MüslÜm Gürses'İ hayatımda iki defa gördüm.
İlki 1980'li yılların başında idi. Biga'da kapalı spor salonunda konseri vardı, öğrenci merakı ile gittim. Kendini jiletleyenleri, şarkıları dinlerken yerden yere savrulanları, kendinden geçenleri şehir efsanesi sanıyordum, doğruymuş.
O insanların ruh hallerini anlayabilmek için kasetlerini aldım Müslüm Gürses'in, defalarca dinledim, hala da dinlerim.
Usta'yı çok severim mesela, Unutamadım da çok gözlerim doldu mesela…
İkincisinde bir meşrubat firmasının reklam yüzü olmuştu, bizi büyük bir toplantı salonuna doldurmuşlar, rahmetli Müslüm Gürses'i getirmişlerdi, oturduğu beyaz koltuktan ayağa kalkıp sallanarak bırrrlamıştı sanatçı, şaşırıp kalmıştık.
Bugün sinemalarda Müslüm Gürses'in hayatını anlatan bir film oynuyor, söylenenlere bakılırsa gişe rekorları kırıyormuş.
Müslüm Gürses'in hayatı film olacak tabi de, neden bir Orhan Veli'nin, Sabahattin Ali'nin, Neyzen Tevfik'in, Can Yücel'in hayatı film olmaz?
Gişede iş mi yapmaz bu karakterlerin hayatı?
İzleyici Orhan Veli'nin nasıl yaşadığını, şiirlerini nasıl yazdığını, iç dünyasını, çektiği sıkıntıları, aşklarını merak etmez mi?
Neyzen Tevfik'e benzeyen oyuncumuz yok mu?
Can Yücel ağzı pis diye beyaz perdeye yakışmaz mı?
Sabahattin Ali'nin ölümü salonda bulunanları ağlatmasa bile bir iç geçirtmez mi?
Ahmet Altan, Kırar Göğsüne Bastırırken adlı denemelerini topladığı kitapta “Hiçbir filozofumuz yoktur ama ne olduğunu kimsenin bilmediği bir hayat felsefemiz vardır” der.
Kimsenin ne olduğunu bilmediği hayat felsefemiz mi belirler tercihlerimizi?
Kimsenin ne olduğunu bilmediği hayat felsefemizi birileri bilir de ona göre mi çeker filmleri?
Arz talep meselesinden ibaret midir, hayat?
Toplum Recep İvedik'i izlemek istiyorsa sanatçı ne yapsın mıdır?
Bir bilim adamının, naif bir keman virtüözünün, çılgın bir ressamın kahramanı olduğu filmler günün birinde çekilecek midir?
Çocuklar çılgın ressamlara benzemek istediğinde, geçim derdine düşmüş, ay sonunu zor getiren, kitap kapağı açmamış, yaşama evlerinin en nadide köşelerine koydukları televizyon ekranlarından bakan ebeveynler, çöpe mi atacaktır boyaları?
“Ya türkücü ya futbolcu ol, yırt da nasıl yırtarsan yırt mı” diyeceklerdir?