“Hayırseverlik ailemizde bir gelenek”
"Eğitim Gönüllülerimiz” yazı dizisine ilçemiz sağlık ve emniyetinin yanı sıra Nurullah Baldöktü İlkokulu, Şerife Baldöktü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Şerife Baldöktü Anaokulu gibi üç eğitim kurumu kazandırarak yıllardan beri süren katkılarla en büyük destekte bulunan Kayserili hayırsever iş adamı Nurullah Baldöktü ile başladık. 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nde yaptığımız söyleşide Baldöktü Ulu Önder Mustafa Kemal’in eğitime verdiği önemi paylaşırken duygusal anlar yaşadı. Geçmişte yapılan katkılar hürmet görürken, günümüzde yaşananla ilgili ufak sitemleri de oldu Baldöktü’nün.
KAYSERİDEKİ ÜNİVERSİTEYE SPOR SALONUNDAN SONRA BİR DE YURT SÖZÜ
En son memleketi Kayseri’de Nuh Naci Yazgan Üniversitesine eşi Şerife Baldöktü’nün ismini vereceği içinde çalışma ve dinlenme salonları da bulunan tam teşekküllü bir blok öğrenci yurdu yapımı için protokol imzalayan Nurullah Baldöktü bu heyecanını da paylaştı. Yeni yurdun önümüzdeki eğitim-öğretim yılına kadar tamamlanarak hizmete açılacağı öğrenildi. Daha önce bu üniversitedeki kampüs alanına içinde spor salonu, futbol sahası, fitness salonu ve tenis kortunun bulunduğu bir spor kompleksi, süs havuzları ve öğrenci yurdu yaptıran hayırsever iş adamı kısa sürede önemli ilerlemeler kaydeden eğitim kurumunun gelişmesine katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti.
Nurullah Baldöktü sorularımızı yanıtlayarak duygu ve düşüncelerini şöyle paylaştı:
BALDÖKTÜ: EĞİTİM OLMADAN HİÇBİR ŞEY OLMAZ
Renginar Sali: Eğitim sizin için ne ifade ediyor?
Nurullah Baldöktü: Eğitim, Türkiye için ana temel. Eğitim olmadan hiç bir şey olmaz. Allah rahmet eylesin Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hiç kimseye yüz vermezken öğretmeni geldiği zaman ayağa kalkardı. Atatürk’ün iki tane unvanı var; biri Başkomutan diğeri Başöğretmen… (duygulandı)
"TÜRKİYE’NİN ANAOKULLARINA VE MESLEK LİSELERİNE İHTİYACI VAR”
Renginar Sali: Mevcut eğitim sistemini nasıl buluyorsunuz? Önerileriniz var mı?
Nurullah Baldöktü: Bugün Türkiye’de üniversiteye ihtiyaç yok. Mevcut üniversitelerimizi geliştirmeliyiz. Eksiklerini tamamlamalı, çocuklarımıza daha iyi koşullar sunmalıyız.
Türkiye’nin bugün anaokullarına, meslek liselerine ihtiyacı var. Bilhassa kız meslek liselerine ihtiyacı var. Meslek Lisesinden mezun olan gençler üniversiteyi kazanmasa bile 18 yaşını doldurmuş oluyor, iş bulup hemen ekonomik bağımsızlığına kavuşuyor. Bu gençler hayata dört sene erken atılıyor. İşleri de hazır oluyor. İş adamları onlar için sıraya giriyor. Üniversite mezunlarının ise işi daha zor oluyor. Bu yüzden meslek liselerine ihtiyaç var.
"500 BİN İŞSİZ LİSE MEZUNUNA MESLEK KAZANDIRILMALI”
Bir konu daha var, bunu eski Milli Eğitim Bakanları Nimet Çubukçu ve Hüseyin Çelik’le de paylaştım, benim bildiğim 500 bin kişi lise mezunu işsiz var. Bunların ana temelleri hazır zaten, meslekler de öğretilse çok güzel olur. Bu gençlerin bir tek noksanı meslek. Onlar meslek sahibi yapılmalı.
"EVLİLİK YILDÖNÜMLERİMİZİN HEDİYELERİ OKULLARIMIZ OLDU”
Renginar Sali: İlçemiz eğitimine katkıda
bulunmaya nasıl karar verdiniz?
