“Hayallerim, hedeflerim; çocukların eğitimi, gelişimi, mutluluğu...”

“Hayallerim, hedeflerim; çocukların eğitimi, gelişimi, mutluluğu...”

28.06.2016 15:56:23

Hayal ve hedeflerini çocukların eğitim, gelişim ve mutluluğu üzerinden açıklayan Güli Çocuk Yuvasının kurucusu ve sahibi Nurten Daniş, “Yaşam amacım bu benim. Gerçekleştirdikçe kendimi yeniden var ediyorum adeta” dedi.

Silivri Kadın Girişimciler Derneği yazı dizimizin bu haftaki konuğu Nurten Daniş ile okul öncesi eğitimi ve hayatının çocukların dünyası ile kesişmesini sağlayan süreçlerini konuştuk. "Şükürler olsun ki terapi merkezimiz dediğimiz, kurucusu ve müdiresi olduğum okulumuzda, 7 yıldır Güli ailesi olarak çocuklarımızı hayata ayrıcalıklı başlatarak, yaşamlarımızı anlamlandırmanın hazzını yaşıyoruz…" diyen Daniş'in değerlendirmeleri sizin için de çocuklarla iletişim ve ilişkileriniz hususunda destekleyici, yardımcı olacaktır...

“BANA ÇOCUKLARI SEVDİREN, ÜÇ KARDEŞİMİN ABLASI OLMAK”
Sevginar SALİ: Sizi tanıyabilir miyiz?
Nurten DANİŞ: 1964 Çorlu doğumlu olup, bana çocukları sevdiren, üç kardeşimin ablasıyım. Ortaokul döneminde aldığım Çocuk Gelişimi Eğitimcisi olma kararımı, ancak bir işte çalışırsam gerçekleştirebileceğimi bildiğimden, mesleğime de katkısı olsun diye, önce İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hemşirelik Bölümünde okudum. Üniversite olarak tek tercihim olan Gazi Üniversitesi Çocuk Gelişimi Eğitimi ve Anaokulu Öğretmenliğini; gündüz okulunda öğrenci, gecelerini ise hastanesinde çocuk hemşireliği yaparak tamamladım.
2005 yılında emekli olana dek Milli Eğitim Bakanlığına bağlı devlet anaokulu / anasınıfında öğretmen olarak çalıştım. Sonrasında, özel kolejde koordinatörlük, yöneticilik, okulöncesi yaratıcı drama öğretmenliği, değişik yayın evlerine okulöncesi eğitim seti hazırlama danışmanlığı yaptım.
Küçük Adımlar Yayıncılıktan Aile Katılım Etkinlikleri Kitabı çıkardım. Dergilerde, yerel gazete ve internet sitelerinde, eğitim makaleleri yazdım. Halen Silivri Haber Ajansında Çocuk Gelişimi- Eğitimine yönelik 15 günde bir ailelere kılavuz niteliğinde köşe yazıları hazırlamaktayım.
Bunların yanında seminerler verip, TRT, yerel yönetimler, resmi/ özel kurumlar için okulöncesi alanla ilgili projeler hazırlayıp, ailelere danışmanlık vermekteyim.

 “ÖĞRENMEYE HAYRAN, YAŞAMA DAİR DOKUNUŞLARIMI ÇOĞALTMAYA ÇALIŞAN, ÜRETEN BİRİYİM”

Yine okulöncesi çocuklarımızın yaş gruplarına göre zihinsel, bedensel, duygusal –sosyal ve dil becerilerinin seviyesini belirleyen Denver II gelişim testi yetkilisiyim. Mesleki ve kişisel gelişimimi, devam ettiğim seminer, okuduğum, izlediğim, dinlediklerimle devam ettiren, başta kızım ve çocuklar olmak üzere doğada ki canlı & cansıza, müziğe, görsel & işitsel & yaratıcı el sanatlarına, doğa - kültür gezilerine ve de öğrenmeye hayran olan, elimden geldiğince, sivil toplum kuruluşlarında sorumluluk almaya çalışarak yaşama dair dokunuşlarımı çoğaltmaya çalışan, üreten biriyim. Ben olmama katkısı olan herkese sonsuz teşekkür ve sevgilerimi sunuyorum...

