Ülkemizde bir sığınmacı problemi olduğu aşikar.
Her geçen gün çok farklı verilerle karşılaşıyoruz. Vergisiz şirket kuruyorlar, parti kuruyorlar, Hatay'da Bölgesel Amatör Ligde takımları bile var.
Üreme oranları 5 kat artmış.
Sayıları şimdilik 12 milyonu bulmuş. Nüfusu yaklaşık 250 bin olan Silivri ile kıyaslayacak olursak 48 Silivri ediyor.
Tam 48 Silivri'nin barınma, sağlık, yiyecek, içecek, ulaşım gibi ihtiyaçları için ülkemizin kaynakları onlar tarafından kullanılıyor.
Her biri günde bir litre su içse 12 milyon litre su, bir yumurta yese günlük 12 milyon yumurta, bir kap yemek yese 12 milyon kap yemek demektir. Bunu üç öğün olarak aylık ve yıllık hesaplarsanız rakamlar ürkütücü boyutlara ulaşıyor.
İstanbul'da su sıkıntısından bahsediyoruz ama her gün Çekmece Gölü kadar suyumuz böyle eksiliyor. 12 milyon yabancının et, süt, su, yumurta ihtiyacını karşılayacak kaç baraj yapıldı, kaç çiftlik kuruldu? Koca bir sıfır!...
İşte bu yüzden aldığımız her ürüne her gün zam geliyor. Bir şişe suya 15 TL. Bir damacanaya 100 TL. Bir yumurtaya 5-7 TL ödüyoruz.
Durum böyleyken yerel seçimlerden 1. parti çıkan muhalefet partisi lideri Erdoğan'a gitti ve birden normalleşmeden, yumuşamadan bahsetmeye başladı.
Bu davranış daha önce Erdoğan'a giden muhalif siyasetçilerdeki değişimi hatırlatıyor!...
Belki de problem makam aracındadır!!!
Balans ustaları düzeltememiş olmalı sürekli sağa çekiyor!!!
Bu arada farkında mısınız bilmiyorum 2027 Avrupa Oyunları Organizasyonu İstanbul'a verildi. Bu belki de İstanbul Olimpiyatları hayalimizi gerçekleştirecek bir adım olabilir…
Protokolü imzalamak için Roma'ya 40 gazeteciyle uçan İmamoğlu linç ediliyor oysa bu memlekette kimler kimlerle nerelere uçmadı ki?
Zarfa bakarken içindekini ıskalamamak lazım. Spor ahlakı, spor kültürü, spor tesisleri, ulaşım ağları, mutfak vs her açıdan hazırlıklı ve yeterli olmak zorundayız.
Avrupa Oyunları ve Olimpiyat organizasyonlarında Silivri'yi ilgilendiren plan, projelerde söz konusu olacaktır.
Bu mesele kimin kime yakın olduğu, kimin hangi takımı tuttuğuyla alakalı bir mesele değildir. Bu mesele bir ilçenin tesisleri, faaliyetleri, sağlığı, kültürü, geleceği ile ilgili bir meseledir.
Dolayısıyla konuyla ilgili dosya oluşturan, teşkilatta uzun yıllar görev yaptığı için konulara vakıf olan eski ilçe spor müdürümüz Adnan Güneysu'nun sesine kulak vermekte yarar var.
Yıllardır spor politikası diyor, yol haritası diyor, yeni nesile olimpiyat ruhunu aşılamak lazım diyor.
Kent Konseyinin etkisi spor koordinatörünün yetkisi nedir bilmiyorum ama bildiğim bir şey var, vatandaş fırsattan yararlanan ilgiliyi affeder ama fırsatı kaçıran yetkiliyi asla affetmiyor!...