Pazartesİ... Haftanın başlangıcı.
Bu hafta Silivri Belediye Meclisinin Şubat ayı çalışmaları vardı… Gündem her ne kadar kalabalık gibi görünse de, tartışmaya neden olacak her hangi bir madde yoktu. Belki de o nedenle, gündemdeki maddelerin tamamı oy birliği ile geçti…
İnanır mısınız bilmem ama belki de o nedenle, Meclis üyeleri dahil salonu dolduranlar esnemeye başlamıştı…
Neyse ki, oturumu yöneten Başkan Özcan Işıklar'ın durumu kurtardı…
Başkan, son günlerde, ulusal bir Gazetede çıkan bazı haberlerle ilgili olarak, son günlerin en “popüler” gündem konusu hakkında, gündem dışı bilgilendirmek istemesi ile azıcık hareketlendi. Cümle uzun oldu galiba. Neyse...
İlk oturum tamamlandı…
İkinci oturum Cuma günüydü…
Bu günde ayni gündemin, biraz eksilmiş hali olduğundan olsa gerek izleyici locaları da bile boştu diyebilirim…
***
Silivri'nin öteki gündemi…
Yani... Siyasi gündemi “nasıldı” derseniz, kısaca söyleyeyim…
Partiler olarak…
CHP'li Kadınların köy, köy, ev, ev yapmış olduğu gündem oluşturacak ziyaretler ile AKP'nin Köy Koordinasyon Ekibinin yürüttüğü faaliyetler vardı...
Bir de … Kendini “Demokrasi platformu” olarak tanımlayan 16 Nisan'da yapılacak Anayasa oylamasında birlikte “HAYIR” demek için bir araya gelen, Silivri'de konuşlanmış ve gerçekten sivil kurumu olan kurumların yapmış olduğu toplantı oldu...
MALUMUN İLANI
Nihayet tarihi belli oldu…
Referandum 16/04/2017 Pazar günü…
Yaygı görüş… Bu bir referandum…
“Sonuç ne çıkarsa çıksın hiçbir şey değişmeyecek”
İyi de… Ben de o zaman “Her şey olduğu gibi kalacaksa o zaman bu REFERANDUM niye yapılıyor” demez miyim?
Ya da… Yapıldıktan sonra…
Her şeyin ayni kalması mümkün mü?
***
Bakın şimdi…
Cumhurbaşkanımız bu günkü ANAYASA gereği, göreve başlarken, namusu ve şerefi üzerine tarafsızlık yemini etmişti, değil mi?
Peki… Tarafsız oldu mu?
Olmadı… Demek ki…
Birinci olarak, Referandumdan “evet” çıkarsa kendini yasal hale getirmiş oluyor. Dolayısıyla Anayasayı ihlal meselesi ortadan kalkıyor…
İkincisi… Şayet sandıktan “evet” çıkarsa.
Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesinin (15)üyesinden (12)sini, HSYK'lu üyelerini (13) üyesinden (6)sını yine Cunhurbaşkanı geri kalan (7)sini çoğunlukta olduğu meclis seçecek, oh ne güzel… Böylece yargının tamamını kontrol altına alınıyor...
Üçüncüsü… Başbakanlık yok oluyor …Güvenoyu isteyen bir hükümet ortadan kalkıyor… Bakanlar kurulu yok oluyor …
Dördüncüsü … Şayet bu teklif geçerse…
Bırakın meclisin denetim görevini, Millet vekilleri, şu an bilgi almak için verdikleri SORU önergelerini bile veremeyecekler…
Deniyor ki… Meclisin üye sayısı artıyor…
Yetkisi etkisi olmayan bir meclisin sayısının artması çok mu önemli?
Deniyor ki… Meclisin denetimi artıyor…
Yani Meclis belli sayıya ulaşınca Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesine götürebilirmiş…
İyi de… O sayı nasıl bulunacak?
Bakın… Bahse konu sayılara bir bakalım isterseniz…
Meclisin “ağzıyla kuş tutması” gibi bir şey bu ama yine de bakalım…
Varsayalım ki muhalefetle iktidardan bir gurup milletvekili birleşti (301) Milletvekili önerge verdi ve önerge kabul edildi. Soruşturma için zannederim (360) sayısı aranacak o da oldu. Bu defa yargı için (420) sayısı lazım…
Varsayalım o sayı da bulundu…
Ve, Başkan Anayasa Mahkemesi huzuruna çıktı…
Şimdi Anayasa Mahkemesinin (15) üyesinin (12) üyesini kim atamıştı? O atamıştı değil mi?
Yani atadığı o üyeler ona hesap soracak, onu yargılayacak öyle mi?
