Silivri her yıl olduğu gibi bu yılda Köpek Irkları Yarışmalarına ev sahipliği yaptı.Yapmasına yaptı ama gündemin bu kadar yoğun geçtiği bir ülkenin bir kasabasında bu tür etkinlikler "davulcu yellenmesi " misali duyulmaz. Ki, öyle de oldu,kaşla göz arasında oldu,bitti.
Özetle ..
"Güme gitti " diyebiliriz.
Peki …
Kim kaybetti ?.
Gayet tabii ki Silivri …
Burada ,maddi anlamda kaybedilenden bir şeyden söz etmiyorum.bahsetmiyorum. Sözünü ettiğim , Silivri’nin tanıtımı açısından , Silivri’nin dışında yaratılan ve baş etmekte zorlandığımız algı açısından yeteri kadar yararlanılmayan bir kayıp bu …
Yani …
Gelecek açısından, açısından bakınca , Silivri’nin dışa açılması açısından bakınca yeterince yararlanılmadı diyebilirim.
Evet …
Türkiye Köpek Irkları ve ilimleri Federasyonu ile Silivri Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği "Yıldız Köpekler " yarışması bu anlamda çok,çok önemliydi ...
***
"IŞİD, Irak,Suriye, Ortadoğu,Güneydoğu,Kobani Sokaklar toz duman. Ülke yanıyor, sen neden bahsediyorsun ” diyenleri duyar gibiyim ama ben de " ne yapalım hayat devam ediyor. "diyorum.
***
Haftanın son günü olan Cuma günü Silivri’nin 2015 Mali yılı bütçesi onaylandı. Tamamı 160 Milyon lira.
Bütçe bir kurum için en önemli belge. Hele de bu kurum Kamu adına iş yapıyorsa. Bütçeyi kamu adına harcayacaksa .
***
Bütçeyi önemsiyorum . Önemli buluyorum …
Nasıl ki , ailenin geliri ile gideri arasında ki denklik veya farklılığın aile bütçesini etkiliyor ise burada da öyle sonuçlar ortaya çıkar .
Kısaca …
Bütçe , o kurumun bir yıl içinde nereden ne alacağını, o aldıklarının nerelere harcayacağını gösteren demektir …
Muhalefetin de iktidarı denetlemek için elinde ki en önemli belge Bütçedir. Yıl boyu denetimini oradaki rakamlar üzerinden yapar .
Ve …
Bir anlamda …
Mecliste oylanan ve kabul edilen bu belge bir anlamda iktidar tarafından , kamuoyuna verilen bir taahhütnamedir…
Ve …
Bütçe içindeki rakamların taahhüt edildiği gibi değil de , başka yerlere kullanılması veya gösterilenden fazla kullanılması , yalnız ekonomik sonuçları doğurmaz, yalnız yasal sakıncaları yoktur , siyasi sonuçları da olur.Ki, bu ayni zamanda siyasi yer olan Belediyelerde en önemli kısmı burasıdır .
Cuma günü , toplantı saati 10.00 olarak belirlenmiş. Nedeni, ayni gün içinde İBB’nin Ekim ayı çalışmaları varmış. Burada ki toplantı sonrasında her iki partinin İBB üyeleri oraya gidecekler .
Neyse …
Toplantı belirlenen saatte başladı . Açış konuşmasını Başkan Özcan Işıklar yaptı. Bütçe üzerindeki rakamların dayanağı olan kalemler üzerine gerekli açıklamayı yaptı. Bu açıklama da çok önemliydi. Açıklık adına , şeffaflık adına önemliydi. Açıklamalar, ayni zamanda harcama kalemleri üzerinde bilgi eksikliğini de gidermiş oldu. En çarpıcı olanı ise , Merkezi İktidarı da içine alan , bir anlamda " öz eleştiri " gibi algılanacak "bu bütçenin Silivri’ye dar geldiği " mealinde açıklamalarıydı.
***
Muhalefet adına gurup sözcüsü Rıfat Kutlu söz aldı…
Rıfat Kutlu ilk günlerdeki gerginliğinden de kurtulmuş bir şekilde , gayet rahat ve kendinden emin olarak , gurubunun sözcülüğünü yerine getirdi. Genel İktidarın bir uzantısı olması nedeniyle , beklenen sert ve gerginlik yaratacak bir konuşma değildi konuşması . Ne var ki , söylenmesi gerekeni de söylediğini düşünüyorum.
