1999 yılıydı. Galatasaray'da Faruk Süren başkandı. Kuvvetli bir yönetimi vardı. Sarı- kırmızılı kulüp artık Avrupa kupalarında başarılı olmak istiyordu. Fatih Terim'de takımın başındaydı. 3 sezondur Türkiye liginde şampiyonlukları kimseye bırakmamışlardı. Belki 1905'den beri tarihinin en bereketli sezonlarını yaşıyorlardı.
Romen futbolunun ''Karpatların Maradonası '' dedikleri Hagi'si artık futbol hayatının son dönemlerine gelmişti. Barcelona oyuncusuydu. Ama ayrılmak istiyordu. Faruk Süren Romanya ile ilişkisi olan yöneticileri başta Ergun Gürsoy olmak üzere araya sokmuştu. Menecer Becali'de araya girince transfer gerçekleşti. Hagi Galatasaray'daydı.
Ardından Romen futbolunun inanılmaz defans oyuncusu Popescu'da transfer edilince güçlü bir hat kuruldu. Kalede de Brezilya'nın dünya şampiyonu kalecisi Taffarel'de vardı. Taffarel, Popecu, Hagi. Değme de yanından gitsin.
Bir de güçlü Türk futbolcularıyla ''müthiş '' bir karma oluştu. İşte Galatasaray'a 2000 yılında UEFA kupasını getiren ekip buydu. Hagi, Popescu ve Taffarel Türk futboluna büyük katkıda bulundular.
Sonra aradan zaman geçti Fatih Terim şansını İtalya'da aradı. Hagi, Popescu ve Taffarel'de futbola veda ettiler.
Faruk Süren'den sonra Mehmet Cansun'un ardından Özhan Canaydın kulübün başına geçti. Lucescu ile hemen yollar ayrıldı ve Fatih Terim ikinci kez takımın teknik direktörü oldu.
Terim daha önceki döneminde Romen yıldızlarından çok memnun kalmıştı. Galatasaray yine Romenlere yöneldi. Florıan Bratu, Ovıdıu Petre ve Gabrıel Tamas büyük umutlarla Romanya'dan Türkiye'ye getirilmişlerdi.
Ancak istenen olmadı. Daha önce takıma katılan Spehar, Horvath, M'Penza'da Galatasaray'da doğru dürüst forma bile giymediler. Başarılı olamadılar. Bunlara bir de Romanya'dan ‘geleceğin yıldızları' adıyla getirilen futbolcular eklenince ‘hüsran' daha sonra ‘hayal kırıklığına' dönüştü.
2003-2004 sezonunda başarılı olamayan Fatih Terim daha sezon bitmeden ayrılmak zorunda kaldı. Ayrılmasında bekleneni veremeyen isabetsiz transferlerin de rolü vardı. Bunlara bir de Real Madrid'de de forma giyen Elvir Boliç'de eklenmişti.
2021 yılındayız. Galatasaray'ı bir süre önce Hagi ve Popescu Florya'da ziyaret etmişti. Sarı-kırmızılı kulüp bir süre sonra önce Universitea Craiova'dan Cicaldau'yu ‘geleceğin Hagi'si' diye transfer etti. Bu hücuma katkısı var. Futbolcuya kaç para verildiği bilinmiyor. Ortalıkta 6 milyon sözleri dolaşıyor. Ardından bir Morutan'dır sürekli fısıldanıyor.
İnsan Hagi ile Popescu'yu da burada görünce hiç tedirgin olmuyor değil!
FENERBAHÇE SESSİZ GİDİYOR
Fenerbahçe bu sezona çok sakin ve iddialı başladı. Bana göre en yararlı transfer Alanya'dan alınan Steve Caulker. Çok iyi bir savunma oyuncusu. Hücuma da katkısı var. Fiziği çok iyi. Kısa da olsa İngiliz milli takım forması giydi.
Hazırlık maçları iyi geçiyor.
Ancak Fenerbahçe'nin tek eksiği doğru -dürüst bir santrfor. Vedat Muriç için adımlar atılıyor. Bütün iş Lazıo'nun hocası Sarri'de bitiyor.
Başkan ve Futbol şube sorumlusu Ali Koç bunların hepsini yakinen takip ediyor. Diğer yıllarda olduğu gibi.
Almanya'dan alınan Serdar Dursun ne kadar gol sorununu çöze bilemiyoruz ancak bildiğimiz tek konu Fenerbahçe'ye yetmeyeceği
Bir de Fenerbahçe'de gittikçe büyüyen borçlanma faktörü var. Yani satacaksın ki alasın. Bu da çok kolay bir olay değil.
Buna rağmen yeni, yani eski yeni Vitor Pereira aslında boş bir hoca değil. Geçmişinde Villas-Boas gibi yetenekli ve başarılı teknik direktörlerle çalışmışlığı var. Var da bakalım Fenerbahçe'ye ne verecek onu hep birlikte göreceğiz.
MUTLULUK (3)
Her şey yeni bir dünyanın yaratılmasına bağlı. Bir azınlığın değil, bütün insanların insanca yaşayacakları yeni bir dünyanın kurulmasıyladır ki, sadece kimi insanların değil, en çok sayıda insanın mutlu olmalarının kapısı açılmış olur
Belki de ‘pandemi' bunun bir ilk adımıdır.
Bu yolda topyekûn sosyal bir değişimin menzillerini işaret eder.
Eğitime bu konuda büyük görevler düşüyor
Daha güzel ve insanca bir dünyayı kurmak içinde yaşadığımız bu dünyada olacaktır. Başka bir yerde değil…