Hafta sonu oynadığımız Kozan Belediyespor maçında kaybeden biz olduk, ama hakem sayesinde ama kendi hatalarımızla. Kazanabilirdik ama kirli eller devreye girdi ve hakkımız olan 3 puanı alıp yerine bir puan bıraktılar.
Teknik olarak ele alacak olursam bize çift santrafor ile oynamak daha yakışıyor, gözü hoş geliyor ve seyir zevki gerçekten de güzel.
Kozan Belediyespor maçı sabaha kadar oynansaydı bize gol atarları kesinlikle yoktu. Öyle vasat, öyle basit, öyle sıkılmış ve öyle ligin bitmesini isteyen oyuncular topluluğu vardı.
Müsabakanın ilk yarısı bizim için tam bir kaostu.
Kimin ne yaptığı, ne yapmaya çalıştığı belli değildi.
Orta alanda anlamsız bir boğuşma, anlamsız bir hırs ve anlamsız bir stres.
Bunca stres sonrasında oyunda kalabilmek de zor.
Oyuncuları anlayışla karşılamak gerekir.
O ayrı bir konu ama bu kadar gereksiz panik karşısında hatalar da kaçınılmaz oluyor.
Kozan maçında tek santraforla oynadığımız dakikalarda topu ileriye taşımakta fazlasıyla zorlandığımız gözlerden kaçmadı. Nitekim bunu kenar yönetim de gördü ve sahaya Muhammed'i sürdü. Bununla birlikte ileride topla daha fazla buluşma imkânımız oldu.
Fakat bu durumu bozan ise yani hocanın tahmin edemediği ise Emin ve Eray'ın sakatlanarak oyundan çıkmaları tam bir bilmece oldu ve Bülent hocanın tüm planlarını altüst etti.
Topu ileriye taşıyabilen oyuncularımızın başında geliyordu Emin zamansız sakatlanması oyun planını da altüst etti. Zorunlu değişiklik planları tamamen değiştirdi. Ayrıca yakın dakikalarda da Eray'ın sakatlanarak oyunu terk etmek zorunda kalması planlamayı külliyen değiştirdi.
Bu durumda da zamansız sakatlıklar erken oyuncu hamleleri Bülent Akan hocanın aklındaki tüm oyun planını altüst etti bana göre.
İlk yarı evlere şenliktik. Kozan'ın cılız kanat oyuncularını yıldızlaştırdık.
Topu ileride tutmakta zorlandık.
İkinci yarı ise ilk yarıdaki kaos gitmiş yerine ayakları yere basan, ne yaptığını bilen oyuncular çıkmış gibiydi.
Sözün özü, ilk yarıyı saymazsak ikinci yarı daha da iyiydik.
Muhammed ile başlasaydık farklı olabilir miydi, hocanın takdiri.
İşin özü takip ettiğim idmanlarda hocanın yerinde olmak istemezdim, Gökhan ve Muhammed o kadar istekliydiler ki idmanlarda seçim yapmak gerçekten de zor olurdu.
Gökhan, Muhammed oyuna girdikten sonra topla daha fazla buluşmaya başladı. Daha olumlu işler yapmaya başladılar. Altı pas içinde yapmaya çalıştıkları organizasyonlar tam tutmasa da birbirleriyle daha fazla oynadıkça nereye ne diye pas atacaklarını iyi anlayabilecek seviyeye geleceklerdir.
İlk yarı ileride Gökhan yalnız kaldı. İki stoper arasında kalarak iyi dayak yedi. Sonra yardımına Muhammed geldi de kavga dengelendi adeta.
Yediğimiz gol ise orta alanda top kaptırdık ve dönüşü kalemizde gol oldu. Sonraki dakikalarda birkaç kez daha kaptırdık kalemizde tehlikeli anlar yaşadık.
Orta alanda ters top yapmaya çalıştık ama başaramadık. Yapmaya çalıştığımız ters topları o kadar yumuşak kullandık ki top daha havadayken rakip pozisyonunu alabiliyordu. Aynı durum orta alanda paralel topları da çok yavaş ve yumuşak kullanıyoruz.
Bana göre yapılan değişiklikler hocanın elini kolunu bağladı ve oyun kurgusunu tamamen değiştirmesine neden oldu.
Yaptığı hamlelerle Bülent hoca rakibin zayıf halkasını çözmüştü ama çözemediği tek şey kendi takım oyuncularının sakatlıklarıydı.
Emin ve Eray'ın ileriye top taşıma çalışmaları başarıya ulaşmaya başlamıştı karşısındaki rakiplerini oldukça yormuşlardı.
Rakibin tek yaptığı ise önde oynayan 10 numaralı oyuncuları olan Yasin Hatipoğlu ile topu buluşturmaktı. Golü bulduktan sonra Kozan takımı ceza sahamıza giremedi ki doğru düzgün. Defansta ve orta alanda hatalarımız olmasa Kozan takımı bizim ceza alanımıza bile giremezdi. Bizimkiler geriye pas attı rakip girdi stoperlerin arasına ve aldı topu golünü attı. Bu kadar basit.
İşte bu basit oyunu oynayamıyoruz kendi işimizi kendimiz zora sokuyoruz.
Yoksa oyuncuların samimiyetinden şüphem yok, çok koşuyor ve çalışıyorlar.
Strese yeniliyoruz.
Bu durumu atlatabilirsek vura vura gideriz