Epeydir eğitim alanındaki olumsuzluk seline ülkece kapılmış sürüklenirken, yeni eğitim-öğretim yılının kapısını araladığımız süreçte iki ilçemiz lise mezununun peş peşe gelen başarı haberleri yüreğimi öyle bir ısıttı ki… İki gün boyunca ayaklarım yerden kesildi. ‘Vay bee bunca olumsuzluk arasında bunlar da oluyormuş' dedirtti. E, bizim çocuklar da olunca göğsümüz de kabardı mı kabardı. Aileleriyle birlikte gururlandık. Onların mutluluktan ışıldayan gözlerine baktıkça biz de duygulandık. (Zaten duygusallık tavan yapmış bu aralar… Evladını üniversiteye uğurlayacak biri olarak ruhsal dengemi koruma çabasıyla meşgulüm. Neyse konumuza dönelim, çünkü o tarafa girersem zor çıkarım. Bu arada ne olur evlatlarımızın boşalan genç oda resimlerini paylaşmayalım ne olur, aramızda kaldıramayanlar var, bu durumla alışmaya çalışanlar var. Sabır, hoşgörü, şefkate ihtiyaç var.)
Şimdi asıl konumuza dönelim. Sırtlarını siyasilere yaslayan bazı okul yöneticilerin eğitim kurumlarını neredeyse ticarethaneye dönüştürmesi sonucu, ticaret ve pazarlama sektörlerine göz kırpılmakta, siyasi partilerin de arka bahçeleri haline getirilmesiyle birlikte, ayrımcılığın kayırmacılığın zirvesine ulaşılan eğitim alanında artık eğitim adına güzel başarıların olabileceğine dair inancımızı kaybettik. Tepedeki bazı siyasiler de “eğitimli kişiler bize oy vermiyor” deyince, başta eğitimden ve tabi ki bilimden, sanattan uzaklaşmak için epey güçlü çabaların olduğunu gördük. Görüyoruz ama bir şey yapamıyor, elimiz kolumuz bağlı da oturuyoruz. Olup bitenlerin hepimiz farkındayız, söylenecek yazacak çok şey var ama ben asıl konuya gelerek gençlerimizin o yüreğimize ısıtan başarılarına geleyim. Haberlerini alınca minicik ufacık umut pırıltıları belirdi sanki.
Efendim Güray Öztürk adlı yakışıklı gencimiz, Hasan-Sabriye Gümüş Anadolu Lisesi mezunu. Geçtiğimiz yıllarda babasını kalp krizi sonucu kaybeden Güray, annesi Cavidan hanımın tek dayanağı. Lisede de başarılı bir öğrenci olan Güray, o çok istediği Diş Hekimliği bölümünü kazanarak Marmara Üniversitesi'nde okumakta. Bu yıl 3. sınıfa geçti. Güray, yükseköğretim eğitimi sürecinde branşıyla ilgili çeşitli olimpiyatlara da katılarak, büyük bir azimle ilerliyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında Türkiye'de ilk kez İzmir'de düzenlenen Dental Olimpiyatı'nda bilgi ve birikimlerini yarıştırdı. Burada seçilerek iki kız öğrenciyle birlikte ülkemizi Polonya'da düzenlenen olimpiyatta temsil etme hakkı elde etti. Güray Öztürk, katılanlar arasında ekip arkadaşlarıyla birlikte gösterdiği üstün başarı sonucunda Dünya Birincisi seçildi. Ülkemizi temsil eden ekip ödül olarak yurt dışında staj yapma imkanı bulacak. Aramızda yetişen, lisemizden mezun olan, bizim kıymetli öğretmenlerimizin elinde yoğurulan bu genç, bu günlerde annesine mutluluk göz yaşları döktürürken, hem üniversitedeki hem de lisedeki öğretmenlerini gururlandırdı. Ulaşmak istediği tüm hedeflerine kolaylıkla erişmesini diliyorum. Azmi, çabası, çalışkanlığını takdir ediyor, başarılarının daim olmasını diliyorum. Bu güvenimizi kaybetmiş, kaygılara teslim olmuş günlerde bize bu gururu yaşattı ya, Allah ondan razı olsun. Tüm gençlerimize umut olsun. Üzerinde katkısı olan tüm öğretmenlerimize teşekkürler.
Bir diğer başarı öykümüz ise Atatürk Anadolu Lisesi Mezunu Yasemin Çoraklı'nın. Liseden okul birincisi olarak mezun olan Yasemin adlı genç kızımız ise Mimarsinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık öğrencisi olarak da birinciliği elden bırakmıyor. Bu başarı ona bu yaz tatilinin son günlerinde masrafları okulu tarafından karşılanan yurt dışı gezisi ödülünü getirdi. Yasemin, Barselona'daki yapıların mimari yapısını yakından görme ve inceleme fırsatı buldu. İş yerinde ziyaret ettiğim babası Suat beyin gözlerinin içi nasıl da gülüyor, nasıl da ışıldıyordu. Eşi Gülay hanımla birlikte kızlarının çabasını takdir ettiklerini, başarılarıyla ise gururlandıklarını paylaştı.
Terörden, savaşlardan, kayıplardan yanan yüreğimizi, bu pırıl pırıl gençlerin böylesine güzel başarıları biraz olsun soğutsun. Eğitim dünyasındaki çirkinlikleri bir nebze olsun unutalım, en azından yok etmeyi başarana kadar, unutmuş gibi yapalım. Biz asıl gençlerimizi yetiştiren, yeteneklerini göstermelerine fırsat verenleri takdir edelim, çocuklarımızı ise cesaretleri ve başarıları için kutlamayı da unutmayalım. “Dünyada bir çok kabiliyetli kişiler, cesaret sahibi olmadıkları için kaybolurlar.” der Sydney Smıth. Her şeye rağmen kendilerinde o cesareti bulsunlar, bulmaları için her zaman destek olalım, gidebildikleri yere kadar gitmeliler.
Güray Öztürk'ü ve Yasemin Çoraklı'yı yürekten tebrik ediyor, onlara sımsıkı sarılıyorum. İyi ki varsınız gençler! Yolunuz açık olsun.
Eminim ki bizim küçük kasabamız yetkilileri bu gibi gençlerin başarılarını takdir etmeyi bilecektir. Bundan eminiz.
Daha nice başarıları paylaşmak dileğiyle… Daha nice Güray'lara, nice Yasemin'lere…