Nurullah Baldöktü: Biz atalardan beri böyleyiz. Rahmetli babamın Kayseri’de 7-8 tane eseri var. Orada bir de Baldöktü Mahallesi var. Babam orada okulları yaparken Belediye Başkanı ile arası açıldı. Mahkemelik oldular. Babam davayı kaybetti, Belediye Başkanı kazandıktan sonra mahallemizin ismini değiştirdi. Kendi babasının ismini koydu. Durum böyleyken benim de o dönemde Kayseri’ye bir okul yapma düşüncem vardı. Buradaki tanıdığım Silivri’ye yapmamı önerdi. Belediye Başkanı da Selami Değirmenci’ydi. Değirmenci de buna sıcak baktı. Babamla da görüştüm. Dönemin İstanbul Valisi Nevzat Ayaz’ın da önerisiyle Silivri’ye yapmaya karar verdik. Temeli attık fakat Tansu Çiller’in Başbakanlığı zamanıydı ve ciddi bir ekonomik kriz çöktü. Nasıl yaparız derken toparlandık. O sene hem okul yaptık hem de para kazandık. Bu erken toparlandığımız için oldu. Herkes dağınıktı. Alım satım yapılamadı. Erken toparlandığımız için peşin paramız oldu. Peşin mal aldık peşin sattık. Bunu da takip eden dönemin Belediye Başkanı Selami Değirmenci okul yerinin olduğunu söyledi. Onun da talebiyle Nurullah Baldöktü İlkokulunun açılışını yaparken Şerife Baldöktü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin de temelini attık. O dönemlerde eğitime itibar vardı, şimdi azaldı.
"VAY SENİ KAYSERİLİ”
Şerife Hanımla 35. evlilik yıldönümümüzde meslek lisemizin, 50. de ise anaokulumuzun açılışını gerçekleştirdik. Dönemin Kaymakamı Mesut Demirkol anaokulumuzun resmini Şerife hanıma takdim etti. Kendisi de orada bir konuşma yaparak dedi ki; "35. evlilik yıldönümümüzde eşim bana bir meslek lisesi, 50. yıldönümümüzde de bir anaokulu hediye etti. Kendisine çok teşekkür ederim.” Dönemin Emniyet Müdürü Erdoğan Odabaş da "Peki 75. Evlilik yıldönümünüzde ne olacak?” diye sordu. Ben de, "Allah ömür ve imkan da verirse üniversite” dedim. Odabaş, "Palavra” dedi. Ben, "Niye palavra olsun? Bundan daha akıllıca iş mi olur? 25 Senelik ömrümüzü garanti ediyorum, parasını da Allah’tan istiyorum” deyince "Vay seni Kayserili” dedi.
"GEÇMİŞTE MUTSUZLUK YAŞAMADIK, HÜRMET GÖRÜYORDUK”
Renginar Sali: Nurullah Baldörtü İlkokulu (1994-1995), Şerife Baldöktü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (1995-1996), Şerife Baldöktü Anaokulu (2009-2010) eğitim-öğretime başladı. Bağışladığınız okullarla ilgili yaşadığınız mutluluk ve mutsuzluklar neler?
Nurullah Baldöktü: O devirde mutsuz hiçbir şey olmadı. Öğretmenlerimizin her istediğini yerine getirmeye çalıştık. Dekanlar, öğretim üyeleri, öğretmenler, veliler, yerel yöneticiler çok memnundu. Bize hürmet ediyorlardı. İlçe Milli Eğitim Müdürleri de bize yardımcı oluyordu.
Okul Müdürümüz Ahmet Öngel konferans salonu istedi. Hemen yaptık. Torunlarımız Alper-Serkan Baldöktü’nün ismini verdik. Meslek Lisemize yeni iki iş atölyesi kazandırdık. Onlara da torunlarımız Cem-İpek Akşehirlioğlu’nun isimlerini verdik.
