Alper Kaya

Gaz Pedalı Tekledi - 13

Çıkan Kısmın Özeti: Drag yarışında yanarak kül olan arabadan çıkan bir bavul dolusu para ve yanmış kadın cesedi gizemini hala korumaktadır. Kazadan sağ çıkan kazazedenin, İstanbul Emniyet Müdürü'nün oğlu olması; Komiser Tahsin ve ekibinin işlerini zorlaştırır. Üstüne üstlük emniyetin morgundaki yanık kadın cesedi de kimliği belirsiz kişilerce alınmıştır.

Kamera kayıtları doğrultusunda, morgdaki cesedi alıp giden adamlardan birisinin yere attığı sigarayı bulup analiz etme işi Necip'e düşmüştü. Necip, kayıt odasından üfleyip püfleyerek çıkarken koridorun uzak köşesinde cesede el koymak için geldiğini söyleyen Ekonomi Bakanlığı görevlisini görünce bu durumun üzerine yeterince düşünmediklerini fark etti. Yürüyedururken bir yandan da alakasız gibi görünen bir bakanlığın, bir drag yarışındaki cesede neden el koymak isteyebileceğini düşünüyordu.

Derken iki alakasız parça gözlerinin önünde tek bir bütün halini aldı adeta: Aracın bagajından çıkan ne idüğü belirsiz para ve şu an itibarıyla kayıp olan ceset. Üçüncü bir parça bu ikilinin üstünü kapladı: Ekonomi Bakanlığı.

Arkasında kalan, muhtemelen göz ucuyla kendisini takip eden görevliye belli etmemeye çalışarak adımlarını sıklaştırdı ve Cinayet Büro'ya kendisini attı. Hızlı yürümediği halde aklındakileri adeta uçup gitmemeleri için dudağının ucuna cümlelerini sıkıştırdığı için nefes nefese kalmıştı! Bu durumun ufak tefek evrakları inceleyen Komiser Tahsin'in dikkatini çekmemesi zaten mümkün değildi… Nesi olduğunu, birkaç dakika evvel ona verdiği işe hala başlamamış oluşundan ötürü biraz da öfkeli bir şekilde, soran Komiser Tahsin'e bir çırpıda aklındaki bileşenleri anlattı Necip.

Necip'in sözleri bittiğinde, Komiser Tahsin düşüncelere dalmıştı. Birkaç saniye sonra dalgın bir şekilde kamera kayıtlarındaki sigarayla ilgilenmesini salık verdiği Necip'i morgun önüne gönderdi. Bu tepkiyi beklemeyen Necip biraz bozularak da olsa amirinin emrine uymayı tercih etti. Necip gözden iyice kaybolunca Komiser Tahsin de yerinden fırlayıverdi.

Koridora bir çırpıda göz gezdirdiğinde bakanlıktan gelen görevliyi göremedi. Planı işe yaramış gibi duruyordu. Görevli, doğrudan Necip'e odaklandığı için morgun yolunu tutmuş olmalıydı. Necip'in aksine Komiser Tahsin paraların analizi için uğraşan Nazan'ın yanına, laboratuara, geçti.

Nazan, bir iş üzerindeyken genelde gergin olurdu. Nitekim yüzüne hakim olan bir asık suratlılık hali bu durumun kanıtı olmuştu. Yanına kadar gelen Komiser Tahsin'i fark etmeyen Nazan, “Pşşt” diye kendisine usulca seslenilince bir “Hii!” nidası koparıverdi. Büyüyen gözleri ve havaya kalkan kaşlarıyla döndüğünde gördüğü Komiser Tahsin'in muzır yüzüne karşı bir cık-cık efekti savurdu.

Bununla atlattığı için bir yandan şükreden Komiser Tahsin, öte yandan merakla tezgahtaki aletlere göz gezdirmeye başlamıştı.

- Hayrola?

Nazan'ın bu sorusuna cevaben anlamayan bakışlar atan Komiser Tahsin'e cevap gecikmemişti:

- Hayrola, yani cinayet işlerinden laboratuar işlerine mi geçiş yapacaksın?

Komiser Tahsin, aklındaki düşüncelerin yoğunluğundan ötürü bu esprinin hakkını vererek gülememişti. Sadece gülümsemekle yetindiğinde, Nazan bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Göz kırpıp bir daha “Hayrola?” sorusunu yöneltti. Ancak bu iki soru arasında bir üslup ve ciddiyet farkı açıkça gözleniyordu.

Etrafına şöyle bir bakan tecrübeli amir, sesini de olabildiğince alçaltarak cesede el koymaya çalışan Ekonomi Bakanlığı görevlisinin pek yakında laboratuardaki paralar için de bir yaptırım uygulamaya çalışacağından şüphelendiklerini söyledi usulca. O anlattıkça Nazan şaşırdı, Nazan şaşırdıkça Komiser Tahsin sesini daha da alçalttı.

En sonunda anlatması bittiğinde Nazan hala soran gözlerle kendisine bakınca “Ne?” diye çıkıştı Komiser Tahsin. Nazan da anlatıcısına uyarak alçalttığı sesiyle bakışlarının izahına girişti:

- Yani, ne yapacağız şimdi?

Komiser Tahsin dudaklarını büküp gözlerini belertti. “İşte…” diye homurdandı.

- İşte ben de bunu sormak için geldim sana. Ne yapmalıyız?

Birkaç saniye durup düşünen Nazan, “Hah!” diye seslendi.

- Bir şey buldum ama, ne dersin bilemem…

Komiser Tahsin, acınacak bir bakış attı laboranta doğru.

- Şu an sen şu paraları cebine doldurup evine gitmeyi teklif etsen, onu bile kabul edecek durumdayım…

“O halde dinle…” diye homurdanan Nazan aklındakileri Komiser Tahsin'e anlatmaya başladı.
(Devam Edecek)

YORUM YAP