İstanbul Beyazıt Vezneciler'de Çevik Kuvvet otobüsü geçerken patlama oldu. Patlamada ilk belirlemelere göre 7 polisimiz şehit düştü, 4 yurttaşımız yaşamını yitirdi, 36 yaralımız var.
***
Sabah deprem kendini hatırlattı, ardından dehşet derecede onsuz yaşayacağımız günlerin özlemini hissettiğimiz terör kanlı yüzünü bir kez daha gösterdi… Bombalar uzakta patlayınca sesi az geliyor da İstanbul'un göbeği endişe borsasına anında tavan yaptırıyor… Terörün kurbanları nerede olursa ölsün hep acı da, sürekli bu duyguyla yaşayamadığımızdan vicdanımızı körelterek, gözlerimizi kapatarak hayata devam ederek çıkış yolu arıyoruz… Elimizden vatandaş olarak çok fazla şey gelmiyor. Gelenler belli, gayretlerine de bir şey demiyorum ama başaramadıkları ortada…
Ramazan ayının ikinci gününde bu kadar hain olunur mu, aklı almıyor insanın. İnsanlık yok, Allah korkusu, sevgisi yok! Sebep oldukları kocaman bir acı, yok ettikleri tonla hayat sevinci…
Lanet okumak istemiyorum; bir faydası olacağını düşünsem okurum gerçi… Allah'ım sen her şeyi bilen, gören, var edensin… Bu teröristlerin varlık sebebini ben anlamıyorum, daha doğrusu anlamayı ret ediyorum… Bunca masum insan, güvenlik gücünün hayattan kopartıldığı bu belanın bir an önce sona ermesi umuduyla…
Bir devlet vatandaşının yaşama hakkını koruyamıyorsa ne verse boş!
‘Hata kimde' değil ‘çözüm ne' bunu tartışmalıyız… Zamanı geri döndüremeyiz, giden canları da öyle… Ama her iki konudaki kayıplarımızı da durdurursak normalleşiriz… Çünkü teröre alıştık, kayıpları kanıksadık; insanlıktan çıktıkça çıkıyoruz…
***
İstanbul'da terör bombaları patlarken Silivri'de de Silivrispor gündemden düşmüyor…
Silivrispor'un restorasyon çabasını anladık da bu yapı tümden göçmüş yıkılıp yeniden yapmaktan başka çare yok gibi duruyor. Allah'tan kimse bana sormuyor; yoksa uğraştığınıza değmez diyeceğim : )
Silivrispor Başkanı İhsan Atun hakkında eleştiri dağına tüy dikecek bir gizli telefon görüşmesi dün akşam yerel basına mail atıldı, internet ortamına yüklendi. İnsan ve itibar kıyımını göze alanların son süreçte ellerinde fazla bir şey kalmayacak kanımca. Bugün yıkılan duvarların kendileri için de etik olmayan birçok konunun yapı içine sızmasına yol açacağını tecrübe ettiklerinde ödemek zorunda kaldıkları bedellerin şahsi marifetleri olduğunu hatırlamak zorunda kalacaklar.
En büyük ihanet biçimi insanın bir başkasına yaptığı değil, kendine yönelik olandır. Size yapılmasını istemediğiniz ne kadar çok şeyi başkasına yaparsanız tarafınıza misliyle döneceğini her daim hatırlayın. Bir kişinin doğruluk ve dürüstlüğünü başkası tayin edemez. Sevabını da günahını da kişi kendi çeker, öder… Üzerinizdeki elbise ne kadar temizse o kadar çok en ufak leke bile dikkat çeker ve rahatsız eder. Zaten üzerindekiler kir pas içinde kalmış kişi için fazladan bir leke dokunmaz… Süleyman Gencoğlu'nun çırpınışını anlıyorum ve hak veriyorum ama gerçekten uğraşmasına, takılmasına gerek yok. Silivri henüz herkesin her şeyi bildiği kadar küçük… Çoğu zaman şansızlığımız olan bu durum haksızlığa uğradığınızda avantaja dönüşebiliyor şükür : )
Silivrispor'a bakıyorum da siyasetteki entrikalar çok masum kaldı valla… Hayata bakıyorum, siyaset ve spor adına sergilenenler çocuk oyuncağı : )