"HAYIRSEVERLİK AİLEMİZDE BİR GELENEK”
Eğitime destek vermek katkı sunmak bizim ailemizde bir gelenek. Annemin dedesinin bir çeşme ve cami eseri var. Osmanlı İmparatorluğu zamanında dedelerimiz halı ipliği bükme tesisi kurmuş. 20 kişiye iş verdi diye kendisine Baldöktü soy ismi verilmiş. Önce Arapçası verilmiş, soyadı kanunuyla birlikte Türkçe’ye çevrilerek Baldöktü ismi alınmış. Annemin dedesi Deli Burhan diye anılıyormuş. Kendisi Osmanlı’nın son döneminde hapishane müdürüymüş. 62 tane mahkumu varmış. Onları toplayıp "Benim kanunlarıma riayet edin, akşam hava kararınca hepinizi evlerinize göndereceğim. Sabah hava aydınlanmadan geleceksiniz sabah namazını ben kıldıracağım” diyor. Bunu tatbik ediyor. Bütün mahkumları akşam evlerine gönderiyor. Bu böyle devam ederken üç mahkum kaçıyor. Onlar kaçınca Deli Burhan da diğer mahkumları eve göndermiyor. Geriye kalan mahkumların aileleri kaçan üç kişiyi yakalayıp hapishaneye geri getiriyor. Deli Burhan da akıllı aslında.
Bizim bütün yatırımlar alışkanlıklarımız dededen, babadan geliyor. Silivri’deki okullarımızı dönemin Belediye Başkanı Selami Değirmenci’nin, İlçe Milli Eğitim Müdürü Turgut Saygın’ın teşvikiyle kurduk.
"ÜZGÜNÜM ANLAŞAMADIK”
Şöyle de enteresan bir şey var; Kayseri’ye gittiğimde arkadaşlar sorardı, "Niye Kayseri’ye yapmıyorsun, baban buraya yapıyordu”, buraya geldiğimde de buradakiler "Niye buraya yapıyorsun senden önce buraya kimse okul yapmamış. Bir şey mi bekliyorsun?” diyor. Biz onlara kulağımızı tıkadık ve yapacağımızı yaptık. Ama bugün maalesef çok üzgünüm.
Her geçen gün artan nüfusla birlikte okullardaki öğrenci sayısı artıyor, fiziki yapı yetersiz kalıyor. Nurullah Baldöktü İlkokuluna yaptığımız ek sekiz dersliğin bir o kadarını da Meslek Lisemize yapmak istedik. Ancak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri 8’i kabul etmeyin 16 derslik istediler. Boş alanın yetersiz olduğunu söyledik. Spor alanının veya otopark ve yeşil alanını bozmamızı istediler, ancak biz doğru bulmadık. Çocukların spor yapma alanına ihtiyaçları var. Okul bahçesindeki çamları ve büyük ihtiyaç olan otoparkın da kaldırılmasına gönlümüz razı olmadı. Yetkililerle uzlaşamadık. Üzgünüm.
"SİLİVRİ’YE DÜŞÜNÜRKEN HAYIR İŞİ KAYSERİ’YE KISMET OLDU”
Renginar Sali: Eğitimle ilgili başka projeleriniz var mı?
Nurullah Baldöktü: Eğitimle ilgili gündemimizde yeni projemiz yoktu, ancak Kayseri’ye başka bir iş için gittiğimde bize bir talep geldi. Bu arada orada 3-4 eserim var. Dediler ki, "Biz sana gelecektik, iyi oldu da sen buraya geldin.” Nuh Naci Yazgan Üniversitesi yetkilileri, öğrencilerinin 35 vilayetten olduğunu, dışarından gelenler için yurda ihtiyaç duyduklarını söylediler. Hemşirelik bölümünü açmışlar. Ben buna da çok sevindim. Yurt inşaatına başlamışlar ancak yarım kalmış. Spor komplekslerinden sonra yurt binalarını da bir milyon lira masraf ederek tamamlayacağım. 4 bin 500 m2’lik kaba inşaat var zaten. Benim için çok iyi oldu. Son yaşadığım rahatsızlıkta eşim hayatımı kurtardı. Bu yurda yine onun ismini vereceğim.
Fakülte dekanı ve diğer eğitimciler öyle memnun ve öyle mutlu oldular ki. Saygı sevgileri bize en büyük ödül oluyor.
Silivri’ye şimdilik bir şey düşünmüyorum, ama okulların ihtiyacı varsa Kaymakımımız, Belediye Başkanımız gelip bunu söylerlerse elimizden geleni yaparız.
Renginar Sali: Son olarak yetkililere, eğitimcilere, veli ve öğrencilere vermek istediğiniz mesajlar neler?
Nurullah Baldöktü: Her şeyden evvel öğretmenlerime çok üzülüyorum (duygulandı). Öğretmenlere yazık oluyor. İstemeyerek görev yapıyorlar. Çok doluyum. Sözlerime Aşık Veysel’in "Senlik Benlik Nedir Bırak” adlı şiiriyle son vermek istiyorum.