Sonuç …
Silivri Belediyesinin 2015 Yılı Bütçesi Silivri Belediye Meclisinden oy birliği ile geçmiş oldu …
MERAK EDİYORUM
-------------------------
30 Mart 2014 sonrası Köy Tüzel kişiliği üzerine olan tüm menkul ve gayrimenkuller ilçenin sınırları içinde köyün Bağlı olduğu Belediyelere geçti.
Son günlerde …
Köy Muhtarlık binaları ,düğün salonları , köy kahvehanesi , tarlalar v.s.
Son günlerde Silivri’de bazı yerel basın organlarında ", bilhassa tarlalar için "
" köylülere verilsin " kampanyası yürütülmektedir.
Tahminim …
Belediyeler ayni zamanda siyasi yerler ve bahse konu yerlerin ihalesini de alanlar siyasetle ilişkisi var ...
Talebin kimden geldiğini bilmiyorum.
Bildiğim …
Yerler ihale ile verilmiş …
Eh …
İhalenin ne demek olduğunu ve nasıl yapıldığını az çok biliyorum. Ve, Köyden ihaleye katılımın "engellendiği "yönünde duyum almış değilim .
O nedenle …
Zorlama nedenini …
Daha doğrusu …
Ne yapılmak isteniyor , merak ediyorum …
TEK’E DUYURU
------------------------
Cumhuriyet Mahallesinde ki bazı sokakların lambaları yanmıyor demiştim. Kulağıma gelen uyarıları bu köşede en az (2) defa dile getirmiştim .
Şimdi de …
Kumluk Mevkii’nin , bilhassa sahil tarafı . Oralar, ayni zamanda yürüyüş yolu.İnsanların sabah,akşam yürüdükleri alanlar. Geçen hafta birkaç akşam yürüyüşe çıktım. Eski Plaj yerinin olduğu alanda yapılmış olan o geniş yol ışıklandırılmış.Tamam ama onun dışında parkın olduğu yer ve daha ilersi Avalon tarafına doğru giden yol üzerinde yanan çok seyrek lamba gördüm. O lambalarında aydınlatması yetmiyor. Bilhassa akşamları oralardan geçmek cesaret işi …
Anlatmak istediğim …
O kumluk mevkii denilen , Mimarsinan Köprüsünün bulunduğu alandaki Parkın etrafı dahil geceleri çok tehlikeli görünüyor . Keza, ara yollar, kapkaranlık, sokak lambaları çok az,bir birinin arasında uzun mesafeler var ...
Bu durum, yazın , etrafta ,işletmeler açıkken , o kadar fark edilmiyordu. Şimdi tabak gibi ortada ve sırıtıyor. Hoş ,bu durumu da , Cumhuriyet Mahallesinde olduğu gibi, daha önce , bu köşede yazmıştım ya neyse …
TEK’e bir kez daha iletmiş oldum …
UNUTULMASIN İSTİYORUM
-----------------------------------
2015 Genel Seçimlerine epey var ama olsun . Erken kalkan çok yol alır misali " Ecrimisil” konusunda …
Bilhassa …
Sayalar,Çayırdere ve Danamandra mahallelerinde ikamet edenleri uyarmak istiyorum.
Lütfen …
İktidardan gelenlere tapu meselesini ve onun uzantısı olan "Ecrimiisil " meselesini unutmayın, sorun …
Onlar …
"Seçimlerde oyumuzu hep arttırdık, şu kadar oy alıyoruz. Tek başımıza iktidarız.Mecliste Biz her istediğimizi yaparız ve yapıyoruz.” Diyorlar ya …
Bu meseleyi de bir sorun bakalım !.
FENA MI OLDU !.
-------------------------
Kim ne derse desin.
Silivri bir sahil kenti.
Böyle biline .
***
Sahil denince,deniz,deniz denince Akla balık geliyor .Balıkçılar geliyor .Balık satış yerleri geliyor . Çekek yerleri geliyor . Balık lokantaları geliyor ...
