CHP Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil, YSK'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etmesini ‘hukuk cinayeti' olarak nitelendirdi.
Küpe FM'de yayımlanan Kamil Bilici ile Gündemdekiler programına konuk olan CHP Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil, 31 Mart yerel seçim gecesi İstanbul'da yaşananları, Silivrili seçmenin Belediye Başkanlığı konusundaki kararını, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu'nun mazbatayı alması ile mazbatayı iade ettiği gün arasındaki 18 gün içerisinde gerçekleştirdiği icraatlar ve etkisini değerlendirdi.
“HER DEFASINDA KAZANAN İMAMOĞLU OLDU”
İlçe Başkanı Suna Göçengil, İstanbul'da 31 Mart akşamı ve sonrasında yaşananları şöyle dile getirdi: “Sandıklar açıldıktan sonra her şey yolunda giderken bir anda Anadolu Ajansı tarafından, Binali Yıldırım açık ara öndeymiş gibi bir açıklama yapıldı. Aslında partimize, Genel Merkez'imize, İl Başkanlığımıza gelen sonuçlar tam tersini göstermekteydi. İBB'nin seçilmiş Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, kameralar karşısına çıkarak sürecin lanse edilen şekilde olmadığını ve kendisinin oy farkıyla birinci olduğunu ifade etti. Akış maalesef Anadolu Ajansı tarafından tamamen kesildi. O gecenin sabahında YSK Başkanı, Ekrem İmamoğlu'nun oy çokluğu bakımından önde olduğunu dile getirdi. Her seçimde tutanaklarda maddi hatalar olur. Bu maddi hatalar düzeltildi. Sayım yapıldı. Sayın Ekrem İmamoğlu, birinci çıktı. Daha sonra 39 ilçede tüm geçersiz oyların yeniden sayılması konusunda bir karar çıktı. Bu sayımın sonucunda da değişen olmadı yine Sayın Ekrem İmamoğlu çıktı. Hatta Silivri ilçemiz dahil 6 ilçede geçerli ve geçersiz oy olmak üzere oylar yeniden sayıldı ve yine Sayın Ekrem İmamoğlu kazandı. Bu seferde 22 ilçede boş ve imzasız oy çeteleleri olduğu iddia edilerek 57 sandık sayıldı. Sondajlama usulü denilen bir uygulama yapıldı. Bu 57 sandıktaki oylarda sayıldıktan sonra yine Ekrem İmamoğlu kazandı. Yine bitmedi. 41 bin 132 kısıtlı seçmenle ilgili itirazlar yapıldı. Sadece 766'sı incelenmeye değer bulundu ve sandıktan yine Ekrem İmamoğlu çıktı. Bunlar da olmayınca sonunda maalesef ülke tarihinde hiç yaşamadığımız soruşturmalar, polis baskınları yaşandı. Yine bir şey bulunamadı, yine Ekrem İmamoğlu kazandı.
“YSK BAŞKANININ MUHALEFET ETTİĞİ KARAR, HUKUK DEVLETİ KAZANIMLARINDAN ÇOK ŞEY GÖTÜRDÜ”
Tüm bu gerekçelerle sonuç değişmeyince 16 Nisan'da seçimin iptal edilmesi için YSK'ya bir kez daha itiraz başvurusunda bulunuldu. Seçim sonuçlarına itiraz edilebilir, bu doğal bir haktır ama hukuk bir hakkın suiistimalini korumaz. Bu en önemli kıstas olmalı. Madde madde sayarsak maddi hata ve usulsüzlükler, kayıp oy oranları, kısıtlı seçmenlerin oy kullanması, bazı sandık kurullarında memur, başkan ve üyelerin bulunmaması, torbalarda bulunmayan kayıp seçmen listeleri, mükerrer oy kullanımı gibi nedenlerle itirazlar yapıldı. Yapılan bu itirazlardan YSK sadece birini kabul etti, diğerlerini reddetti. Sonuç olarak YSK bazı sandıkların kanuna uygun olarak oluşturulmadığı iddiasını kabul ederek İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerini iptal etti. Seçmen olarak oy vermeye gittiğimizde 4 pusula verildi; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İlçe Belediye Başkanlığı, Meclis Üyeliği ve Muhtar tercihinde bulunduk. Sandıkta diyorlar ki aynı zarftan çıkan 3 pusula doğrudur biri yanlıştır. Kimsenin aklı almıyor. Ama YSK bunu iptal etti. Hiç kimse bu konuya ikna olamıyor. Bu karar YSK'da 7'ye karşı 4 oyla oy çokluğu ile kabul edildi. Bizim hukuk sistemimize ve adil yaşam anlayışımıza vurulan en büyük darbedir bu.”
“HALKIMIZIN TAKDİRİDİR”
Silivri'deki yerel seçim yarışını Cumhur İttifakının MHP'li adayı Volkan Yılmaz'ın kazanmasıyla ilgili düşünceleri sorulan Suna Göçengil, konuyla ilgili, “İlçemizde hemşerilerimiz demokratik haklarını kullandılar. Bir tercihte bulundular. Sonuç itibariyle Silivri'de yerel yöneticiler değişti. Yeni bir belediye başkanımız şu an görev almakta. Aynı demokratik sürecin tüm İstanbul'da geçerli olduğunu gördük. Büyükşehir'de de aynı bakış açısıyla devam etmesini isterdik maalesef böyle olmadı. Silivri'mizde böyle oldu. Bu halkımızın takdiri. Bizlere de ilçe belediyeciliği anlamında muhalefet rolü düştü. İktidarla muhalefet bir kuşun iki kanadı gibidir eğer bir kanadı eksikse uçamaz. Bizde ilçemiz için yapılacak olan her türlü olumlu icraat konusunda yerel yönetimde destek vermeye devam edeceğiz. Daha da fazlasını yapacağız. Daha da kendimizi anlatacağız ve halkımızla birlikte olacağız. İnşallah İstanbul Büyükşehir Belediyesi de aynı inanışla 23 Haziran'dan sonra Sayın Ekrem İmamoğlu'nun Başkanlığında bu göreve devam edecektir” dedi.
“18 GÜN BİLE SUYU, ULAŞIMI UCUZLATMAMIZA YETTİ"
Ekrem İmamoğlu'nun görev yaptığı 18 gün boyunca israfa ‘dur' dediğini aktaran Göçengil, “Öğrencilerin aylık abonman ücretlerini 85 TL'den 40 TL'ye indirdi. Böylece okul çağında iki çocuğu olan bir aile yılda 1080 TL'lik bir harcamadan kurtulmuş oldu. Yüzde 40 indirim talimatı ile su faturalarında yılda 540 TL tasarruf sağlandı. Sadece 18 günde 1500 TL gibi bir tasarrufu var ailelerimizin. Ayrıca yalnızca dini bayramlarda değil tüm milli ve resmi bayramlarda ulaşımın bütün İstanbullular için ücretsiz olmasını sağladı. Büyükşehir'deki muhalefet meclis üyeleri, “Sen hesap kitap bilmiyorsun”, “Kimin parasını kime dağıtıyorsun” diyerek kararları ret ettiler fakat sonra bir baktık ki İmamoğlu'nun teklifleri AK Parti grubu tarafından İBB Meclis gündemine taşınıp kabul edildi. Bu süreç canlı yayın ortamında geliştiği için kimse bu ucuz siyaset oyunlarına inanmıyor. Sayın İmamoğlu'nun dediği gibi bu süreci hep birlikte tedavi etmeliyiz. Her şey çok güzel olacak, hep birlikte başaracağız” diye konuştu.
Hazal BAŞARAN