Özür dilerim böyle antin kuntin tanımlar kullandığım için… Detoks; arınmak demek… Geçtiğimiz hafta yaşananlardan sonra belediye başkanımızın siyasi anlamda üç vakte kadar, iyiden iyiye helvasını afiyetle yiyeceğimiz duygusuna kapılmıştım… Allah’tan çam devire devire, bir taraftan orman oluşturmayı da öğrendi... Yaşadığı güç zehirlenmesinin aklını ve tüm duygularını geri dönülmez şekilde ele geçirdiğini düşünmeme neden olan durumları yalanlayan ne kadar gerekçe bulmaya çalışsam da kendi kedimi ikna edememiştim. Cuma gününden itibaren bakıyorum da Çanta, Değirmenköy, Selimpaşa, Ortaköy, Cemevi çalışmaları, mescit ziyaretleri derken belediye başkanımız ruhunu da kanını da arındırmanın yolunu bulmuş. Yani ‘hastalığını’ kabul edip, doğru bir teşhis ile tedaviye rıza göstermiş… Bazı, hatta birçok hastalığın tedavisi kişinin rızası olmadan mümkün değil biliyorsunuz…
Şu isyanında haklı bekli; "Başka bir belediye başkanı var mı ki bu kadar her şeyi ile takip altında olsun…” Var ya da yok! Silivri burası; başımıza taç ettiklerimizi anında ayağımızın altında paspas ederiz. Ama durduk yere değil tabi... Bir şey verir bin kere canını okuruz. Bunları bilerek bize başkanlık etmeye niyet etsin, gelsin gelen...
Artık zaman öyle bir vakit ki hayatta bir kere bile yüz yüze gelmediğiniz insanlar hakkında çok şey bildiğinizi sanmanıza az miktarda engel var… Çok şey öğrenip hiç birinden emin olamama durumunu de ekleyin : ) Böyle de türlü türlü saçma sapan tarafları var günümüzün kolay bilgiye ulaşma yollarının!
Şunu fark ettim ki Işıklar halkın içinde ne kadar kendini bulup aslına, özüne dönüyorsa belediyenin içinde adeta ve aynı ölçülerde kaybediyor!
Her belediye başkanı ile birlikte müdürlük pozisyonuna doldurulan siyasi kadroların kurumda yarattığı yozlaşma baş edilemez bir hal aldı anlaşılan… AK Parti’yi suçluyoruz liyakati yok ettiği için ama yerelde de iktidarlar kendi bir çok zaman öncelik hataları yüzünden hastalıklı cumhuriyetlerinin kurallarını kurmuyor mu? Gökten gelen müdürlere yerde; birimde çalışanların saygısı da kabulü de ayrı zor iş…
Işıklar’ın bir başka yönetim hatası kendisine itiraz etmeyecek, verdiği emirleri sorgulamadan yerine getirecek kişilerden ekip kurma çabası… O her şeyin en iyisini biliyor, verdiği kararları sorgulayacak değil harfiyen, itiraz etmeden yerine getirecek kişilere ihtiyacı var!!! İtiraz edenlerin akıbeti de en iyi ihtimal dışlanma ve olumsuz gözle bakış kazanmak; amirinin gözünde en fena olasılık sürgün olduğundan kişisel çıkarlarını düşünmeye mecbur edilenler zamanla sesini çıkarmaması, ‘salla başını al maşını’ anlayışına göre tutumlarına çeki düzen vermesi gerektiği kabulleniyor…
"Yalakalığı sevmiyorum” diye kendini yerden yere vuran Işıklar, başkasına değil (O kadarını beklemiyorum) ama kendine itiraf etmeli bu tarz basitliklere karşı kişiliğinde oluşan zaafın nedenlerini…
İnsan olduğunu ve sıradan kişilerin sergileyeceği zaaflara kapılabileceğine bizleri inandıran ve hoşgörü sınırlarımızı genişleten Işıklar, mükemmel olduğunu söyleyenlere, kendini böyle gösterme girişimlerine neden ihtiyaç duyar!?
Halka inmeyi hatalarının ardından özür olarak sahnelemesi değil, bunu gerçekten söylemlerinde binlerce kez tekrarladığı gibi yönetim anlayışı olarak benimsemesi hepimiz için en hayırlısı…
Hani zayıflamak için insanlar diyet yapar sonra istedikleri kiloya gelince yine rejimi bıraktıkları gibi hızla kilo almaya başlar… Işıklar, halkla iç içe olmayı bir yönetim biçimi olarak benimsemeli. İstediği çizgiye gelmek için katlanmak zorunda olduğu bir diyet olarak değil. Kaldı ki halkın arasında keyfi gayet iyi… Ama bunu yapmak için belediye işleyişini de iş bilen, alanının uzmanlarına teslim etmeli; yandaş ve kendisine yaranmayı baş sorumluluk bilenlerle Silivri’yi yönetmeye çalışmaktan vazgeçmeli.
Metin Karakaş’ın ‘yönetim zafiyeti’ diye diye gittiği şeyi, Işıklar duyduğunda adeta deliye dönüyordu. Çünkü haklı olduğunu aklının en derinlerinde biliyordu! Bence de baştan sonuna kadar haklıydı Karakaş… Ama bunun gereğini yapacak Işıklar maalesef yok gündemimizde… Bunun için "Deli bir olsa şekerle besleyeyim” diyerek savunmaya çalışsa da, kendini hiç yakışmayan konumlara taşımak zorunda kalıyor.
Halkın içinde huzuru bulduğu her halinden belli olan, hizmet gündemli belediye başkan görüntüsünü sevdim… Sevmediklerim konusunda da hiç yalnız değilim…
İyi haftalar herkese...