Mümkün mü? Evet…
Teklifler geçerse durum bu!
Yasama, yürütme, yargı tamam…
Bunun adına…
Lamı, cimi yok TEK ADAM rejimi denir...
***
Peki… Şayet…
“Hayır” çıkarsa ne değişecek?
Derseniz… Çok basit…
Herkes görev yerine dönecek…
Cumhurbaşkanı Anayasal sınırlarına çekilecek…
Muhalefette öyle...
İnanın iktidar kanadı dahil herkes rahatla-yacak…
Benim görüşüm bu!
ÖLÜM BACALARI
Silivri-Çerkezköy arasında yapılması düşünülen “ÖLÜM BACALARI” Nisan sonuna kaydırılabilir... Nedeni de belli...
Bakın !
Hafta içinde AKP Silivri ilçe teşkilatı Çayırdere'ye uğramış…
Biliyorsunuz Çayırdere Mahallemiz (köyümüz)…
Yapılması düşünülen bu “Ölüm” bacalarının tam ortasında kalıyor…
Eğer gerçekleşirse düşünemiyorum!
Neyse…
Bu ÖLÜM BACALARINI yapılmak isteyen iktidarın Silivri temsilcileri geçen hafta oradaymış…
İlk olarak onları bu cesaretlerinden dolayı kutluyorum…
Duyduğuma göre epey terletmişler…
Ayrıca… Biliyorsunuz Çayırdere'nin TAPU ve ECRİMİSİL meselesi var.
Şimdi de…
Kömürlü Termik Santral dediğimiz “ÖLÜM BACALARI “meselesi ortaya çıktı…
Şaka gibi! TAPU meselesi olduğu gibi duruyor…
Ki halledilse ne olacak?
Bu ölüm bacalarının olduğu yerde ot bitmez…
Kim toprak alır? Tekrar söylüyorum…
Silivri AKP temsilcilerini, cesaretlerinden dolayı kutluyorum…
Nedeni…
Biliyorum ki…
Danamandra, Sayalar gibi bu Mahallenin de, bu iktidarı döneminde gördüğü zulmü hiçbir iktidar döneminde görmedi…
Bu mahalleler Genel İktidardan, alması gereken hizmeti alamadığı gibi, bir de ekstradan
“ECRİMİSİL” zulmü ile tanıştı…
Şimdi…
Bir de, ÖLÜM BACALARI ile tanışacaklar…
Hayırlara vesile…
BAKAR MISINIZ?
Cumhurbaşkanı, ayni zamanda Parti Başkanı...
Ayni zamanda Başbakan...
Ayni zamanda Baş komutan…
Peki! Parti Başkanı Devlet Başkanı olunca, Valiler, Kaymakamlar, Müsteşarlar, Genel Müdürlükler, Müdürlükler v.s, nasıl olacak?
Hanımlar, beyler, beyefendiler!
Etmeyin eylemeyin...
Ve… Çok değerli seçmen arkadaşlarım!
Size sesleniyorum!
Rica ediyorum…
Ne olur, oyunu kullanmadan önce bir daha düşün!
Hatta… Bir daha düşünün!
Bildiğiniz gibi!
Bizi Ortadoğu ülkelerinden farklı kılan parlamenter sistemimizi, kıra döke de olsa 1876' dan bu gün kadar yaşattık…
Aksak yönleri, yetersiz kalan yönleri olabilir, hiç kuşku yok düzeltelim...
De... Ne olur, bu kadar yıllık birikimi yok etmeyelim!
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
“Gambiya'da seçim yenilgisini kabul etmeyen Yahya Jammeh, sonunda sürgüne gitmiş. 1 Aralık 2016'da yapılan seçimleri kaybetmiş ama (22) Yıllık iktidarının yeni seçilen Adama Barrow'a bırakmamak için OLOHANÜSTÜ HAL ilan etmiş. Lakin, Başını Senegal'in çektiği Batı Afrika Birliği'nin askeri müdahale üzerine pes etmiş. Gambiya'yı terk etmek zorunda kalmış.”
(23/01/2017–Cumhuriyet)
KISA - KISA...
• Suriye meselesi toplumda çok konuşulur olmuş. Neden?
• Vatandaşın büyük çoğunluğu “Son kararnamelere bakın şayet referandumdan evet çıkarsa sonrasını tahmin edin” diyormuş…
• Hükümetin oluşturduğu Varlık Fonu sonrasında duyulan Düyunu-ı Umumiye, Osmanlı'da 1881 kurulmuş alacaklı devletler kimi vergi kaynaklarına el koymuşlar. Devlet içinde ikinci bir maliye Bakanlığı gibiymiş...