Geçtiğimiz hafta pek çok ilginç gelişme yaşandı. Öncelikle organize suç örgütü lideri olarak hüküm giymiş bir şahıs, ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu'na yazdığı hakaret ve tehdit içerikli mektubu Twitter'da paylaştı. Tepkiler yükseldi ancak bir başka partinin genel başkanı Devlet Bahçeli ise kendine yakışanı yapıp bu suç örgütü liderine destek verdi. Olay Silivri'de de yankı buldu demek isterdim ancak bu yankı yalnızca CHP ilçe yöneticilerinin sosyal medya paylaşımlarıyla sınırlı kaldı. Silivri'de ikamet eden bazı kendini bilmez, aymaz insanlar olayın üstüne Kılıçdaroğlu'na ağız dolusu küfürler, hakaretler içeren paylaşımlar yaptılar. Gönül isterdi ki CHP Silivri İlçe Örgütü bu şahıslarla ilgili suç duyurusunda bulunsun ve bulunduklarını sosyal medyadan ilan etsin. Ama maalesef böyle bir şey duyamadık. O kendini bilmezlerin de yaptıkları yanlarına kâr kaldı maalesef…
Ancak CHP İlçe Başkanı'ndan başka bir konuyla ilgili önemli bir çıkış geldi; siyasi intihal. Bu konu neden önemli? Çünkü doğru. Belediye Başkanımız Volkan Yılmaz maalesef bunu sık sık yapıyor. Büyükşehir belediyesinin, merkezi hükümetin, bakanlıkların Silivri'de gerçekleştirdikleri projeleri, çalışmaları kendi icraatıymış gibi sosyal medyadan lanse ediyor. Bunun adı açıkça halkı kandırmaya teşebbüs değil midir? Siyasi intihal işte böyle bir şey, başkası yapar siz, siz yapmış gibi davranırsınız. Zaten bu Silivri Belediyesi'nin yeni yönetiminin halkı kandırmaya yönelik ilk teşebbüsleri değil, pankart vukuatları hala gündemde… Peki, sayın başkan neden bunu yapıyor? Neden başka kurumların projelerini sanki Silivri Belediyesi bütçesiyle gerçekleştirilmiş belediyenin öz projesiymiş gibi (özellikle sosyal medyadan) lanse ediyor? Belediyenin büyük yatırımlar yapacak bütçesi yok mu? Evet, Volkan Bey, Özcan Işıklar'dan “zor” bir bütçe devralmıştır, bu da yatırımların önünde bir engel teşkil ediyor olabilir. Ancak durum böyleyse bile ben sayın başkandan başkalarının icraatlerine ortak olma çabasından ziyade efendi gibi çıkıp “Durum böyle böyle, büyük yatırımlar yapamıyorum, sebebi de bu” demesini beklerdim.
Geçtiğimiz hafta geçekleştirilen şafak operasyonunda emniyet güçlerinin Silivri'deki iti, kopuğu topladığı bilgisi hepimize malum oldu. Bu olaydan sonra yaşanan bir gelişme dikkatimi çekti; çarşıda, Ziraat Bankası çevresinde, Uğur Mumcu Meydanı'nda, Sergi Fuaye Salonu civarında takılan, küfürlü konuşarak gelenden geçenden para isteyen, vermeyince hakaret eden, topluma huzursuzluk ve zehir saçan berduş madde bağımlıları ortadan kayboldu. Matruşka gibi boy boy, aynı tipte (ve karakterde) olan bu insanlardan halk fazlasıyla illallah etmişti zaten. Sokaklar hazır böyle sakinken çıkın, çıkın (elbette pandemi kuralları çerçevesinde) gezin! Operasyonda paket mi edildiler, havalar soğuduğu için mi ortadan kayboldular bilinmez ancak bildiğimiz bir şey var ki sokaklar onlarsız çok daha güzel. Ne diyelim, dönüşleri olmasın inşallah!