Silivri Adalet Sarayından başlayarak ,Pazar yerine ayrılan Hastane Caddesi denilen , dört yol ağzına kadar, Sabahın ilk ışıklarıyla beraber servis arabaları ile dolmaya başlıyor bu güzergah…
Her sabah kullandığım güzergah…
Karşı tarafta mezarlık var boydan boya …
Mezarlık kapısı önünde de durak , servis arabaları değil ama Minibüsler yanaşıyor oraya .O minibüsler deservis arabası görevi görüyor , en azından o saatte...
***
Silivri Adalet Sarayı tarafından başlayan dizilmiş araçlar Fabrikalara işçi taşıyor.Karşısındaki minibüs durağında bekleyenler ise küçüksanayi sitesine veya boy işletmelere gidenlerden oluşuyor.
***
Her sabah sahile giderken geçtiğim bu güzergahı yaya geçtiğim için durakta bekleyenlerle tanıdık olduk , selamlaşıyoruz , kim olduğumuz ne iş yaptığımızı bilmeden. Nereden geldiğimizi , nelerden hoşlandığımızı,nelere kızdığımızı düşünmeden.
Sabah,sabah sahile girme nedenim , hep söylediğim gibi , yalnızca çay içmek ve manzara seyretmek . Bilenler bilir ,ben bunu yıllardır yaparım .
Kışları , yolumu biraz daha uzatıyorum. Boğluca köprüsünün ilerisindeki , Erseven Sitelerini geçip , eski Festival alanını dolanıp geriye dönüş yapıyorum . Oradan İskele meydanınayöneliyorum. Yolda rastladığımdostlarla selamlaşıyorum Ahmet Öztürk gibi. Ve, inanın , manzara seyretmekte, balıkçı teknelerinin iskeleye yanaşmalarını da, seyretmek çok güzel .
Ayrıca, kıyılarda toplanan martıların ve karabataklara ekmek atan insanları seyretmenin bambaşka bir zevki var.
***
Bilenler bilir, eskiden oturup seyretmek istesen de kışları seyretme imkanı yoktu.Çünkü,oturabilecek kapalı alanyoktu , kışında bahçede çay içmekte her baba yiğidin harcı değildi.
***
Ve, şimdi, her sabah konuk olduğum çay bahçelerinin açık veya kapalı yerinde çayımı yudumlarken gördüğüm manzara eskisine göre çok değişti ..
İnsan profili de değişti her şeyden önce.
Sabahın o saatinde burada da tıpkı Silivri Adalet Sarayına kadar sıralanan o servis arabalarını bekleyenler gibi burada da bekleyenler var artık.Hem de kızlı erkekli .
Gürültüleri biraz fazla ama olsun.
Kimi patronundan , kimi , ustabaşından , kimi de müdüründen şikayet ediyor.Kim de lanet okuyor rahat,rahat …
Evet …
Dedikodulara kulak misafiri olduğumu itiraf ediyorum, hatta dedikoduları dinlediğimi itiraf ediyorum, şikayetçi de değilim bilakis memnunum , nedeni , erişemediğim Silivri dışında olup bitenden haberim oluyor böylece.
Yalnız bir şeyi itiraf ediyorum, çay bahçelerinin , kapalı alanlarında ses yalıtımı yapılmadığından çok gürültü oluyor . Ne var ki , onlardan da şikayetçi değilim.
***
Biraz sonra Ahmet veya Şerif gelir. En son Tahsin gelir balık tutmaktan .
Tahsin’in işi ekmeği balıkçılıktan değil ama Silivri’nin balıkçıları hakkında az çok bilgi sahibi sayılır.
Şerif’ bu araSilivri ADD’nin derlenip toparlanması için Dernek Yöneticilerine yardımcı oluyormuş vebazı dostlarıyla birlikte , lakinişsiz saymak lazım onu da …
Eh.
Ahmet zaten emekli.
Sabah saat 09,00 ‘a kadar kaynatıyoruz …
Kaynatıyoruz dediğime bakmayın.
Bir gün öncesine kadar gördüklerimizi ,duyduklarımızıpaylaşırız bir birimizle…
İyi haftalar…
BİLMEM ANLATABİLDİM Mİ ?
