“Hayatım eğitimdi şartlar, iş adamı yaptı”

“Hayatım eğitimdi şartlar, iş adamı yaptı”

09.01.2016 10:40:16

Göçmen bir ailenin çocuğu olan Adem Ünal zor şartlara ve imkansızlıklara rağmen parlak öğrencilik yılları sonucunda başarılı bir eğitim, iş ve sosyal hayata dair en güzel örneklerden. Bunların yanı sıra eğitime gönül vermiş biri olarak yıllarca ilkokuldan üniversitelere kadar, kütüphanelere, yüzlerce üniversite öğrencisine burs ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine sürekli katkılar sunmakta. Yurt içindeki desteklerinin yanı sıra yurt dışındaki bilimsel araştırma kuruluşuna yapılan yardımlarla birlikte dünya çapına da ulaşmakta. “Eğitim benim hayatım” diyen hayırsever iş adamı, eşi Şule Ünal'ın da desteğiyle sosyal sorumluluğu bir görev olarak bilip hareket etmekte. Silivri'ye kız yurdu sözünü yerine getirmek için heyecan içinde olan Ünal ailesi, Silivri Belediyesinin arsa ile ilgili işlemlerini tamamlanmasını beklemekte.

“ÖĞRENCİLİK YILLARIM ÇOK PARLAKTI”
Renginar Sali: Adem Ünal nasıl bir öğrenciydi?
Adem Ünal: Öğrencilik yıllarım çok parlaktı. Öğrenciliğim Bulgaristan'da 1948 yılında başladı. Orada ilkokula başladım. Üçüncü sınıfta Türkiye'ye göç ettik. Türkiye'de Urfa'nın Siverek ilçesine yerleştik. Burada okula devam ettim. Arkadaşlarım Türkçe konuşamıyordu. Dediler ki, “Sen burada fazlasın seni 4. sınıfa alalım.” Bir yılda iki sınıf birden geçmiş oldum. Urfa'dan Mersin'e geldik. 1952 yılında ilkokulu bitirdim. 1955 yılına kadar fakirlikten okula gidemedim. 11 yaşında Çukurova sanayi işletmelerinde iki sene vardiya usulü çalıştım. 1955 yılında Bursa'ya geldik. Burada tekrar ortaokula başladım. Ortaokul boyunca hep iftihar listesinde yer aldım. Türkçemi geliştirmek için kendi kendime kompozisyonlar yazardım. Ortaokullular arasında düzenlenen kompozisyon yarışmasında birincilik elde ettim. 1958 yılında Bursa Erkek Lisesine başladım. Yine iftihar listesindeydim. Edebiyat öğretmenimiz, Reşat Nuri Güntekin'in talebesi Rahmetli İbrahim Dekak hayatında ilk defa bana kompozisyon dalında 10 notunu verdi. İftihar talebesi olduğum için lisedeyken bir eğitim bursu kazandım ve 1960 yılında Amerika'ya gittim. Bir yıl orada bir ailenin yanında kalarak lise sonu Kuzey Carolina'da Franklin High Okulunda bitirdim. Ülkeme geri döndüm. Bir yıl İstanbul Üniversitesi Fizik Kimya Bölümünde okudum. 1962 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliğini kazandım. Oradan lisans diplomamı aldım. Yüksek Lisans diplomamı da alarak yüksek kimya mühendisi oldum. 1968 yılında vatani görevimi tamamladım. 1970 yılında iş hayatına atıldım. 1975 yılında kendi iş yerimi kurdum hala da o işte çalışıyoruz.

“SERBEST ÇALIŞANLARINİŞLETME EĞİTİMİ ALMASI ÖNEMLİ”
Renginar Sali: Okumak isteyip de okuyamadığınız bir bölüm var mı?
Adem Ünal: Kimya Mühendisliğini çok sevdiğim için başka bir bölüm hiç düşünmedim. Esasında işletme okumam gerekebilirdi çünkü serbest çalışanlar için tamamlayıcı olarak çok önemli. Ortağım işletmeciydi. Ondan dolayı şanslıydım.

