Hafta boyunca, havalar çok güzeldi. Tam bir bahar havası, her taraf yemyeşil… Bu demektir ki, hava şartları düğün yapmaya çok uygun…
O nedenle olsa gerek…
Kimi yerde, sünnet kimi yerde evlenme, kimi de nişan olmak üzere bu hafta bol, bol düğün gördük… Ama, iki tanesinin ailelerini yani, anne ve babalarını "acaba ne hissediyorlar" diye biraz gözledim. İkisi de evlenme düğünü idi. Aileler, heyecandan kıpır, kıpır…
Biliyorum ki, bu düğünler onlar için bir anlamda hayatının bir dönemeci. Hele de ilk çocuğun evlenmesi… Ki, birisi öyleydi. İnanılmaz bir heyecan…
Davetiyeyi verirken, kendileri bir şey söylemeden anladım ne düğünü olduğunu. Sevinçle hüzün karışımı duygular içindeydi her ikisi de… Oysa, her ikisi de bir gün gelecek, böyle bir anın başlarına geleceğini biliyordu… Her ikisi de "kuşların bir gün yuvadan uçacağından" haberliydi. Yine de, her ikisi, sanki düğün sonrası evlatlarını bir daha hiç görmeyecekmiş gibi duygu yüklüydü...
Oysa…
Doğanın kanunu bu…
İlk önce tanışmak, konuşmak, birlikte gezmek, bir çok olayı birlikte paylaşmak, sonra sözlenmek, ardından nişanlanmak en sonunda da birlikte yuva kurma kararı almak ve nikah masasının başına oturmak… Yani, evlenmek…
Bunlar, yerel adetler…
Sonrasında da…
Baba olmak…
En sonunda da… Büyükbaba …
Yani, dede olmak var…
Bir anlamda, kişiye kendisini nelerin beklediğinden emin olmadan ve güzel yanlarını henüz görmeden kişiye verilen unvanlar bunlar....
Hafta içinde düğünlerde gözlemim bu…
İyi haftalar…
BİR ÇAMUR HİKAYESİ
"Çöp, çamur, çukur"
Uzun y’0²#?ş#A#ğş#´§#ö´ş#·Y¢#!ı#y#…û##
˜#l¤ø#@X“#ıô#Ç#M¥ğ#á^‹#]·ë#øIˆ#«Pæ#‚é…#ª‘à#¶K„#ÒœÚ#Hzƒ#ú•Ô##zƒ#"¡Î#*K„#"âÈ#°è…#o{Ã#½Hˆ#€¾#=]‹#¶5º#—#9¶#§U“#ଳ#Ü ˜#£±#ë#ê|°#U¢#‰A°#^¯§#üñ°#2##mŠ²#+²#Ûµ# ·#ĞF¸#ÓŒ»#›H¼#PŒ¿#=îÀ#¿ôÂ#µÆ#±Å#²Ë#c²Ç#¶Ñ#e biraz su var. Biraz da çamur ama çukur yok…
Neyse…
Burası bir işyeri… Halı yıkaması yapılan bir işyeri…
Ve…
Aslında, tarif edilmesi bile çok zor bir sorun… Halıların üzerinden çıkan çamurlar, kanalizasyona gidene kadar olan yolu tıkıyormuş… Ve, açılması gerekiyormuş ama dostum, hangi kurumun açması gerektiğini bir türlü öğrenememiş. Ya da, o izah edememiş…
Belki de…
O izah etmiş ama karşı taraf anlamamış…
Özetle…
Silivri Belediyesi Fen İşleri ve İSKİ yetkilileri arasında koşturmuş durmuş…Ve, sorun hala çözülememiş…Ve, anlattıklarına bakılırsa, en son yapılan yerel seçimlerin yapıldığı günlerde O günkü, Belediyeden bir yetkili biri şu veya bu şekilde sorunu çözmüş…
Lakin, sorun tekrar nüksetmiş… Olayı, biraz da son SEL tetiklemiş… Ama, dostum umudunu kaybetmemiş. Koşturmaya devam ediyormuş…
Ve, bu dostum…
Birileri "çamur at izi kalsın" derler diye olayı ben ve bir arkadaşı hariç, başka hiç kimseye anlatmamış…
Dükkana gelip soranlara ise…
"Öyle, kolay değil çamurdan kurtulmak" diyormuş…
Neyse…
Olayı, en son yakın bir arkadaşına aktarmış, o da "Bu konu bizim boyumuzu aşar. Sen başka bir yol bul, onu dene" demiş …
HAFTANIN GAFI
Başbakanımız R.Tayyip Erdoğan , Doğan Holding'le ilgili olarak dış basına verdiği demeçte vergi vermekten kaçtığı için devletin hışmına uğramış olan "ALCAPON" benzetmesi yapmış… Oysa, Aydın Doğan yıllarca vergi rekortmenleri listesindeydi…
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
Trabzonspor Kulübü Eski Başkan Yardımcısı İbrahim Hacıosmanoğlu;
"Kulube (12) Milyon TL'ye mal olan Gökhan Ünal saç ektirdiği için altı aydır topa kafa vurmadı. Bu zihniyetli bir oyuncunun takıma katkısı olamaz .." demiş.
(7/10/2009-Cumhuriyet)
GÜNE UYAN
"Bizim yaşımız çocuklardan büyük olabilir ama onların gelecekleri ve umutları bizden büyüktür." (Aytül Akal /17/9/2009-Cumhuriyet Kitap eki.)
KISA-KISA…
* Geçtiğimiz hafta içinde İmar Planları ve itirazları görüşmek üzere Silivri Belediye Meclis üyelerinden İktidar ve Muhalefet ayırımı yapılmaksızın İstanbul Büyük Şehri Belediyesi İmar Komisyonu'nun davetlisiymişler.