AK Parti İlçe Başkanı Dilek Demiral’ın, Ağrılılar Derneği’nde konuşmasına Metin Karakaş’tan helallik isteyerek başlaması dikkatimi çekti. Neden şimdi ve neden Ağrılılar Derneği’nde!? Karakaş, hakkını helal ederse Karakaş’a haksızlık yapıldığını düşünenler de mi helal etmiş sayılır!? Bir nevi toplu helalleşme seansı mıydı bu?!
"Karakaş’ın ailesi (kendisi Silivri doğumlu çünkü) Ağrılı olduğu için Silivri’ye belediye başkan adayı yapılmadı”nın itirafının en çok yakışacağı yer ve zaman!
Metin Karakaş’ın, Sert’in adaylığı açıklandıktan neden bir ay sonra sahaya indiğini, inmek zorunda kaldığını sorgulamayacak mıyız?! "Söz verdiği için”se geç kaldı? Teşkilatını düşünme konusunda da epey rötarlı hareket ettiğini söylemek zorundayım. Aklı ile duyguları arasındaki karmaşanın yük verdiği taşları döşesek Danamandıra’dan Ağrılılar Derneği’ne yol olur… Hangi pişmanlıklar ve ihanetler bu yolun kenar süsleri olur!?
Karakaş’ın sevdiği sözlerdendir; "Tarlada izi olanın, harmanda yüzü olur…” Kabul Tahir Sert’in bir suçu yok; partisi "Beylikdüzü’nde çalış” demiş orada çalışmış. Silivri’nin suçu ne peki? Burada çalışanların hak ettiği ne olacak!? "Karakaş çalıştıysa partiye çalıştı kendisi için mi çalıştı?!” diyenler olabilir. Etrafınıza şöyle bir bakının rica edeceğim; kim kendini yok sayıp ne için beklentisiz ve karşılıksız çalışır!?
Sert, hiç 1999 seçimlerinde Silivri’de girdiği yarıştan söz etmiyor kendini tanıtırken, aklıma takıldı… Çanta’da arıtıcı ve toplu konuttan başka söyleyebildiği çok şey de yok çünkü orası sonuçta ufak bir beldeydi. Sanırım Silivri’ye aday olmaya niyet ettiğinde ölçülerde bir karışıklık oldu. Yıllar yıllar önce çevre ödülü alırken Işıklar’ın kendisini alkışlamasının hafızasında ettiği yere bakıyorum da şaşırıp kalıyorum. Çevre ödülünü de Yerel Gündem verdi muhtemelen ya da Silivri Belediyesi… Bakanlık da verdiyse helal yani! Unutulacak şey değil!
Birkaç programdır Tahir Sert’i takip ediyorum. Silivri’yi tanımadığı için kent özelinde projelerden söz etmiyor. Bir Metin Karakaş ve Hüseyin Turan’ı anlatıyor aday adaylık sürecinde epey yakın tanış oldular anlaşılan! Konuları, sorunların aşinası değil asla, olamaz da hele şu anki rakibi Işıklar kadar… Son beş yılda ve öncesindeki 10 sene yüklü miktarda sinir ve stres karşılığında mevcut belediye başkanının öğrendiklerini Sert’in bilmesine olanak yok. Un, yağ ve şekerle ancak helva kavurur! Bu mantık ve akılla devam ederse neyin helvası olduğunu 30 Mart akşamı daha net konuşuruz…
Demiral da Tahir Sert de "Hakkınızı helal edin” cümlesini kullanma sıklığına dikkat etsinler bakalım… Bu susmayan vicdan rahatsızlığının sesi mi, var ve yok olma mücadelesinin kaçınılmaz sonu mu? 2014’in önsözü yazıldı; CHP’nin kazanmasından ziyade, AK Parti’nin kaybetmesi ile start alan süreçte sonucu değiştirmek mucizelere kalmış gibi görünüyor… Önemli yarışların neticesi konusunda bu kadar hemfikir olmak sıkıcı, üzücü taraflarını geçtik sanıyorum…
Not: Karakaş, Tahir Sert’in elini kaldırıyor onu anladık… Anlamadığım şey AK Parti Belediye Başkan Adayının neden diğer elini de kaldırdığı!? İki el havada "ben pes ediyorum”, "teslim oluyorum” manasını gelir benim bildiğim!? Yanlış mı biliyorum acaba : ))
Seçimlere daha çok var dayan/diren AK Parti Silivri İlçe Teşkilatı ve Tahir Sert, Başbakan Silivri’yi istiyor!!! Silivri’nin ne istediğine de bakmak gerek tabi!!!
ÇİFTE STANDART MI UYGULANIYOR?
Siyasi partilerin Başkan Adayları kaymakamlıkta, gençlik kolları kendi aralarında 2014 yerel seçimleri konusunda etik anlaşma yaptı. Bu tarz süreçlerde en zor şey ‘etiği’ muhafaza etmek olsa gerek. 28 Şubat tarihine kadar bayrak asmak yasak aslında. Seçim irtibat bürolarının önüne asılabilir o tarihten sonra. (O büroların neden açıldığını da böylece anlamış oldum) Emniyetin, CHP’nin bayraklarını kesme konusundaki özenini AK Parti’ye yönelik de uygulaması ile ilgili beklentiyi yazmak durumundayım! Oluşturulan çifte standart izlenimi Emniyet yetkililerinin dikkatine sunulur! Siyaseti partiler ziyadesiyle yapıyor, Emniyetin bu süreçte asayişi sağlaması kafi. Görevler karışınca işin suyu çıkıyor malum!