Bugün 3 aylık aradan sonra toplanan Silivri Belediye Meclisi'nin ikinci oturumu gerçekleştirilecek. Gündemde faaliyet raporu oylaması var. İlk 4 ayı Özcan Işıklar dönemine ait, 8'i de Volkan Yılmaz'ın Başkanlığında geçen Silivri Belediyesi'nin faaliyetleri değerlendirilerek oylamaya sunulacak.
CHP faaliyet raporu ile ilgili özel bir hazırlık gerçekleştirdi. Birinci yılın sonunda iktidara tanıdıkları hoşgörü opsiyonunda azalma, eleştirilerin oranında artış süpriz olmaz. Başkasının yaptığını denetlemek yerine icraatın başına dönme arzusunun etkisinde bir CHP'yi görmek olağan.
Körü körüne muhalefetten çok çekenler ve engellemelerden ziyadesiyle nasibini alanlar olarak çok da insafsız bir yaklaşım beklemiyorum. Şu da bir gerçek böyle bir tutuma girenlerin de fayda sağlamadığı gibi kamuoyu nazarında puan kaybettiği, seçmeni kendinden uzaklaştırdığını düşünüyorum doğrusu.
Haksız eleştiri kadar kaybettirici, yapıcısı kadar kazandıran başka bir şey yoktur siyasette de insan ilişkilerinde de! Bu yöntem etkili olduğu kadar olgunluk, bilgi ve araştırma gerektirir; herkesin de harcı değildir. Hiçbir güzel ve değerli şey kolay ortaya çıkmaz zeten.
CHP'nin faaliyetlere bakış açısına dönecek olursak; 4 ayı kendilerinde ve seçim atmosferinde geçti. Nisan-Haziran arası İBB'nin seçim tekrarı hengamesi derken tam ‘her şey geçti işimize bakalım' diye düşünürken Eylül depremi. Onu da atlattık Mart'ta başlayan salgın izolasyonu 1 Haziran itibariyle normalleşmeler vs.
Seçimden, siyasetten, afet ve salgınlardan pek başımızı kaldıramadığımız bir süreci geçirdik özetle. Ekonominin durumunu anlatmaya gerek yok zaten!
Hizmet ve yatırımlar hususunda ‘uçulacak' şartlar yoktu gündemimizde, hatta yapılabilecekler bile kısıtlıyken yine de boşa geçen bir günümüz de olmadı gibi ‘yapılabilecekler' açısından, hatta bu hususta şartları epey de zorladık. Hele bir de şu ya da bu sebepten yapılamayanları oldurmak başlangıç için kabul edelim oldukça ümit verici.
“Belediyedeki işleyişi beş yılda ancak öğrenir” denilen Başkan Bey, hayırlı olsun ziyaretlerini tamamladıktan sonra sokak, Ankara, İBB, İstanbul mesaisine odaklandı.
Volkan Yılmaz, “Değişim” vaadi ile seçildiği görevde “dönüşüm” gerçekleştiriyor.
Düşünüyorum “insan değişmeden, hiçbir şeyi değiştiremez” görüşüne giderek ısınıyorum. Hayatta her şeyin karşılıklı olduğu kuralı hiçbir alanı es geçmiyor.
Belediye Başkanının faaliyetlerini sadece CHP değerlendirmeyecek artık ittifak ortakları da ayrı bir gruba sahip.
AK Parti'nin kendi saflarına çekilmesi ilçe meclisinde çok sesliliğe katkı sunacak, sınırlı oluşuna takılmıyorum. Bezen alenen ifade edilmeyen şeyler daha derin etkiler yaratır.
Yılmaz'ın “Bana en çok kendi partililerim, yakınımdakiler kızacak” sözü hayata geçen vaatleri arasında yerini alırken, en çok sahip çıkanların da MHP Grubu olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Kızıyorlar ama bir yanıyla da kıyamıyor, Başkanlarına toz kondurmuyorlar.
Daha az kızmak için uzaklaşma yaklaşımını benimsetmeden bu vaadini Yılmaz gözden geçirse iyi olur. Hangi partiden aday olursa olsun seçilen kişi Silivri Belediye Başkanı ama aday olmadan bir başkanlık seçiminden söz edemeyeceğimiz de aşikar; ender bağımsız istisnalarını kast etmiyorum tabi.
Ve artık şu “geçen dönem sizin yaptıklarınız” manasındaki göndermeler ile yeni dönem kıyaslamalarının gereği kalmadı. Hele ki 1 yılda söylenenler ve öncesinde geçen dönem yapılanlar ile ilgili son sözü halk sandıkta söyledikten sonra…
Siyasetin en zor tarafı ne biliyor musunuz? Bir insanın ‘canını da alacak' olsanız, ‘dünyaları da ayaklarına serseniz' ‘gönlünü kırmadan' bunu gerçekleştirmelisiniz! Yılmaz, hazır seçim vaatlerini bir bir hayata geçirirken, “üretken belediyecilik” sözünün yanına “gönül belediyeciliğini” de eklemeyi ihmal etmesin!