Merhaba sevgili Hürhaber okurları; Önceki yazılarımızda günlük yaşantılarındaki tek düzeliği gidermek, bedensel, ruhsal ve zihinsel sağlıklarını
koruyabilmek için, erken çocukluk dönemlerinde çocuklarımızı farklı sanat etkinliklerine yöneltmek gerektiğinden bahsetmiştik. Boyalarıyla özgürce resim yapmaları sağlanmalı, müzik derslerinde oyunlarla birleştirilmiş tüm vücuduyla hareket edip katılabileceği tekerlemeler, türküler, şarkılar söyleyebilmeli, evinde kendisinin boş kutulardan, şişelerden v.b. yaptığı müzik gereçleriyle gerçekleştirebileceği ritmik çalışmalarla çalgı çalma denemelerinde bulunabilmelerine olanak sağlamamız gerektiğini söylemiştik.
Düzenli olarak yapılan sanatsal etkinlikler(resim, şarkı ve çalgı koroları, oyun, ritmik danslar, halk oyunları v.b.) çocuklarımızın üzerindeki baskıları biraz olsun hafiflemesini sağlayacak, onların diğer derslerdeki motivasyonlarını da pozitif etkileyecektir. Müzikle olan ilişkilerini bir enstrüman ile güçlendiren çocukların diğer çocuklara ve yetişkinlere oranla zeka gelişimlerini önemli ölçüde artırdığı bilimsel bir gerçektir. Peki ama hangi esntrüman? Uzun uzadıya ele alınması gereken bir konuyu sadeleştirerek ele almaya çalışalım.
Enstrüman seçimi önemli bir husustur. Birçok anne-baba çocukluğunda çalmak istediği ama iş-geçim-toplum baskısı v.s. sebepler dolayısıyla çalamadığı enstrümanı, çocuklarının çalmasını istemektedirler. Bu yüzden çocuklarının değil, kendi istedikleri enstrümanı veya çocuklarının ilgisinin olduğu enstrümanı değil, çocuklarını kendi ilgilendikleri müzik türüne göre yönlendirmektedirler. Hiç yönlendirmeyen veya müzik sanat vb şeylerden uzak durması gerektiğini düşünen aileleri baz alırsak bir önceki örnek bunun yanında çok masum kalmaktadır. Fakat yönlendirme işini özellikle deneyimli müzik eğitimcilerine bırakmakta veya bu konuyla ilgili yazılmış akademik makaleleri araştırmakta fayda vardır.
Erken çocukluk döneminde çocuğun fiziksel ve bilişsel özelliklerini göz önünde bulundurarak müzik kulağını geliştirici ve temel müzik eğitimini tamamlayabileceği enstrümanlara yönlendirmek yararlı olacaktır. Örneğin; Piyano, Prodigies, Ritim Kulüpleri, oyun aktiviteleri çocuk koroları gibi etkinlikler, çocuklarımızın tanıştığında kolay adapte olabileceği fiziksel gelişimlerine uygun enstrümanlar ve etkinliklerdir. Anne-babaların kursun başladığı dönemlerde çocuğa “bugün hangi şarkıyı, bugün ne çaldınız” gibi sorular yerine örneğin; piyanonun başına oturup çocuğun o günkü öğrendiklerini kendisine öğretmesini istemek gibi davranışları sergilemesi daha olumlu sonuçlar doğuracaktır. O günkü kursta şarkı değil de egzersiz çalışmış bir çocuk eve gittiğinde kendisinden bir ezgi veya bilindik bir şarkı çalınmasını isteyen büyükleri tatmin edememe ve başarısızlık hissine kapılıp, enstrümandan soğuma ve bir sonraki süreçte zihin bulanıklığı yaşayabilmektedir.
Bunun gibi birçok örnek ve davranış şekillerine bir sonraki yazılarımızda değineceğiz. Şimdilik hoşçakalın.