“EĞİTİM SİSTEMİMİZ HAYATA YETİŞTİRMİYOR”
Renginar Sali: Ülkemizde eğitime gereken önem veriliyor mu?
Adem Ünal: Bizim eğitim sistemimiz biraz yanlış. Hayata yetiştirmiyor. Türkiye'de liseler ön planda. Teknik Meslek Liseleri yok. Enstitüler az. Teknik elemana ihtiyacımız var ama maalesef onlar yetiştirilmiyor. Üniversitelerde de hayatta lazım olan bilgiler verilmiyor. Özellikle Orta Doğu Teknik Üniversitesinde gönüllü olarak çalıştım. Üniversitelerimiz çok teorik. Pratik olmayınca mezunlar biraz sudan çıkmış balık misali oluyor. İş hayatına adapte olmaları zaman istiyor. Bu büyük bir eksiklik.

“AMERİKA'DA HAYATTA LAZIM OLANLAR ÖĞRETİLİYOR”
Amerika'da liseyi bitiren birisi hayatta lazım olanı öğrenebiliyor. Tesisatlar uygun. Mesela ben orada liseyi bitirirken şoförlüğü öğrendim, çünkü bir dersti. Büro aletlerini kullanmayı, mesela daktiloyu öğrendim. Dakikada 80 kelimeye kadar yanlışsız yazabiliyordum. Teknik resim gibi birçok şeyi öğrendim. Bunlar her yerde lazım. Yabancı dili orada mecburen öğrendim.

Yabancı diliniz olduğunda istediğiniz kadar araştırma yapabilirsiniz. Oralarda hayata lazım olan şeyleri öğretiyorlar. Maalesef bizim liselerimizden mezun olan gençlerimiz hayatla ilgili hemen hemen hiç bir şey öğrenmediği gibi boş ve faydasız dersler veriliyor. Örneğin Amerika'da herkes seneden 4-5 ders alıyor. Sadece onları çalışıyor. Dört senelik lise hayatında kendini iyi bir şekilde yetiştiriyor.

“EĞİTİMİMİZ GERİYE GİDİYOR”
Renginar Sali: Eğitim sistemimizin yarınını nasıl görüyorsunuz?
Adem Ünal: Şu an eğitim geriye gidiyor. Araştırma tarafı çok zayıf. Üniversiteler çoğaldı, eğitim kalitesi düştü. Liselerde ve orta dereceli okullarda da durum aynı. Öğretim biraz çağ dışı gibi geliyor bana. Çağdaş bir eğitim sistemimiz ve politikamız yok. Hayatta lazım olacak bilgilerin öğretilmesi gerekiyor. Onu göremiyorum.

“ÖĞRETMENLERE ÖNEM VERMELİYİZ”
Bu işin düğümü öğretmenlerde. Onların yaşam standartları çok düşük. Dolayısıyla hayat gayeleri dışında eğitime hizmet etmeleri mümkün görünmüyor. Öğretmenlere çok önem vermemiz gerekiyor. Bütçemizde eğitime ayrılan pay çok düşük. Bu yüzden eğitim çağa uygun değil. Öğretmen açığı olmamalı, öğretmen ve öğretim kalitesi yüksek olmalı.

Renginar Sali: Siyasetin eğitimin içinde yer almasını doğru buluyor musunuz?
Adem Ünal: Eğitimin içinde siyaset olmamalı. Milli bir eğitim politikamız olmalı. Ona kimse dokunmamalı, üstüne hep bir şeyler koymalı.

“HAYATIM HEP EĞİTİMDİ, İŞ ADAMI OLMAK ZORUNDA KALDIM”
Renginar Sali: Eğitime desteğiniz nasıl başladı?
Adem Ünal: Ben üniversiteyi Kredi Yurtlar Kurundan aldığım krediyle okudum. Bu çok büyük bir destek. Kendim zaten yıllardan beri talebe okutmaya çalışmışımdır. Şirket olarak da talebe destekleme burs politikamız var. Yıllık en az elli öğrenciye burs verdik. Genelde Kimya Mühendisliği dalında yapıyordum ama diğer bölüm öğrencilerine de burslarımız oldu. O burs sistemimiz hala devam ediyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğini gönülden destekliyoruz. Kız öğrencilerinin öğrenim hayatına katkı sunması çok güzel. Eğer Silivri Belediyesi bize yer bulabilirse bir kız yurdu yaptırmaya hazırız. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin faydasına çok inanıyorum. Şube Başkanı Mübeccel Çeşmecioğlu idealist bir insan. Arkadaşlarıyla birlikte yıllardır büyük bir özveriyle kalıcı çalışmalar yapmakta. İyi niyetli öğretmenler tarafından yönetilmesi çok doğru. Biz de onlarla beraberiz. Onlar vasıtasıyla bir şeyler yapıyoruz. Kızlarımız da yıllardır ÇYDD Genel Merkezine desteklerini sürdürmekte. Mezun olan talebelerden yazılar hala gelir.
Bursların yanı sıra üniversitelerimize destek sağlıyoruz. Hacettepe ve Ortadoğu Teknik Üniversitesine derslik ve kütüphane kurduk, maddi destekte bulunuyoruz, alet edevat alarak eksiklerini tamamlıyoruz. Yurt dışında da vakıf gibi bir kuruluşumuz var. Bilimsel çalışmalar yapmakta. Onu da destekliyoruz.

