Sevginar Sali

Halk siyaseti

Cuma günü Silivri'de ciddi bir yoğunluk yaşandı. Sabah saatlerinde Silivri Belediyesi Danamandıra ve Sayalar'da yerli ve milli tohumluk arpa dağıtımına devam ederken, öğlenden sonra Değirmenköy'de İBB'nin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katılımıyla tohum ve yakıt desteği dağıtımı gerçekleşti.

Danamandıra, Danamandıra olalı bu kadar çok Belediye Başkanı görmedi herhalde. Silivri'nin unutulan köyleri hatırlanmışlığın tadını çıkartırken, bu bölgelerde genel konjonktürün de etkisinde yaşamın kan kaybı durmuş, yeniden canlanıyor.

Sayalar'a geçtik daha sonra Başkan'ın konuşmalarından yapılan destekler, sorunlara çözüm getirecek hazırlıkların yanı sıra kronik problemlerin çözümünü de okumak mümkün.

Köylerimiz de çok güzel, buradaki insanlarımız da esasen. Belediye görevlileri katılımcıları sıralara oturmaya davet ederken, eli nasırlı amcanın “Hayvanların yanından çıktım geldim kokarım buradan izleyeyim” deyip kararlılıkta programı ayakta ve uzaktan izlemesini paylaşayım yeterli olur söylemek istediklerimi anlatmaya. Çocukluğumuzda babaannem ve dedemin kokusu geldi aklıma, o zaman özleyeceğimi söylese biri gülerdim, şimdi ağlayacağım neredeyse…

Köylerimizde yaş almış nüfusun üretim azmi ve heyecanına bakıyorum da keşke gençlere de bu duyguyu daha fazla aşılayabilsek diye hayıflanıyorum. Aslında kendilerini değil çocukları, torunları için azimlerini canlı tuttuklarını da görmemek mümkün değil.

Volkan Yılmaz, “Silivri merkezden ibaret değil” söylemini seçimlerde ya da siyaseten ifade bulan bir klişe olmaktan çıkardı. Hayatımızın merkezine köyleri yerleştirme çabasını üretim ile anlamlandırması hepimize kazandırdığı çok değerli bir bakış açısı.

Yerel yönetimde de siyasette de bir ‘anadamar' yönelimi vardı. ‘Kılcal damarlar' önemsenmezdi. Sanıyorum ihmalin ağır faturasını ödemek yerine (ödeyecek durum da kalmadı gerçi…), uzunca bir süredir yaptığımız hatadan vazgeçerek hayatımızı çıktığı raya geri döndürebiliriz.

***

Gelelim Değirmenköy ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na… Cumhuriyet Halk Partisi, adındaki ‘halk'ı önemsediğini hatırlatan bir programa imza attı diyebiliriz. Program düzeni çok keyifliydi. Siyasetçiler de, İBB yetkilileri de halk ile iç içeydi. Anlamı da son derece isabetli zaten. Ben asıl CHP Liderinin rahatlığına ve etrafına yaydığı aynı hissiyata bayıldım. Gelen sarılıyor, öpüyor, resim çektiriyor, selam veriyor müdahale eden, vatandaş ile arasına girmeye çalışan ne koruma, ne vekil ne partili var ortada. Koruma ordusu ve çemberinde dolaşan liderlerden sonra bizden biri profilinde lidere sıcak duygular beslememek mümkün değil. İBB Başkanı konuşmasını okurken, Kılıçdaroğlu'nun doğaçlama söylevi de hem daha içten, hem daha etkili oldu. İmamoğlu'nun konuşmasında, tavırlarında Liderine bir hoş görünme, siyaseten “önüne geçmem, çıkmam” mealinde şeyler hissettim. Bir gönül alma, onurlandırma gayreti fazlası ile hissedilirken, CHP Lideri de aynı şekilde İBB Başkanına karşılık vermekten geri durmadı.

Sanki “aramızda paylaşamadığımız bir şey yok” mesajı okundu satır aralarında.

Kılıçdaroğlu da İmamoğlu da fazlaca siyasi sataşma şeklinde algılanacak konuşmalar yapmadılar. Dozundaydı her şey!

CHP adına güzel bir programdı, mahalle epey de misafire evsahipliği yaptı gözlemlediğim kadarıyla. Tahminen yerel piyasa da nasibini almıştır. Hem destek hem kazanç, hem de nezaket içeresinde halkçı bir program.

Öncesinde “Sanki Silivri'yi değil de İBB'nin çalışmalarını görmek için geliyor izleniminden ziyaretin ardından kurtulmuş olmayı ümit ediyorum…” diye yazmıştım. Alıştırma hareketi gibi düşünülebilir, bence çok bizden uzak değildi, ama daha yakın hissettiklerimizin varlığı da net şekilde ortadaydı…

YORUM YAP