Genelde milletvekili seçimlerine AK Parti Hükümet olmanın avantajı ile giriyordu. Bu defa farklı bir durum ile karşı karşıyayız sanıyorum. AK Parti yine genel iktidar ama genelde rüzgarı yavaş yavaş CHP arkasına almış gibi. MHP’nin bu seçimlerde ciddi bir ivme kazanacağı beklentisi kimse için sürpriz değil de HDP’nin barajı aşması durumunda seçim sonrası değişik senaryoların bizi beklediği iddiasını güçlendiriyor.
Her defasında "AK Parti bitti” denildiğinde tekrardan tek başlarına iktidara geldiklerinin yarattığı hayal kırıklıklarını unutmayanlar, bunu hesaba katıp temkinli yaklaşım sergileyenler yine var… Var da; genel atmosferde gerçekten büyük değişiklikler de söz konusu.
Genel seçim arifesinde yerele baktığımızda AK Parti’nin Seçim Koordinasyon Merkezi adı altında sistematik ve düzenli bir çalışma içinde olduğunu görüyoruz. Sistemin çarkları aynı şekilde dönüyor sadece dahil olan milletvekilleri değişiyor. AK Parti’nin ‘insana dokunan’ siyaset iddiasında temas kısmı tamam da samimiyet duygusunda bir azalma var. "Bir şeyin miktarı arttıkça etkisi azalırmış” son derece doğru bir tespit bence… Dikkatli olmakta yarar var…
CHP ve AK Parti’nin genel seçim maratonuna, yerel bazda, henüz tam anlamıyla dahil olduğunu söylemek mümkün değil…
Silivri ekseninde düşünüldüğünde şunu söyleyebiliriz; CHP ve MHP ‘oy istemez’, verilenleri alır! AK Parti ‘ister’… İstemeden verilen/alınan oylar biraz tembellik/rahatlama yaratıyor kabul etmek lazım. İstenmesine rağmen verilmeyenler ise kamçılıyor… Siyasetin garip cilveleri…
***
Muhtarlar Derneği seçiminin yankıları sürüyor. Yerel seçimden önce, üç yıl sonra, muhtarlar yine başkan seçecek; rövanşa soyunmak isteyenler çıkabilir. Gereksiz bir çaba olur kanımca, farklı şeyler düşünmekte yarar olabilir. Değişim iyi gelecektir; günümüz moda deyimi ile ‘gerilen ilişkilerde’ rahatlama : )) Ömer Ercan taraftarları, Muharrem Eren’in beklenenin üzerinde oy almasını tartışıyor. Bir de Eren’e sormak lazım… Kesin galibiyet beklentisiyle girdiği seçimden yenilgi ile karşılaşınca ne hissettiğini… Bir yarışa girerken, kazanmayı hedeflemek esas tabi ama kaybetmeyi de göze almış olacak kişi… Hazırlıksız yakalanmak fena… Allah çaresiz dert vermesin kimseye… Hadi tekrardan hayırlısı. Sonuç ortada, suçlayacak kişi aramak boşuna…
***
Dağ gibi meclis üyesi kaybeden AK Parti’deki sessizlik bir garip… Hedeflenen koltuğa bir potansiyel tehdit daha kendiliğinden gitti, gönderdiler aslında, rahatlığı hissediliyor. Sorunlar karşısında ‘çöpleri halı altına süpürerek yok etme’ stratejisi izleyenlerin akıbetini Allah ömür verirse hep birlikte görüp, konuşacağız tabi. Biz en azından konuşuyoruz, kimileri direkt yok sayıyor. Yok saymakla yok olsaydı keşke bütün sıkıntılar. Ne rahat hayatımız olurdu…
***
CHP Silivri İlçe Örgütü bugüne sıkı bir STK ziyaret programı kararlaştırmış. Genelden yerele inecekler anlaşılan. Halka dokunmaktan bir ürkme seziyorum CHP’nin seçim çalışmalarında. Hani ‘Sahaya ineceğiz de önden bir STK’larla ısınma turu yapalım…’ havası var… Çalın vatandaşın kapısını gitsin! STK’ların başında verecekleri oy konusunda çoktan kararını vermiş kişiler var. Seçim çalışmaları destekleyecekleri parti konusunda karar vermiş kişilerin fikrini değiştirmeye yönelik değildir. Kararsızları etkiler… Gel git’lerdeki yakalamayı, kendi saffına çekmeyi hedefler. Siz Nuray Koçer’e gitseniz ne olacak gitmeseniz ne olacak?! Metin Gürsu? Ercan Çalışkan? İhsan Atun’a mutlaka gidin o çok kararsızdır bakın!!! Vazgeçin bu protokollerden, savaşlar meydanlarda verilir… Eee kazanmaksa gayeniz galibiyeti makam odalarında aramayın! Naçizane fikrim. Soran yok da; yine de söyledim gitti : )))