Sevgili Adil Sirkecioğlu, Cumartesi köşe yazarlığım hakkında değerlendirmede bulunacağını ilan edince terk-i diyar eylemenin tam vaktidir diye düşünüp, ufak bir valiz, az öz dostlar ile (bir iki tanesini daha alabilirdim hiç de fena olmazdı ama bir dahakine inşallah) canımın istediği(benim için çok özel olan aslında) yere yola koyuldum… Yolda ve iki gün boyunca özetle şunu düşündüm; Ne kadar şanslıyım (şanslıyız) canımın istediği yere gidebilme imkanına sahibim… Sadece canım istediğinde ‘gidebilmek’ değil bir de ‘istediğim yer’e!
Güzel bir söz vardır; Akıllı insan, karşısındakinden yapamayacağı şeyi istemeyendir… Ben hayattan bana veremeyeceği şeyleri istememeyi çok iyi hazmettiğime inanıyorum özellikle son süreçte… Evet, olacakların önüne geçemiyorsunuz ama istediğiniz gibi olmadıktan sonra yaşamanın anlamı giderek yok oluyor… Seyirci kalmak, hayatınızda başrolü oynamak; acı bir kaderdir… Hayatın ve kendinizin değerini bilmedikten, inandığınız ve hissettiğiniz şekilde yaşayamadıktan sonra mutlu olamazsınız… Mutsuzluktan ölünmüyor ama öyle bir hayata kendinizi mahkum etmek sizi canlı cenazeden farksız kılmaz…
***
Yazdıklarımın büyük bir bölümünde katıksız gerçek varken, şaka takıldığım noktaya dönelim… Uzaklaşma arzusu içinde, canımın istediğini yaptım ama bir taraftan da içim içimi yiyor; "Adil Sirkecioğlu ne yazdı?”
İnternete kavuşur kavuşmaz mailimi açtım… Köşe yazarlığımı yazmasını beklerken, SİAD’ın İBB Başkanı Kadir Topbaş’a ziyaretine tercih edildiğimi görmenin ufak çaplı hayal kırıklığı çabuk geçti… (Gerçekte yazdığında bin pişman olmak da var; ama ben bu adamın yazdıklarına bayılıyorum… Mevla’m ne eylerse güzel eyler modunu benimsiyorum… Eleştiriye açığım izlenimini abartmamışımdır inşallah : ) Hayatta kıskanacağım son yapı; Hürhaber’in marifetleri olur herhalde… İnsanın çocuğunu kıskanması gibi bir şey : )) İş adamı Adem Ünal ile seçimler üstü yaptığımız söyleşiye kesmiş Topbaş, Sarıgül’ün Silivri’de kendisinden 6 bin’e yakın fazla oy almasının faturasını…
Durumun olumlu veya olumsuz oluşuna takılmadım hiç. Çünkü bu bakış açısına göre değişir. CHP’nin kazanmasını isteyenler "çok güzel bir şey” gibi algılar, AK Parti’ni kaybetmesine üzülenler gazetemize kızmıştır. Ama Hürhaber böyle bir fark yaratabiliyorsa çok mutlu oldum; gazeteciliğimiz etkisi adına… Ayrıca AK Parti kanadından iletilen sitemlerin manasını daha iyi anladım, hak verdiğimi söyleyemeyeceğim…
Medya gücünü kamuoyu oluşturma etkisinden alır… Hürhaber’in kuruluşunda ve bugünlere gelişinde çok emeğim var; İlhan Uygun ile zorlu ama çok anlamlı bir işbirliğimiz olduğunu bilenler bilir. Söz konusu haberde de imzam bulunuyor; Hürhaber adına gurur duydum.
Birçok işadamı vardır Silivri’de basından köşe bucak kaçarlar, ne saklamak derdindeler, neyin güvensizliği ve çekingenliği yaşadıklarını tahmin ediyorum da şimdi konumuz bu değil başka bir zaman bunu konuşalım…
Bunun aksine Adem Ünal, kimya sanayinin lider konumundayken Silivri’de olup bitenleri yerel basından takip etmeyi dikkatle yıllardır nezaketini, varlığını ve desteğini hissettirerek çok özel bir biçimde sürdürdü. Biz sanayicilerin çekingenliğini tecrübe etmiş olarak onun gibi değerli bir insanı kaybetmemek için duyarlılığımızı en üst noktada sürdürürken o ilgisini hiç eksik etmedi. Yeri mi zamanı mı bilmiyorum ama; Kadir Topbaş (Onun Silivri’nin yararına yaptığını söyledikleri yerine Adem Ünal’ın halk üzerinde bu denli etkili olması Topbaş, siyaseti ile yerel yöneticiliği açısından çok üzüntü verice gerçekten) ve SİAD’ın yaşadıkları, düşündükleri önemlidir kamuoyu açısından. Hürhaber için mühim ve esas olan bize, yıllardır istikrarlı bir şekilde güveni ve inancını sürdüren Adem Ünal gibi insanların varlığıdır…
Şule ve Adem Ünal’a, belki de geç kalmış belki de tam zamanında bir teşekkürü borç biliyorum… Varlığınızı bilmek, dostluğunuzun kıymetini hissetmek çok özel; bilmiyorum hissettiklerim ve düşündüklerimin ne kadarını anlatabildim…
Hürhaber ve kendim adına çok teşekkür ediyorum… İyi ki varsınız!
Not 1: Hayatı kontrol edememek böyle bir şey işte. Ben bugün aslında Silivri siyasetini temizleyen ama belediyede yapmayı düşündüğü temizliğe cesaret bulamayışının altında ezilen belediye başkanımızın hissiyatlarına dair yazı yazacaktım…
Yarın… Onu da yarına yazarım… Yazabilirim İnşallah :))
Not 2: Sevgili Adil Sirkecioğlu ve tüm ilgilenenler bugün meclis var; Cumartesi günkü sayımızda da gündem maddelerini duyuran haberi okumuşsunuzdur. Saat 14.30’da meclis salonunda…
Silivri’de yaşamak güzel : )) Sızlanmayı, kendi yaşadıklarınız için başkalarını suçlamayı bir an önce bırakın! Hayatınızın tadını çıkarmasının imkanını bulun! "Gerçekten isteyen bir yolunu, istemeyen bahaneler bulur” haftanın sözü olsun!
İyi haftalar herkese!