Güzel Konuşma Sanatı - İLKER BAYRAK

Güzel Konuşma Sanatı - İLKER BAYRAK

08.07.2015 10:51:23

Diksiyonunuzun düzgün olması, güzel konuşan biri olmanız her zaman sizi ayrıcalıklı kılar. Bugün artık hemen her sektörde, etkili ve güzel konuşmak bir ayrıcalıktır. Güzel ve etkili konuşan insanlar hem iş hayatında hem de özel hayatlarında çevrelerinde hayranlık uyandırır.
Konuşmak sıradan bir iş değildir. Kendi içinde kuralları olan ve kişinin kendi oluşturmacı özelliğini de kullanarak icra ettiği bir sanattır.
Psikolog Jack Marrison Pollack diyor ki: "Konuşmak yalnızca düz bir iletişim aracı değildir. Kişinin tüm duygularının yanı sıra düşüncelerini de çevresine ulaştırabildiği en etkin yoldur.”  Bu etkin yolun en etkileyici şekilde kullanılması  gereklidir.
Eskiler, güzel konuşan bir insan gördüklerinde, o konuşurken herkes onun ağzına bakar, derler. Öyle insanlar vardır ki, onlar konuştuklarında içinde bulunduğunuz havanın adeta değiştiğini, renklendiğini, güzelleştiğini hissedersiniz. Onlar konuşmalarıyla içinde bulundukları mekana renk ve güzellik  katarlar. Güzel konuşmak temel teorik kuralların yanı sıra bir takım sanatsal, artistik değerleri- yetileri de taşımayı gerektirir.  
Laflama Konuş
Hep Laflıyoruz, Biraz konuşalım.
Büyük Türkçe Sözlük "Laf” ı tanımlarken, bir anlam olarak da sonuçsuz yararı olmayan söz olarak tanımlıyor. Farsça bir sözcük olan laf, dilimize ne kadar çok yerleşmiştir. Hatta biz lafla birçok deyim oluşturmuşuz: laf açmak, laf altında kalmamak, laf anlamaz, laf anlatmak, laf aramızda,laf atmak, laf çıkarmak, laf kalabalığı… Sayıca bir hayli fazla lafla kurulan deyimler ve söz öbekleri… Tıpkı laflarımızın sayısının çok olduğu gibi… Evet çok laflıyoruz, ama çok az konuşuyoruz. Faydasız sonuçsuz konuşmak söz konusu olunca çok istekliyiz, can atıyoruz laflamaya…
Gel otur şöyle de iki lafın belini kıralım…
Keşke iki lafla kalsa, kırılmadık kelime kalıyor mu?  Çekilmedik kapı, çekiştirilmedik insan… Yararsız ve sonuçsuz konuşup duruyoruz. Buna konuşmak denemez, ses çıkarıyoruz. Ama ne zamanki bir konuyla ilgili amaçlı, planlı konuşmak gerekse hemen kaçıyoruz. Sus pus oluyoruz.
Ben yapamam, başka biri konuşsun.
Planlı ve düzenli konuşmaktan, konulu konuşmaktan hemen her sektörde insanlar kaçınıyorlar. Bu tabi bilgi eksikliğinden, kendine güvenmemekten, diksiyon kurallarını bilmemekten daha bir çok sebepten kaynaklanıyor. Sonuç olarak biz hep laflıyoruz, konuşamıyoruz. Laf oturtmayı seviyoruz, lafa karışmakta da ustayız. İnsanları lafa tutuyoruz. Kiminin lafını ağzına hemen tıkıyoruz. Kiminin de lafı ağzında kalıyor. İşimize gelmediğinde hemen lafı değiştiriyoruz. Yani hep laflıyoruz. Ne yazık ki hiç konuşmuyoruz, konuşamıyoruz.
Biz hep lafta kalıyoruz, neden konuşamıyoruz?
Konuşamıyoruz çünkü konuşma kurallarını bilmiyoruz. Bilmediğimizi bildiğimizden de emin değilim. Bu kuralları konuşmaya geçmeden evvel, biraz dilimiz nasıl kullanılıyor; dilimizin özentisizce kullanılmasının nedenlerinden bahsedelim.
Dil Nasıl Kullanılıyor?
Yazı dili ve konuşma dili özentisizce kullanılıyor. Son yıllarda hatta hoyratça kullanılıyor, diyebiliriz. Yazı dilinde gereksiz kullanılan sözcükler, yanlış anlamda sözcük kullanmak, düşünce ve mantık hataları, sözcüklerin yanlış yerde kullanılması, deyim ve atasözü yanlışları, birbiriyle çelişen sözler kullanma, anlam belirsizlikleri, yapı bozuklukları en yaygın olan yanlışlar arasındadır. Bunların yanı sıra, bizim milletçe büyük yanılgımız haline gelen, Türkçe karşılığı varken yabancı sözcükleri kullanmak da unutulmamalıdır.
Neden Dil Özensizce Kullanılıyor?
Dilin özensizce kullanılmasının temel sebebi dilin nasıl kullanılacağını bilmememizdir. Bir düzgün konuşmak vardır, bir de güzel konuşmak… Düzgün konuşmak bir eğitim işidir. Kişi çalışarak düzgün konuşabilir. Güzel konuşmak büyük ölçüde yetenek işidir. Etrafında büyük bir etki oluşturacak derecede güzel konuşmak konuşmanın sanatsal artistik boyutuna girer ki bu biraz doğuştan fıtrat olarak sahip olmanız gereken değerleri ihtiva eder. Düzgün konuşmak sonradan öğrenilir. Ayrıca ne kadar çok okursak, ne kadar çok tiyatro oyunu izlersek o kadar güzel konuşuruz. Tiyatrolar bir dilin en güzel kullanılan yerlerindendir. Küçük yaştan tiyatroya giden çocuklar, yetişkin olduklarında da bu alışkanlıklarını sürdürürler ve dili özenli kullanırlar, ayrıca jestlerini ve mimiklerini Albert Bandura’nın Model Kuramı uyarınca daha iyi kullanmayı tiyatrodan izleyerek öğrenirler.Televizyonda ne yazık ki dil özensiz kullanılıyor. Çocukların ve yetişkinlerin eğlence merkezine televizyonun konulmasıyla dilin bozulması arasında paralellik olduğunu düşünüyorum.
Gelecek Yazımda Medya ve Dil ilişkisi ile devam edeceğim.

YORUM YAP