Çeyrek asırlık bir gelenek; Silivri Yoğurt Festivalinin 55.si bugün başlıyor. Allah artı kaygılar bahşetmeden gerçekleşmesini nasip etsin inşallah. Silivri'de festival zamanı, birlik, kenetlenme, dayanışma vakti. Zor günleri kültür, sanat ve dayanışma ile aşabiliriz…
SİLİVRİ'DE YAŞAMAK GÜZELDİR'İ DE
GÖRMEK İSTERİZ
Bu “I love” turistlere hitap ediyor olabilir, ben “Silivri'de yaşamak güzeldir” veya “Biz büyük bir aileyiz”in, Türkçesini tercih ederim. Kıllığım tuttu belki ama memnuniyetten ziyade bu hissiyatımı paylaşayım dedim… Biraz uzun olacak ama değer bence; cimri belediye başkanımız maliyetini düşünüyorsa, fazla düşünmeden yapsın gitsin : ))
HAYIRLI OLSUN
Tamer Kuyumculuk bugün saat 14.00'da Çarşı Meydanında resmen açılacak. Ahmet Eren, Celil Eren, Tamer Akman ve Tamer Çalışkan'a hayırlı uğurlu olsun. Allah bol, bereketli, hayırlı çalışma ve kazançlar nasip etsin.
BU KADAR YETMEZ DAHA
FAZLA BETONLAŞMA!!!
Dün bizim ofisten Saadet Hanım'ın işyerine kadar yürüdüm. Topuklularla çarşıda arzu endam etmenin belediyemizin taşlı yol uygulamasından sonra nasıl bir ıstıraba dönüştüğünü defalarca yazdım. Arabalar yavaş gitsin topuklu giyen hanımlar kanatlanıp uçsun mantığı işliyor tahminimce : )) (İyi ki oturduğum yerden haber yapıyorum bir de sokağa çıksam neler olacak : )) Havanın sıcaklığı bir yana gölgesinde nefes alacağımız bir tane ağaç, ilaçlık da olsa, bırakmamışız. Binalar havanın sıcaklığı yetmezmiş gibi artı ısı yansıtıyor adeta. Devam edin beyler; bir metre kare yer bırakmayın sakın; ne kadar çok beton o kadar iyi! Dünyanın sonunu doğal afetlere bağlıyorlar ya kimi kahinler; insandan ve akılsız işlerinden daha büyük tehlike yok hayatımızda… O doğal afetlerde hep akılsız başımızın eseri zaten… Allah sonumuzu hayır etsin!
FARKINDA OLMALI İNSAN...
Kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı.
Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen...
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli,
Anne karnına sığarken, dünyaya neden sığamadığını;
Ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli.
Henüz bebekken "dünya benim" dercesine, avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,
Ölürken de, aynı avuçların "her şeyi bırakıp gidiyorum işte" dercesine apaçık kaldığını fark etmeli.
Ve kefenin cebi bulunmadığını fark etmeli...
Yaratılmışların en güzeli olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli.
Eşine "seni seviyorum" diyebilmenin, mutluluk yolundaki müthiş gücünü fark etmeli.
Ömür dediğin üç gündür; dün geldi geçti, yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür; O da bugündür.
Can Yücel