Sis, beyaz bir tül gibi iniyor denize, nemli taşlardan birine oturmuş balık bekliyor, bir taraftan da kaçırdığım eşkinaya yanıyorum...
Tam elime alacakken, kurtuluverdi!
Arkasından bakakaldım...
Balık sevdalıları bilir; adamın tereddütsüz suya atlayası gelir...
Kızar sonra söver, kendi kendine konuşur, denize tükürür, balık takımlarını tekmeler, bir sigara yakar... Yakmaz! Adeta yer o sigarayı, daha da siniri yatışmazsa alır başını gider...
Bende tastamam öyle yaptım, yüksek sesle küfür ettim... Kime olduğu belli değil ama denize mi, balığa mı, iğneye, misinaya, kendi beceriksizliğime mi?
Balık çantasını bir tekmede yere serdim, gıkını çıkartmadı korkusundan...
Devamı 23 Kasım 2010 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde