaşacaktır. Bizim şu anda sadece trafik kurallarına uygun olarak yol almamız gerekiyor. Mutlaka varacağız : ))
KUMLUK KONUSU…
Yerel yönetim hiçbir şey yapmıyor biz de yazmıyoruz diye suçlanıyoruz… Kumluk’ta yaşayan insanların isyanı son derece anlaşılır… Hak verilmeyecek bir tarafı yok. Ama sorun oraya gelenlerle sınırlandırılamaz… O da var tabi…
Evlerinin temizliğine özendiği kadar neden insanlar (İnsan derken; Türk insanları kasıt… Gerçi rahmetli babaannem güne evimizin önünü, sokak kısmını süpürerek başlıyordu. Ardından evin bahçesindeki yollar sonra da iç temizlik : )) Sisteme bak ya… Biz az biraz büyüyünce süpürge el değiştirdi tabi : ) Çok ağırımıza gidiyordu ama ne kadar güzel bir şey aşılamış… Asla yere çöp atmam, atanlara kızdığım kadar da kolay kolay başka bir şeye kızmam… ) sokağa da en azından yarı itinayı göstermez, anlamıyorum.
Silivri’de sabah yürüyüş yapanlar bilir, görür… Akşam ne yendiyse sahilde tam kadro yerlerde serili; hem de öyle böyle değil…
Çöp kovaları kadar çevre temizliği kültürümüz de yetersiz. Yeşil alanların üzerinde, gencecik fidanlar altında tüttürülen mangal ateşleri…
Akşam sahile yürüyüş için çıkıyorsunuz üzerinize sinmeyen koku kalmıyor; kokoreç, kızartma, mısır… Dereler ve denizden yayılan kötü kokuyu ayrıca belirtmeme gerek yok sanıyorum… Çarpa çarpa ilerleyen insan yığınları çünkü yürüyüş bandı o kadar daralmış ki… Şaka gibi bir de bisiklet yürüyüş yolu var… Bisikletle akşam saatlerinde sahile inip o yoldan ilerlemeyi düşünenler ancak katil olarak parkuru tamamlar!!! Allah korusun!
Kulübeler, çadırlar Allah’ım ne ararsan var!? Aslında hiç gerek yok… İyi ki bu sene festival alanında gece pazarına izin verilmedi! Orada toplanan satıcılar kadar sahil boyunca mevcut…
Yürüyüş dönüşü önümüzde ilerleyen yabancı bir çift var. Kadın ısrarla sahil kordonunun sonuna kadar girmek istiyor, eşi otele dönmek arzusunda; "Ne göreceksin işte çingenelik…” dedi kendi dillerinde… Yerin dibine girdim ama haklı!!!
Sahil bandını uzatın, yoğunluğu azaltın… Kirlilik tedbirlerini arttırın…
HOLSTEE MANİFESTOSU
Yeni haftaya manifesto ile girmeye ne dersiniz : )
"Bu senin hayatın. Ne seviyorsan onu yap ve bunu sıklıkla yap.
Eğer bir şeyi sevmiyorsan, değiştir.
Eğer işini sevmiyorsan, bırak.
Eğer yeterince vaktin yoksa, televizyon izlemeyi kes.
Eğer hayatının aşkını arıyorsan, dur; sevdiğin işleri yapmaya başladığında seni bekliyor olacak.
Fazla analiz yapmayı kes, hayat basittir. Her son lokmanı yiyip, değerini bildiğinde bütün duygular güzeldir. Aklını, kollarını ve kalbini yeni şeylere ve insanlara aç, farklılıklarımızla birleşiriz.
Yanında gördüğün ilk insana tutkusunun ne olduğunu sor ve ilham verici hayalini onunla paylaş.
Sık sık seyahat et, kaybolmak kendini bulmana yardım edecek.
Bazı fırsatlar bir kez gelir, onları yakala. Hayat tanıştığın insanlarla ve yarattığın yeni şeylerle ilgili, bu yüzden çık ve yaratmaya başla.
Hayat kısa. Hayalini yaşa ve tutkunu paylaş."