“ÖNCELİĞİMİZ; SEVGİ KOPSEPTİ, BUTİK BİR OKUL”
Sevginar SALİ: Güli Çocuk Yuvası fikri nasıl doğdu nasıl hayat buldu?
Nurten DANİŞ: Çocukları, kızım Gül İpek ile özdeşleştirdiğim için, adını “GÜLİ'' koyduğum yuvamızda, onun, çocukluğunda yaşamasını istediğim bir okul özlemimi gerçekleştirmek istedim. Öncelikle sevgi konseptli, çocukların bireyselliğinin ve tüm ihtiyaçlarının baz alındığı, okulöncesi ve gelecekteki eğitimine, yaşama özenle hazırlayacağımız, Montessöri yöntemi gibi bir çok alternatif eğitim metotlarıyla zenginleştirdiğimiz tekniklerle, çocuklarımızın eğitim – gelişim ve bakımlarını destekleyeceğimiz, ailelere kılavuz olabileceğimiz butik bir okul olmasını tercih ettim.

“NE DOĞADA NE DE EVDE YAŞ GRUPLARINA GÖRE AYRI, AYRI YAŞAMIYORUZ”
Bunun için 3-6 yaş arasındaki çocuklarımızı bir grupta toplayabileceğim 20 öğrenci kapasitesinde, bireysel eğitim ve gelişime önem veren bir okul açtım. Çünkü bildiğiniz gibi ne doğada ne de evde yaş gruplarına göre ayrı, ayrı yaşamıyoruz.

“OKULÖNCESİ DÖNEMDE ÖĞRENME BİÇİMİ EN İYİ TAKLİT YOLUYLA OLUR”
Bir arada kaynaşarak, birbirimizden öğrenerek keyifle hayatı deneyimliyoruz. Özellikle okulöncesi dönemde öğrenme biçimi en iyi taklit yoluyla olur. Kaldı ki 6 yaşındaki bir çocuk bazı gelişim aşamalarında geride olabiliyor ya da 4 yaşında olmasına rağmen 6 yaş özelliklerini taşıyabiliyor. Başardıklarını somut bir biçimde gören çocuğun özgüveni arıyor, bir üst aşamaya geçmek için cesaret kazanıyor. Şükürler olsun ki terapi merkezimiz dediğimiz, kurucusu ve müdiresi olduğum okulumuzda, 7 yıldır Güli ailesi olarak çocuklarımızı hayata ayrıcalıklı başlatarak, yaşamlarımızı anlamlandırmanın hazzını yaşıyoruz…

“0-6 YAŞ DÖNEMİ; ÖMRÜMÜZÜ NASIL YAŞAYACAĞIMIZI BELİRLEYEN SÜREÇTİR”
Sevginar SALİ: Okul öncesi eğitimin önemini kısaca okuyucularımıza aktarır mısınız…
Nurten DANİŞ: Erken çocukluk dediğimiz 0-6 yaş dönemi; ömrümüzü nasıl yaşayacağımızı belirleyen kişiliğimizin temellerinin atıldığı, zihinsel, ruhsal, bedensel sağlığımızı tümden etkileyen, bireysel, toplumsal, evrensel değerlerin yerleştiği kritik bir süreçtir. Bunun için okulöncesi dönemin, özenle ve de bilinçli bir biçimde desteklemesi elzemdir. “7 çok geç” sloganından da anlaşılacağı üzere; çocuklarda var olan çoklu potansiyelin ortaya çıkıp çıkmaması, kendiyle ve yaşamla ilgili doğru ya da yanlış kayıtların oluşturulması tamamen bu dönemde gerçekleşir.

