CHP’nin 90. Kuruluş Yıldönümünde ilçemizdeki 2014 belediye başkan aday adayları aynı alanda buluştu. İlk kez bir etkinlikte bir araya geldiler. Parça parça, yan yana olsa da hepsi ortak bir amaçla sahadaydı. AK Parti’nin belediye başkan aday adaylarının sergilediği bir aradalığın sebepleri CHP’de yok. AK Parti ile CHP arasındaki bir değer fark bunu ifade etme özgürlüğü açısından da kendini hissettiriyor. AK Parti’de kol kırılır yen içinde kalır, CHP’nin bir iç meselesi içeride ‘pire’yken dışarıya çıkana kadar ‘deve’ şeklini çoktan almıştır!
Murat Onkardeşler, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir sözünü paylaşmış; "Mevcut Belediye Başkanını kötüleyen, onun üzerinden siyaset yapan aday adayların üzerini direkt çiziyorum.”
İnşallah CHP Genel Başkanı bu sözünü hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde uygular. Ama bu hassasiyetin tek taraflı olması parti içi adalet duygusunu zedelemeden uygulanmalı! Bunun için tersini de söyleyip düşünebilmeliyiz, yani; ‘Aday adaylarını kötüleyen, onların üzerinden siyaset yapan mevcut belediye başkanların üzerini direkt çiziyorum’ da diyebilmeli Kılıçdaroğlu...
Son Olimpiyat olayında da yaşananlar bizi "Türk’ün kendinden başka düşmanı yok” anlayışına getirdi, dayandırdı… CHP ile ilgili de aynı mantığı güdersek özellikle Silivri’de çok yanlış bir sonuca ulaşacağımızı sanmıyorum… CHP’nin Silivri’deki kayıpları hep kendinden… Hepimiz çok iyi biliyoruz ki 2004’te Yılmaz Kandemir’in ve dönemin İlçe Başkanının yılların partililerini dışlayıcı tavrı, Selami Değirmenci’nin sert tepkileri olmasa AK Parti’nin burada seçim kazanması hayalden bile öteye, bir ütopya olarak kalırdı… Bugün CHP’nin 4 belediye başkan aday adayının birlikte hareket etmesinden doğacak gücü ve yaratacağı etkiyi düşünün, seçmen nazarında bunun yaratacağı etkiyi hesap edin. CHP’nin içindeki bu ‘kavga’, AK Parti’nin hizmet ve yatırımlarından sonra en büyük iktidar dayanağı, umudu… Mevcut koşullarda hiç de haksız sayılmazlar hani…
CHP yaralarını küskünleri ikna etmekle saramayacağını anladığı anda dış yardım yetişir… Yetişirse kurtulur, yetişmezse yine kendi içindeki parçalanma yüzünden kaybeder, bunu kazancı haline getirenler çıkacaktır mutlaka.
AK Parti zaman içinde Silivri’de oylarını arttırdı… Genel iktidarın etkisinde, yerel koşullarımızın uğradığı değişim büyük ölçüde AK Parti’nin lehine çalıştı. Zaman ve gelişmelerin AK Parti yararına işlediğini söyleyebiliriz. CHP’nin günümüz koşulları ve imkanlarını ne ölçüde değerlendirdiğini belirtmek ise güç. Onlar seçim zamanlarında oylarını arttırma stratejisini kurarlar, AK Parti ise bu yöndeki yatırım ve kararlarını geniş ve uzun zamana yaymış vaziyette ilerliyor.
MHP’liler şimdi yine sitem edecekler, "Biz de varız” diye… Varlar tabi ona ne kuşku ama tabanın nerede durmaya karar vereceği önemli. İnsanlar güç karşısında tarafsız, kayıtsız kalmazlar. Ya karşısında ya da yanında dururlar…
Siz iktidar potansiyeli oluşturacak gücü ortaya koymazsanız ne yanınızda ne de karşınızda kimseyi bulamazsınız…
Silivri’de siyaset dengelerini değiştirecek imkanı elinde bulunduran iki parti var… Ve onlar gerçekleştirdikleri hamlelerle diğer partilerden kendilerine destek topluyor.
Gazeteciyi gazeteci yapan bilip de yazdıklarından ziyade, sustuklarının oluşturduğu anlayışa hak vermemek ne mümkün!?
Şimdi ben aldığım duyumları, AK Parti ve CHP’ye geçmek isteyen halen aktif siyaset görevini başka partilerde yürüten isimleri yazsam ne olur!?
Görüşmeler, temaslar ve beklentiler… Niyet açısından önemlidir. Olabileceklere dair önemli ipuçları verirler… Olur mu olmaz mı, gerçekleştikten sonra yazmaktan başka çare de yok zaten. Şimdilik bilmekle yetineyim, bildirmenin yeri gelir mi, gelmez mi zaman gösterecek…