“EĞİTİM OLMADAN MEMLEKETİN KALKINMASI MÜMKÜN DEĞİL”
Hayatım hep eğitim. İş adamı olmak zorundaydık. İmkanlarla hayatımızı sürdürelim istedik. Eğitim olmadan bir memleketin kalkınması mümkün değil. Bir memleketin zenginliği insan kalitesinin olmasından geliyor. Örneğin İran'daki vatandaşların gelirini petrol sağlıyor, fakat bir Alman'ın zenginliği neredeyse bir İranlının 30-40 katı. Almanya'da hiçbir şey yok ama insan kalitesi var. Niye İran fakir de Almanya zengin?

“DİN TİCARETİNİ DOĞRU BULMUYORUM”
Renginar Sali: Yanlış bulduklarınız neler?
Adem Ünal: Birçok yanlış görüyorum. Bunların başında dini çabaların çok yoğun oluşu. Herkes dini istismar ederek işini yapmaya çalışıyor. Din, gönülden ve sevgiden gelen bir şeydir. Bir menfaat aracı olarak kullanılması kesinlikle doğru değil. Türkiye'de maalesef iş artık din ticaretine döndü. Dinin bir kere devletten ayrılması lazım. Bizim vergilerimizle din adamlarına maaş bağlanması son derece yanlış. Dünyada bunun başka örneği yok. Bir tek bizde var. Bana göre bu yanlış. O kadar insanı istismar yoluyla meşgul edilmesi zaman kaybı yaratıyor. Zaman kaybı olunca biz bir sürü şey kaybediyoruz.

“BUGÜNKÜ DURUMUMUZ KABUL EDİLİR DEĞİL”
Pozitif bir eğitimle, araştırma ve geliştirmelere açık olmamız lazım. Türkiye'de bu eksik. Yoksa yapamayız diye bir şey yok. Tarihte bu kadar güzel imparatorluklar kurmuş, medeniyetlerde rol almış bir ırkın çocuklarıyız. Türkler bütün dünyaya Asya'ya, Avrupa'ya, Afrika'ya hakim olmuşlar. Bugünkü durumda olmamız kabul edilebilir bir durum değil. Neden bu durumda olalım? Bunun izahı bile yok.

“İSTENİLEN SEVİYEDE OLAMAMAMIZ HEPİMİZİN ESERİ”
Renginar Sali: Eğitim adına yapmak isteyip de yapamadıklarınız var mı?
Adem Ünal: Yapamadığımız bir sürü şey var. Eğitimin istenilen seviyede olmaması hepimizin eseri. Neden diğer ülkeler kadar Nobel ödülü kazanmayalım? Her yerde başarılı olalım istiyoruz. Hayat standardımız yüksek olsun. Ülkemizin adı başarılarla anılsın. Ön planda olalım.

“EĞİTİM SORUNUNU ÇÖZERSEK YAPACAĞIMIZ EN İYİ ŞEY OLACAK”
Renginar Sali: Son olarak neler söylemek istersiniz?
Adem Ünal: Bana göre Türkiye'nin en büyük sorunu eğitim. Eğer bu sorunun üstesinden gelebilirsek yapacağımız en güzel şey o olacak.
Şöyle bir şey var; Türkiye'nin ihraç ettiği ürünlerin ortalama birim fiyatı 1.6 dolar. Bu Güney Kore'de 4.6 doların üstünde. Bu onların yüksek eğitim seviyelerinden ve ticari taraflardın ileri geliyor. Bizim eğitim seviyemiz de yüksek olsa biz de 5 dolara satmış oluruz. Bugünkü ihracatımız otomatikman üç dört misli artmış olurdu. Biz hep ilkel, katma değeri az olan ürünleri ihraç ediyoruz. Eğitim seviyemiz düşük olduğu için yaratamıyoruz. Yaratıcı olmak için de muhakkak eğitim alınmalı.

YORUM YAP