Sevginar Sali

Haksızlık 'savaşı'

Aslında olması gerekenleri hepimiz biliyoruz da oldurmaya gücü yetenler ve yetmeyenler olarak iki ana başlıkta toplanabiliriz. Hazır toplanmışken müsaadenizle benim de söyleyeceklerim var.
Öncelikle kendimize dair olanlardan başlayarak eteğimdeki taşları dökeyim ortaya… Kınayan, suçlayan, yargılayan bizleri düzenledikleri basın toplantısında göremedi diye üzülen arkadaşlara açıklamamı yapayım… Dün akşam saatlerinde bir mesai arkadaşımızın antikor testinde geçmişi temiz ancak hali hazırda virüs sonucu pozitif çıktığı için, PCR testi yapıldı. Neticesi de ancak ertesi sabah elimize ulaştığından (yani bu sabah) tedbir amaçlı herkes evinde izolasyona çekildi. Yani hiç birimizin basın toplantısına katılacak durumu yoktu! Çok şükür sonuç (bu sabah) negatif geldi ama etkileri de maşallah öyle oldu.

Şu salgın döneminde ve pik yaptığı şartlarda biri davetinize icabet etmiyorsa fantastik düşünceler üretmek yerine mantıklı kalmayı deneyin olur mu? Başınıza gelsin de test sonucu beklerken abuk subuk şeylerle uğraşmanın ne demek olduğunu yaşayın da öğrenin diyebilirim ama demiyorum…
Zaten bugün bize yarın size! Hayat öyle bir şey… Dikkatli ve aklıselim olun yeter…
“Hiç mi merak etmediniz muhalefetin diyeceklerini” diye düşünen arkadaşlar haklı… Tabi ki merak ettim iki kere CHP'nin canlı yayınını dinleyip izlemeye çalıştım; çok kötüydü... Sonra Erol Yıldız'ın kaydı imdadıma yetişti bir de oradan izleyip, sağlıklı şekilde dinledim; emeğine sağlık bu arada... Yani etti size üç defa… Bizzat katılsaydım her zaman yaptığım gibi bir kez dinlediğimle kalacaktım…
Gazeteciler için muhalefeti değil, iktidarı eleştirmek farz… Berker Esen'in cevap verme baskısının aynısını bu açıdan ben de omuzlarımda en ağır şekliyle hissediyorum. Ama yapılacaklar ve yapılması gerekenler arasında bir insan için uçurum ne kadar derinleşirse o kadar kendine ve üstlendiği sorumluluklara ihanet ettiğini de siz hesaplayın…
“Cevap vermek zorundaydık. Verdik…” diyen Esen'e katılıyorum ana muhalefet ilçe başkanı olarak görevini tamamladı. Ama ben gerçek Esen'i toplantının bitimindeki ifadelerinde buldum…
Muhalefetin işinin ne kadar zor olduğunun farkında olmamak mümkün değil de iktidarın durumu da gıpta edilecek vaziyette değil ki; bir gökten başımıza taş yağmadı o da olursa şaşmam!?
Her şeyi geçin ben CHP'nin Silivri'de MHP'nin iktidarı konusunda hazımsızlık çekecek en son parti olduğunu düşünüyorum. Geçmiş dönemlerde genelde %20 oyda kalırken, yerelde aldıkları ve zaferle çıktıkları %40'larda kazanılan belediye seçimlerinde kimin payı olduğunu yazmama gerek var mı?

Velhasıl; rica edeceğim bu salgın döneminde basın toplantısı gibi çılgınlıklar yapıp ne kendi, ne de bizim canımızı tehlikeye atmayın. Günde 10 tane basın açıklaması yollayın girmiyorsak tüm suçlamalarınızı misliyle kabul edelim…
Esen'in “Hizmetimizi yapalım, yatırımları kazandıralım, seçimde halk karar versin” sözü önünde saygı ile eğiliyorum… Bütün olay bu. Kimsenin partiler arası savaşa ihtiyacı yok, hizmet ve yatırımlara Silivri'nin özlemi, barındırdığı tüm partilerin hizmet aşkına cevap verecek nicelikte…

MHP'nin alevli cevap açıklaması ertesi günü bekleyemedi tabi… Aydınlanma ateşi gibi konuldu ortaya… Sazdı sözdü onlara girmiyorum da; geçen gün Köy Pazarı ile Köprü arasında böyle düzensiz bir üçgen kalmış gözüme ilişti… ‘Köprü bitti buraya niye bir el atmadılar' diye aklımdan ışık hızıyla geldi geçti. Önemsiz bir konu, küçücük bir ayrıntı… Ertesi gün aynı yoldan geçerken bir de ne göreyim? Kendimden şüphe etmediysem ne olayım! Belki bir yetkili belki de Başkan Bey'in kendisi kim üzerine düştü bilmiyorum; önemli olan yapılmış olması zaten…
İşte bu; bütün sözlerin, algıların filan feşmanın üstünde… Bu kadar küçük bir ayrıntı bile kısa sürede görülüp düzeltiliyorsa sözlerin hükmü kaybolur… Söz uçarak uzaklaşırken, icraat gönüllde kalır…

Dip not: Şu kadar karmaşanın içinde kafamı toplayıp da köşe yazısı yazdım ya kendimi tebrik ediyorum : ) Kimsenin edeceği yok nasıl olsa! Hep sitem, hep tepki…

Valla içime yer etti çağrıldığım yere bir daha virüslü mirüslü bile olsam gideyim bari hem üzülüyorsunuz hem de beni üzüyorsunuz… Hastalıkta sağlıkta hep birlikte : )
Allah'ım sen aklımıza mukayyet ol...

YORUM YAP