“GÜLİ ÇOCUK YUVAM, BENİM İÇİN DE BİR OKUL”
Sevginar SALİ: Hayata pek çoğumuzdan farklı bakma çabanız var, üstlendiğiniz çocuk gelişiminde de buna özen gösterdiğiniz aşikar. Nurten Daniş'in hayat bakış açısı nasıl ve Güli Çocuk Yuvasındaki anlayışınızı bize anlatır mısınız?
Nurten DANİŞ: Yaşamın her alanında hala öğrenci olduğumu gözlüyorum, dolayısıyla Güli çocuk yuvam, benim için de bir okul, sevgiden, masumiyetten zengin bir yaşam okulu. Sevgiyle an'da kalmayı başardığım, bende olan her neyi paylaşıyorsam, bir o kadar çoğaldığım yer. Son derece terapik. Üstelik her bir öğrencime öğrettiğim kadar ben de öğreniyorum, var olanı da içselleştiriyorum. Onlara, farklılıkların büyük zenginlik olup, her bir durumun, yaşamlarımıza kattığı değeri öğretirken, kendimle yüzleşiyorum ve bu durumda farkındalığım daha da artıyor, kişilere, durumlara, olaylara şükretmem, olanı olduğu haliyle kabullenmem kolaylaşıyor. Dolayısıyla eğitimcilerin dışındaki yardımcı personelimizi bile, önce çocuk gelişimi eğitimcisi olması kadar, çocuklarla yaşamanın yüce hazzını hisseden, kendiyle barışık, sorumluluk bilinci yüksek, öğrenmeye, kendini geliştirmeye açık, farkındalığı gelişmiş, pozitif bireyler arasından seçmeye çalışıyorum. Bu durum kişilerin sorumluluk bilincini, aidiyetlik hissini de çok etkiliyor. Böyle olunca beklentim olan; işe coşkuyla gelip, okulöncesinin hassasiyetine, önemine uygun davranışlar sergilemeleri, çalışma yapmaları kolaylaşıyor. Güli misyon ve vizyonunu ancak bu şekilde devam ettirebilir çünkü.

“EN DEĞERLİLERİNİ BİZE EMANET ETMİŞ EBEVEYNLERİMİZİN DE YAŞAMSAL HUZURUNDAN SORUMLUYUZ”
Sevginar SALİ: Çocukların eğitim ve gelişimini çok erken bir yaşta üstleniyorsunuz, neredeyse anne ve babayla birlikte yetiştirilmesinin ortaklarından biri haline geliyorsunuz. Aranızda nasıl bir ilişki kuruluyor? Nurten DANİŞ: Besleyici hem de en doyurucusundan. Tabi ki çok ta büyük bir sorumluluk getiriyor. Sadece bizim için değil tüm canlıların en değerlileri yavrularıdır. Kaç yaşında olursa olsunlar, yavrularımızın mutluluğu ya da üzüntüsü, bizde katlanır. Hele de yaşamlarının her anında hissedeceği her bir duygunun, düşüncenin temellerini bizim oluşturduğumuzun farkındaysak. Bunun bilinciyle, sadece öğrencilerimizin değil, en değerlilerini bize emanet etmiş ebeveynlerimizin de yaşamsal huzurundan sorumluyuz. Birçok konuda olduğu gibi yine, Güli velilerimiz bu konuda da bizim en büyük destekçilerimiz. Zaten hedeflerimize ulaşmamız ancak ve ancak veli işbirliği ile gerçekleşebilir. Diğer yandan, Güli çalışanları aynı zamanda bizim velimiz oluyor. İşten ayrılsa da çocuğunu Güli'de bırakıyor ya da yeni bir işe başlayınca tekrar çocuğumuzu bize teslim ediyor. Bu çok büyük mutluluk.

ERKEN DÖNEMDE EN SIK YAPILAN HATALAR
Sevginar SALİ: Çocukların erken dönemlerinde en sık yapılan beş hata nedir?
Nurten DANİŞ: Ailelerin sevgilerini, çocuğun her dediğini yaparak göstereceklerini sanmaları…
Çocuğu koruma- kollama adına sınırlandırmaları, kendilerindeki beceri potansiyellerini görmelerini engelleyerek, özgüven gelişimine zarar vermeleri.
Tutarsız-kararsız davranmalarının yanı sıra aynı dili konuşmamaları ( birinin evet dediğine, diğer ebeveynin hayır demesi gibi… )
Doğru model olmama ( yemek seçme gibi…)
Kıyaslama ( balıktan, ağaca tırmanmasını bekleme gibi… )

ÇOCUKLARIN BEKLENTİLERİ
Sevginar SALİ: Okulöncesi dönemde çocuklar, yakın çevresindeki kişilerden ne bekler?
Nurten DANİŞ: *Koşulsuz sevgi, ilgi, fizyolojik ihtiyaçların karşılanması.
*Güvende olma
*Aidiyet
*Tutarlılık, kararlılık
*Doğru iletişim
*Kabul, onay görme, takdir edilme

