Gazetemİzİn hali hazırda işini son derece profesyonelce yapan bir spor muhabiri var. Amacım zinhar onun alanına müdahale etmek değil, haşa. Ben spor mevzularının siyasete ve gündelik yaşama etkilerinden bahsetmek niyetindeyim.
Malumunuz üzere Silivri Spor 3. Lig'in play-off şampiyonu oldu ve 2. Lige yükselmeye hak kazandı. Bunda elbette başkan Ümit Kalko'nun da etkisi oldukça büyük. Geçen sene küme düşeceği gündemde olan bir takımı şampiyon yapmak her babayiğidin harcı değil! Ben de hem ilçemizin takımı Silivri Spor'a destek olabilmek hem de sizlere maçla ve şampiyonlukla ilgili gözlemlerimi aktarabilmek amacıyla Ankara'da ki final maçını izlemek üzere yollara düştüm. Tribünler gerçekten harikaydı, kırmızı ve mavi renklere boyanmışlardı. İnsanlar coşku doluydu, herkes inanıyordu.
İkinci yarıda attığımız gol ile meşaleler yakıldı. Sevinç çığlıkları yükseldi. Maç bittiğinde ise Ümit Kalko'nun da sahaya girerek çocuklar gibi sevinmesini asla unutabileceğimi sanmıyorum. Yağmur çamur dinlemeden başarısını doya, doya kutladı, Allah nicelerini nasip etsin.
O gün Ankara'ya Silivri'den onca otobüs gitti. Dernek ve oda temsilcilerinden meclis üyelerine, belediye başkan yardımcılarından başkana kadar herkes orada Silivri Spor için tek yürek olmuş vaziyetteydi. Güzel Silivri'me de bu yakışırdı zaten. Aslında benim esas değinmek istediğim konu da tam olarak burada başlıyor. Bir süredir Ümit Kalko ve Belediye Başkanımız Özcan Işıklar arasında bir gerginlik olduğu rivayetleri almış başını gidiyor. Bu rivayetin doğruluğu tartışılır çünkü ben ne böyle bir gerginliği gözlerimle gördüm ne de kulaklarımla duydum. Eğer ki söylenenler doğruysa bile Işıklar'ın, Kalko ile aralarındaki bu gerginliği bir kenara bırakıp her şeye rağmen takıma destek olmak için Ankara'ya kadar gelmesi çok şık bir davranış oldu. Elbette Işıklar'ın bunu tepki görmemek veya takımın başarısından kendine pay biçmek amacıyla yaptığını iddia eden çevreler olacaktır. Ancak ben o çevrelerden değilim. Bir belediye başkanı takımın yöneticileri kim olursa olsun ilçesinin takımına destek vermekle yükümlüdür, verdi de.
Biraz da Işıklar ve Kalko arasında ki olası gerginliklerin sebeplerini kurcalayalım. Özcan Işıklar'ın, Ümit Kalko'nun Silivri'de giderek sevilen ve popülerleşen bir isim olmasından ve bu popülaritesini siyaseten kullanabileceğinden rahatsız olduğu yazılıp çizildi hep. Aynı zamanda Mektebim okullarının yönetim kurulu başkanı olan Kalko'nun, buradan ortağı Ethem Sancak üzerinden AK Parti ile yakın ilişkiler kurup 2019 yerel seçimlerinde AK Parti'den Silivri belediye başkan adayı olabileceği spekülasyonlar arasında. (Bildiğimiz kadarıyla) dürüst bir insan oluşu, ilçe bazında popüler ve sevilen biri olması, nispeten genç yaşı, geniş mal varlığı göz önüne alındığında bu etkenlerin onu olası parti içi rakipleri Metin Karakaş, Tülay Kaynarca ve Rıfat Kutlu gibi isimlerin bir adım önüne taşındığı söylenebilir.
Ancak kimsenin hesaba katmadığı bir konu var. Dürüst bir insan olarak bildiğimiz Ümit Kalko, siyasete karışmayacağına dair ayan beyan demeçler verdi. Ben şahsen Kalko'nun yok efendim “Şartlar değişti, aday olmaya karar verdim.”, “Yok şöyle oldu da böyle dediler aday olmak durumunda kaldım” gibi basit kelime oyunları, laf cambazlıkları arkasına saklanarak ettiği büyük sözlerden döneceğine inanmıyorum, inanmak istemiyorum. Sözlerinden dönmesi zaten onun gözümüzdeki “dürüst insan” imajını zedelemek suretiyle seçimi kaybetmesinden ziyade bir işe yarayacağını zannetmiyorum. Ben Ümit Kalko'nun, tüm bu özverisini Silivri Spor'u hak ettiği saygın yere taşımak için sarf ettiğine, Silivri Sporu siyasi ivme kazanmak için bir araç, bir basamak olarak kullanmayacağına, sözünde durup siyasete karışmayacağına inanıyorum.
Silivri Spor'umuza 2. Lig çok yakıştı.
Bu amaç uğruna çabalayan tüm yoldaşlarımızdan, başkanından taraftarına herkesten Allah razı olsun. İlçemizin takımının başarıları daim olsun!