Çıkan Kısmın Özeti: Drag yarışındaki kazada yanan arabanın bagajından çıkan ve kaza nedeniyle tamamen yanmış olan kadın cesedi emniyetteyken önce Ekonomi Bakanlığı'ndan geldiğini ve cesede el koyacağını söyleyen bir görevli çıkagelir, sonra ise ceset emniyetin morgundan “çalınır”. Kamera kayıtlarında yüzlerini dahi gizlemeyen adamlar, Necip ve Hale'yi şok etmiştir.
Komiser Tahsin, arazinin ortasında ortadan kaybolan Orçun Kop'un şaşkınlığını yaşarken gelen telefonla daha da şaşırmıştı. Telefonu kapatır kapatmaz ana yola çıkıp bir taksi çevirmiş, emniyete doğru hızlıca yol almaya koyulmuştu.
Emniyetten içeri girdiğinde kendisine selam verenleri gözü görmüyordu. Bir hışımla telefonda Necip'in verdiği lokasyon olan kayıt odasına geçiverdi. Sinirden dudakları titrerken kendisine, kendisini tanıtmaya çalışan Ekonomi Bakanlığı görevlisine bir küfür savuruverdi. Sonra duraksayıp odada kendisine bakmakta olan Necip, Hale ve kayıt odasındaki görevli memuru gördü; daha da sinirlendi.
- Siz bu odada ne sıfatla bulunuyorsunuz?
Öfkeli sorusunun muhatabı olan görevlinin verecek bir cevabı yoktu. Derin bir şekilde iç çektikten sonra “Neyse…” diye homurdanıp Necip ve Hale'ye dönüp kafasını sallayarak dışarı çıktı.
Komiser Tahsin'in rüzgarı dinmemişti.
- Ya, siz niye böyle aptallıklar yapıyorsunuz? Kim lan bu adam? Gelip benim soruşturmamdaki cesede mi el koyacakmış? Nah koyar!
Böylesine öfkeli anlarında komisere pek ilişilmemesi gerektiğini hemen hemen herkes bilirdi ancak kayıt görevlisi pek bilemiyor olacak ki, daha komiserin sözleri biter bitmez “Zaten el koyamazlar, çünkü cesedi almışlar…” diye homurdanma gafletinde bulundu.
Komiser Tahsin, bir an duraksadı. Kısa bir anlığına, Hale ve Necip amirlerinin bu yersiz espriye güleceğini sandılar hatta. Bilakis, daha şiddetli bir şekilde döndü öfkesi. Uzanıp, koltukta oturan görevliyi omzundan tutup kaldıran Komiser Tahsin; adamcağızı kapıya doğru itekledi.
- Şimdi sen gidiyorsun, bize üç çay getiriyorsun! Hadi, ikile…
Adam, şaşkın bir şekilde odadan çıkmasının yasak olduğunu söyleyecekken Necip'le göz göze geldi; Necip'in yaptığı göz-kaş işaretleriyle bir şey söylemeden odadan çıkması gerektiğini anladı. O odadan çıkarken, Komiser Tahsin de Necip ve Hale'ye doğru dönmüştü.
Necip'e, koltuğa oturup kayıtları oynatmasını istedi. Üç kez aynı kaydı izledi. Görüntülerde elbette ki bir değişiklik olmamıştı. Her seferinde yaşlı fakat dinç görünümlü bir adam peşindeki iki kişiyle ve taşıdıkları bir tabutla birlikte morgdan çıkıyordu. Peşlerinden çıkan morg görevlisinin uzattığı evrakları imzalarken bir sigara yakan adam, birkaç nefes çektikten sonra sigarayı yere düşürüyor; akabinde dönüp kameraları görünce daha hızlı hareket ederek evrak imzalama işlemini bitirip kadrajdan çıkıyordu.
Üçüncü izleme faslında tam Hale içinden isyan edecekken Komiser Tahsin kaydı bir yerde duraksattı. Bu yer, adamın kamerayı fark etmeden birkaç saniye önce ağzındaki sigarayı düşürdüğü yerdi.
Eliyle ekrana birkaç kez dokunup sigarayı işaret ettikten sonra Necip'e bakan Komiser Tahsin derhal gitmesini ve morgun, kamerayı bu şekilde gören yerindeki tüm izmaritleri toplayıp analiz ettirmesini söyledi.
- Hepsini mi? Bu çok uzun sürmez mi?
Necip'in bu tepkisi üzerine duraksayan Komiser Tahsin, bıyık altından gülümseyerek cevapladı soruyu:
- İlk olarak ruj izi bulaşanları elersin, çok uzun sürmez rahat ol…
Necip, hayıflanarak ama itiraz etmeyerek odadan çıkarken görevli elinde üç çayla gelmişti. Dönüp Komiser Tahsin'e bakan Necip, amirinden onayı alınca uzanıp çayı aldı ve içmeye başladı. Diğer iki çay da Komiser Tahsin ve Hale'ye servis edilmişti ki; Komiser Tahsin kendi çayını, getiren görevliye verirken homurdandı:
- Bu senin, sana ders olsun diye böyle yaptırdım. Ben içmeyeceğim…
Akabinde, kayıt odasından çıkacakken durup Hale'ye döndü. Bir şey söyleyecekken vazgeçti ve kayıt odasından çıktı. Arkasından bakan Hale ve Necip bir anlam veremezken, kayıt görevlisi ağzındaki çayı yutup konuştu:
- Çok kral amiriniz var he!
(Devam Edecek)