*Doğru model
*Cesaretlendirilme, motive edilme
*İhtiyaçlarının gerektiği kadarının karşılanması
*Sorumluluk alma, alınan sorumluluğu yerine getirme, bağımsızlaşma
*Birlikte karar verme, kararlara uyma
*Birlikte kaliteli vakit geçirme ( oyun, yaratıcı el faaliyeti, müzik, dans, hikaye - masal, gezi, ziyaret, tiyatro, sinema, müze, sergi, spor etkinlikleri vs. )
*Yaşama-deneme-keşfetme serbestliği (kendilerine ve başkalarına zarar vermediği sürece )
*Kurallar
*Adiliyet
*Gelişim seviyesine göre beklenti
*Anne ve babanın mutlu olması
*Okulöncesiyle ilgili bilgi ve beceri sahibi olması
Eğitim ve bakımında ortak hareket etmeleri, sorumluluk almaları, erken çocukluk dönemindeki tüm çocukların en masum haklarıdır.

Sevginar SALİ: Bir çocuğa verilebilecek en kıymetli hediye nedir?
Nurten DANİŞ: Sevgi dolu, mutlu bir anne ve babayla geçirilen, kaliteli vakit.

Sevginar SALİ: Silivri KAGİDER ile tanışmanız nasıl oldu, bu ailenin bir parçası olmaktan dolayı ne hissediyorsunuz?

“KAGİDER'DE BULUNMAKTAN GURUR DUYUYORUM”
Nurten DANİŞ: Silivri'ye taşındığımın ilk yıllarında, bir etkinlikte Silivri'mizin manevi annesi Sayın Lerzan Öke sayesinde, Silivri KAGİDER Başkanımız sevgili Aynur Süleymanoğlu ile tanıştım. Sohbet esnasında Silivri KAGİDER'den bahsetti, çalışmalarından söz etti. Çok etkilendim. Nazik daveti ile kendisi gibi topluma örneklik edecek, maddi – manevi yönden güçlü kadınlardan oluşan bir ailenin üyesi oldum. Gurur duyuyorum… Gerek kendi içimizde gerekse toplumsal manada birçok projeyle yaşamlara dokunuşlar yaptığımız derneğimizde, iyi ki varız deyip şükrettiğimiz, ayrı kalamadığımız can dostlar edindim. Bundan daha iyi ne olabilir?

Sevginar SALİ: Dünyamızdaki en korkunç ve en güzel şey sizce ne?
Nurten DANİŞ: Savaş ve barış. Bu aslında kendi içimizde olup evrene yaydığımız bir durum. Mimarları da, okulöncesi dönemde bizi şekillendiren aile, okul ve yakın çevremiz ne yazık ki.

“HAYALLERİM, HEDEFLERİM ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ, GELİŞİMİ, MUTLULUĞU ÜZERİNE”
Sevginar SALİ: Hayalleriniz ve hedefleriniz neler?
Nurten DANİŞ: Bugüne dek olduğu gibi hayallerim, hedeflerim yine çocukların eğitimi, gelişimi, mutluluğu üzerine. Yaşam amacım bu benim. Gerçekleştirdikçe kendimi yeniden var ediyorum adeta. Bunlardan bir tanesi; çocuklarımın tüm eğitim ve gelişimlerini, sınıftaki- bahçedeki eğitim- gelişim merkezleri yerine ayrı ayrı atölyelerde destekleyeceğim büyük bir alana yayılmış, süper donanımlı bir kompleks. Okula oyuncak alırken bile çocuklarımın gözlerinde ki mutluluğu önceden görüp heyecanlanan ben, bu hayalimin gerçekleşmesiyle neler yaşarım kim bilir?
Bir de, bakanlıkça alınan okulöncesi dönem ile ilgili kararlarda, 40 yıllık birikimimi paylaşabiliyor olmayı çok istiyorum. Çözüm merkezli bir kişiliğe sahip olduğum için, bu durum beni fazlasıyla etkiliyor ne yazık ki.

Sevginar SALİ: Bir daha dünyaya gelseniz yine pedagog olmayı mı seçerdiniz?
Nurten DANİŞ: KESİNLİKLE…

Sevginar Sali: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Nurten DANİŞ: Silivri KAGİDER Ailemizin bir üyesi olduğunuz ve de değerli bir gazeteci olarak insanlığa yaptığınız dokunuşlar için size ve Hürhaber Ailesine çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız, iyi ki varız. Güli'ce sevgilerimle…

YORUM YAP