***
Balık satış yerleri ile ilgili birkaç laf edeyim istiyorum …
Çok önceleriydi …
Balık satış yerlerinin bulunduğu alanda , iki balık lokantası , iki de Köfteci dükkanı vardı. Balık kokulu bu alanda , köfteciler, balık lokantalarından daha çok iş yapıyordu…
Düşünebiliyor musunuz ?. Balık satış yerlerinin bulunduğu yer ve "marka olmuş köfteci dükkanları " ...
Biraz , tuhaf gelmişti …
Ve …
Bunlar hizmet işletmesi olması nedeniyle, başarıda en büyük payın işletmeci de olmanın bilinciyle "Köfteci " dükkanlarını takdir etmiş, balıkçılara da serzenişte bulunmuştum …
***
Birkaç yıl önceydi, Silivri Belediyesi ve ilgili Kooperatifin de çabalarıyla ,ayrıca Belediye ve işletmecilerin , bazı riskleri göze almasıyla , daha önce Balıkçılar Kooperatifi için tahsisi yapılmış "çekek yerleri " vardı…
Çekek yeri olarak yapılan bu binalar , yıkık dökük hale gelmiş.Birkaçının içinde balıkçı ağı var diğerleri boş duruyordu...
Kısaca…
Görüntü kirliliği yapıyorlardı …
Sonra …
Bu yerler …
Belediye Başkanı Özcan Işıkların öncülüğünde , Balıkçılar Kooperatifi ve üyeleri ile birlikte "balık satış yeri " olarak kullanılır hale getirildi…
Şimdi …
Buralar artık "ÇİĞ ve PİŞMİŞ " olarak balık satışı yapıyor…
Ve …
Yasal durumu konusunda tartışmalar , devam ediyor …
Lakin …
İnsanlar ucuz balık yiyor…
Fena mı ?.
NOKTA
-------------
12 Eylül 1980’den bu güne tamı tamına ( 34 ) yıl oldu . O günleri yaşayan biri olarak söylüyorum. O gün bu gündür ,böyle bir iktidarla yaşamadık…
Bu ne yahu …
Sözde sivil iktidar…
Bir sabah huzur içinde işe gidemeyecek miyiz ?.
Neyse …
Daha fazlasına dilim varmıyor …
***
Evet …
AKP sözcüleri bu görüşüme itiraz edecektir .O nedenle , geriye dönüp şöyle ,bir bakalım istiyorum …
Yani, Ekim 1980 günlerine …
Sokağa çıkma yasağı .sıkıyönetimler . Kısaca, her tarafta yasaklar . Haber alma ve verme Cunta’nın iznine bağlı. Yurt içinde ve Yurt dışında ,ne olup bittiğinden kimse haberi yok . Nedeni , Cunta’nın yetkilendirdiği bazıları , basının önde gelenleri ile toplantı düzenliyor orada izin verilenin dışında , haber yapanların başına nelerin gelebileceğini ,nelerle karşılaşacaklarını söylüyor. Ki, sonra , uymayan gazeteler ve gazeteciler hakkında gereken yapılmıştı…
Demem…
O günlerde de , tıpkı bu gün olduğu gibi , tıpkı baskı altına alınan 17-25 Aralık sonrası Polis ve Yargıya yapıldığı gibi o günlerde bir çok gazete ve gazeteci cezalandırılmıştı.
***
Bu gün , ortalık yolsuzluk söylentileriyle kaynıyor. Havuzlar,kupon arazileri , ayakkabı kutularından fışkıran paralar,para kasaları, yatak odalarından çıkan milyon dolarlar, Gezi Parkı olaylarında ölenler, Antakya’da , Kırıkkale’de , hızlı tren olayında ölenlerin ne olduğu ,failleri konuşulmuyor bile . Dahası , buraya sığmayacak kadar bir çok faili meçhul cinayet .
Sokaklarda ki kargaşa var.
Tamam …
Sokaklarda yangın var …
Tamam …
Sokaklar " Terörist " dolu da …
Bu durumdan …
Kim sorumlu ?.
Önlenmesi gereken kim ?.
Hatta …