‘En iyi çözüm' için ‘en basit' seçenek tanımlaması bana hep ilginç gelmiş ve aklımı ilk duyduğum andan itibaren kurcalamıştır.
Silivri gündemine ilişkin birkaç örnek üzerinden çözümleme yapalım bugün…
Kumluk'ta yıllardır bir halk plajı olanağı vardır özel girişim, İBB denetimi ya da Allah'a emanet insanlar denize bir şekilde başka hiçbir yerde giremezlerse buradan faydalanabilirler. Bazıları yakınlarının yardımı olmadan hiçbir şartta bu imkanı değerlendiremediler. Çünkü engelsiz bireyler bu alanda yok sayılmış, yıllardır kimse onların da hakkını gözetmeye kalkışmamış. Suçlu aramıyorum. Sadece şimdi bu bölgeye Belediye olarak el atmaya karar veren yönetimin engelsiz bireyler için de ulaşım imkanını sağladığını söylüyorum.
Bir başka örnek…
Cuma akşamı Silivri Belediyesi, Açık Havada Sinema Nostaljisi etkinliklerinin galasını gerçekleştirdi. Aynı apartmanda yaşayıp tanışma gereği duymayan insanların, aynı semtin sakinleri olarak yan yana, ortak bir etkinlikte sadece kültür aktivitesinde buluşmaları sağlanmadı. Silivri'de birbirine denk gelip tanışan insanların isimlerinden sonra ikinci olarak “Memleket nere?” sorusuna önemli bir bölümü “Bulgaristan göçmeniyim” dediğinde nasıl bir coğrafya ve kültürün harmanı olduğuna dair hafıza, bilgi tazelendi. Kitap okuyan, film izleyen insanların empati duygusu da gelişir. Bu da insan ilişkilerine önemli ölçüde iyi etki eden bir özelliktir.
Tüm zamanların en iyi haltercisi kabul edilen Naim Süleymanoğlu'nun hayatı sadece bir sporcunun yaşamını ya da geçmişi anlatmadı, bize ilkeli duruş, kimlik, aidiyet, milliyetçiliğe, bugün ve geleceğe dair çok önemli hatırlatmalar yaptı, unutmamamız gereken şeyleri bir kez daha önümüze koydu.
Yaşadığınız şehirdeki insanları görmek dahası tanımak, hassasiyetlerini bilmek ve gözetmek, buna göre davranışlarınızı, (yetkiliyseniz) hizmetlerinizi düzenlemek zorundasınız. Ve bunu bir gün ya da bir defa değil, sürekli, tarzınız haline getirmelisiniz.
Son örnek üzerinden net bir siyasi çıkarım da yapacağım müsaadenizle…
Adayken, “Giremez” denilen mahallelerin sandıklarından 1. çıkan Volkan Yılmaz, göçmenleri CHP'nin ‘arka bahçesi' gören anlayışı da her hamlesi ile sarsmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günler ilçemizde bulunan HÖH Şumen İl Başkanı Aysel Rufat, seçim çalışmalarına sunduğu destek, ilçemizde inşa edilen spor kompleksine Naim Süleymanoğlu ismi verilmesi, Ramazan Ayında Bulgaristan'da katkıları ile düzenlenen iftarların etkisinde Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'ın bizzat ayak basmadan Bulgaristan sınırları içinde (Türk siyasetçiler arasında...) ciddi (ne kadar ciddi olduğunu da yazmayayım) bir popülerlik kazandığını ifade etti.
Sultan II. Abdülhamid döneminde valilik yapan Halil Rifat Paşa'nın “Gidemediğin yer senin değildir" sözünden yola çıkarak, siyaset de şart değil, hangi alanda olursa olsun, mesafe almak isteyenlere “Girmediğin gönül” senin değildir demek istiyorum…
***
Geçen haftayı yorumlarken farklı bir parantez açmadan geçemeyeceğim… Sıklıkla ‘trol' eleştirilerine maruz kalan AK Parti Meclis Üyesi Mustafa Çolakoğlu'nun, İYİ Parti İlçe Başkanı Ahmet Refik Bek'in suçlamalarına yönelik yanıt mealindeki videosu ve cevabındaki nezaketi takdiri hak etti.
Konu AK Parti'den açılmışken; Filiz Güler'in gönlünü partili arkadaşlarının alması gerekiyor gibi görünüyor dışarıdan. Her hangi bir sıkıntı yoksa bunu hissettirmek, oluştuysa da çözümü genel iktidar temsilcisine yakışanıdır. İki dönem meclis üyeliği, İBB sorumluluğu ve üç yıldır Partilerinin Grup Sözcülüğünü özveriyle yürüten Güler, AK Parti'nin göz ardı edebileceği bir siyasi fikir değildir. En azından kamuoyu nazarında… Güler'i tekrardan AK Parti adına ve etkinliklerinde eski heyecanıyla görmek umuduyla…
Göçmen kökenli vatandaşlarımızla ilgili yorumlarınıza okey, Ancak Güler hanımla ilgili yorumunuz Parti üst yönetiminde görevli bir siyasetci gibi, tavsiyeniz ve taraflı yorumunuzu değerli okuyucularınıza bırakmak, doğru olandır sanırım.Saygılar