----------------------------
2013’ün son günlerinde başlayan bir fırtınaydı …
Fırtına , ortalığı kasıp kavurdu…
Kutulardan çıkan paralar, para sayma makineleri , polis operasyonları , görevden almalar vs…
Yargıya müdahalenin bu kadar kaba biçimde kullanıldığı bir dönemi görmemiştik .O nedenle herkes şaşkın…
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmeyen bir durula karşı karşıya kaldık…
İlk operasyonlardan sonra ikinci dalga Operasyonlar duruverdi. Oysa biz onlarca dalga görmüştük yakın zamanda ...
Polis allak,bullak edildi …
Hala ülke çapında tayinler devam ediyor …
Görülmüş şey değil.
***
Bu arada "cambaza bak " numaraları başladı …
Ayakkabı kutularından çıkan milyonlarca dolarlar .Yatak üstlerinde saçılı paralar ortada yok …
Küresel sermaye , dış güçler , ana muhalefet, yavru muhalefet v.s.teraneleriyle , ortalığa saçılmışpislik unutturulmak isteniyor…
Kabile Devletleri haricinde dünyada da görülmeyen bir durum …
İşe bakın !...
Mahkeme karar vermiş , kişi ifadeye gitmiyor . Neymiş efendim , zat Başbakanın oğluymuş...
Mahkeme , bazılarının mallarına tedbir kararı almış , uygulanmıyor. Koyulmuyor. Bakanların oğlu da içinde diye…
İçinde Silah olduğu söylenen bir TIR Savcılık Kararı ile aranmak isteniyor , aratılmıyor. İşin içine İçişleri Bakanı giriyor,MİT giriyor, Jandarma giriyor , sonuç yok ,TIR gitti gider…
Bu tarafta …
Adamın Televizyon kanalı ve gazeteleri düne kadar desteklerken bu gün desteğini çekti diye Şirketlerinin üzerine vergi memurları salınıyor. Şirketinin Maden Ruhsatı iptal ediliyor…
Bütün bunlar …
Görülmüş , duyulmuş şey değil…
Kısaca…
Yüzüne gözüne bulaştırdılar her şeyi …
***
Ve …
Sözde , seçimle gelen sivil bir iktidar tarafından yönetiliyoruz…
Başbakan ve etrafındakiler , yandaş televizyonlardan , sıkıyönetim bildirileri gibi akşam sabah , tehditler savuruyor …
En önemlisi de…
İnsanların can ve mal güvenliği kalmamış…
***
Ve…
Sorumlular…
Giderek daha da hırçınlaşıyor …
Hırçınlaştıkça da batıyor…
***
İçlerinde aklı başında olması gereken " akıllı ol " demesi gereken profesör de ayni şekildehayali suçlar üretiyor ,suçlular yaratıyor ilaveten …
***
Mağdur ayağına yatıyorlar …
Kısaca …
Geminin kaptanı gemiyi yürütecek durumda değil …
O nedenle …
Her tarafı lime,lime olmuş ,paçalarından yolsuzluk akan bu iktidarın ülkeyi artık yönetemeyeceği belli olmuştur…
Ama …
Geminin limana sağ salim limana ulaşması lazım …
Bilmem anlatabildim mi ?.
YENİ YIL
------------
Hoş geldi 2014 ….
Öyle ,dedik …
Hep öyle diledik …
Ama …
Gelişihiçte hoş olmadı…
Tıpkı 2013’ün gidişi gibi…
Yine de ayni şeyi tekrarlıyorum …
2013 gitsin …
Bundan kötüsü olmaz ya ?.
Her gün stres içinde …
Her an " toz duman " …
İnanılır gibi değil .
Dileğim …
Bu günlerden yara bere almadan kurtulmak …
GÜNE UYAN
-------------------
" … Siz (11 ) Yıldır iktidardasınız. Sarıgül’de (11)Yıldır Şişli’de belediye başkanı …Yeni mi fark ettiniz Sarıgül’ü ? Hayırdır ? Ne iş ? …"
01/01/2013-Hürriyet-Ahmet Hakan köşesi )