14 Mart Tıp Bildirgesinde İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilciliği “Şiddet gören, ağır iş yükü altında yoksullaşan, değersizleştirilen, göç eden hekimlerin sesini duyan var mı?” diye sordu.
İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilciliği tarafından düzenlenen geleneksel 14 Mart Tıp Bayramı programı, Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen çelenk sunma töreniyle kaydedildi.
14 Mart Tıp Bayramı kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen çelenk sunma töreni, önceki gün Atatürk Anıtı önünde yapıldı. İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilciliği ev sahipliğinde tertip edilen programa hekimlerin yanı sıra CHP Belediye Meclis Üyesi Süheyl Kırkıcı, CHP Belediye Meclis Üyesi Adayları, İlçe Yöneticileri, STK temsilcileri, sağlık kurumları, sendika temsilcileri katılım sağladı. 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilciliği, Kolan Hastanesi, Anadolu Hastanesi, Silivri Yaşam Tıp Merkezi tarafından Atatürk Anıtına çelenk sunuldu. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları adına ayrıca şiddet nedeniyle yitirdiğimiz sağlık çalışanları ve diğer hekimler, pandemi ve 6 Şubat depreminde yitirdiklerimiz anısına saygı duruşunda bulunuldu, akabinde hep birlikte İstiklal Marşı söylendi.
Sağlık ve ekonomik gidişattaki sıkıntıları anlatan İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilcisi Dr. Fethi Bozçalı'nın konuşmasından sonra günün anlam ve önemine uygun basın açıklaması okundu.
“HEKİMLERİN SESİNİ DUYAN VAR MI?”
İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilciliği'nin 14 Mart Tıp Bayramı vesilesi ile hazırladığı basın açıklamasını Doktor Meltem Irmak şöyle okudu: “14 Mart 1827'de modern anlamda ilk tıp okulu (Tıbbiye i Amire) açılma tarihi olan 14 Mart, her yıl olduğu gibi bu yılda İstanbul Tabip Odası adına 14 Mart haftasında birçok etkinlik yapıyor, hekimlerin yaşadıkları sorunları, taleplerini, toplumun sağlığı için önerilerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Uzun süren pandemi ve geçen yıl yaşadığımız 6 Şubat deprem döneminde zorlu koşullar altında çalışan, yorgun düşen hekimler ve diğer sağlık çalışanları, giderek derinleşen enflasyon karşısında önemli ekonomik kayıplar yaşamaktadırlar.
Birçok emekli gibi, emekli hekimlerde yaşanan ekonomik krizden en çok etkilenen kesim olmuştur. Emekli hekimlerin geliri, yoksulluk sınırında, azımsanmayacak kısmının ise açlık sınırının altında olduğunu bu nedenle ileri yaşlarına rağmen çalışmaya zorlandıklarının bilinmesini istiyoruz.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası adına hekimlerin ekonomik ve özlük hak kayıpları için sürdürdüğümüz mücadele ‘Beyaz yürüyüşlerimiz' sonrasında kazanımlar sağlasa da temel taleplerimiz karşılanmamış ve sorunlarımız çözülmemiştir.
Sağlık Bakanı kendi ifadesiyle söz verdik ama yapamadık dediği sözlerden birkaçını sıralarsak:
• Birincisi, hekimlerin emekliliğine dair ek göstergenin en düşük 6400'e çıkarılması;
• İkincisi, sağlık çalışanlarının sabit ücretlerinin hak kaybı olmadan emekliliğe yansıtılması;
• Üçüncüsü, sağlık çalışanlarının taban ücretinin pratisyen hekimlerin üçte biri olması;
• Dördüncüsü, nöbet ücretlerinin düzenlenmesi;
• Beşincisi, uzman aile hekimlerinin taban ücretinin uzman hekimlerle aynı olması;
• Altıncısı, aile sağlığı merkezlerinin kamu tarafından yapılarak kiradan kurtarılması.
Bunlar sağlık bakanlığının söz verip ‘yapamadıkları' ancak son bir yıl içinde sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin azalmak bir yana daha da artarak yaygın hale gelmiştir. Yine hekimlerin zorlu eğitim koşulları sonrası çalışma koşulları daha da ağırlaşmış, artan baskılar, hak kayıpları, emeğinin karşılığını alamama gibi birçok sebepten hekimler branş seçimden, ülkeden göç etmeye kadar zorlu tercihlere zorlanmış, zorlanmaktadır.
TTB'nin, hekimlere/sağlık çalışanlarına bitmek bilmeyen şiddetin son bulması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, fiili hizmet süresi zammı, tüm ücretlerin emekliliğe yansıması, 7600 ek gösterge, emekli sandığı, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarında iyileştirme yapılması gibi kanun teklifleri TBMM de bulunan partilere sunulmasına rağmen maalesef meclis gündemine bile alınmamıştır.
TTB 14 Mart haftası nedeniyle hazırladığı 14 talebi kamuoyu ile paylaşıyor, bu taleplerin hayata geçirilmesi için hekimleri sağlık çalışanları mücadele etmeye ses çıkarmaya davet ediyoruz. Bu amaçla 16 Mart'ta İstanbul da yapılacak yürüyüşe tüm sağlık çalışanların katılması çağrısında bulunuyoruz.
Aile hekimliği çalışanlarının ücretlerinden yapılan yaklaşıl %35 gibi yüksek vergi kesintilerinin yıl içinde sabit kalması ve en fazla %15 olması için her hafta Çarşamba günleri yaptıkları ‘Vergide adalet istiyoruz!' eylemleri bir ayı tamamlamasına rağmen Sağlık Bakanlığı tarafından görmezden gelindiğini duyurmak istiyoruz.
14 Mart günü vesilesiyle sağlık otoritelerini görev ve sorumluklarını yerine getirmeye, sağlık çalışanlarının haklarını karşılamaya, taleplerini yerine getirmeye, toplum yararına sağlık politikaları yürütmeye davet ediyoruz.
Bu haklı taleplerimiz için mücadele etmeye devam edeceğimizi bildiriyor, halkımızın desteğin bekliyoruz.”
14 MART'A 14 TALEP
Hekimler, 14 Mart Tıp Bayramında 14 talebini ise kamuoyuna şöyle açıkladılar:
1. TTB'nin sağlıkta şiddet yasa teklifi, şiddetsiz, güvenli çalışma ortamları için mekânsal önlem önerileri kabul edilmelidir. Güvenli çalışma ortamlarının sağlanması idarecilerin sorumluluğundadır. Şiddet olaylarında idarecilerin sorumluluğu öncelikli olarak dikkate alınmalıdır.
2. Hekimlerin/sağlık emekçilerinin dinlenme koşulları, sağlık hizmetinde hataya sevk etmeyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Doktor dinlenme odaları, emzirme odaları, kreş her sağlık kurumunda yeterli sayıda sağlanmalıdır. Nöbet ertesi izin, idarecilerin insafına bırakılmamalıdır.
3. Pandemilerde, pandemiye yol açan hastalık, sağlık emekçileri için illiyet bağı aranmadan meslek hastalığı kabul edilmelidir.
4. Sağlık emekçileri için fiili hizmet süresi zammı 120 gün olmalıdır.
5. Hekimlerde ek gösterge üst sınırı 7600'e yükseltilmelidir.
6. Tüm sağlık emekçilerine hakları olan, hiçbir koşuldan negatif etkilenmeyen, emekliliğe yansıyan, gerçek enflasyona uygun, insanca yaşayabilecekleri tek kalem maaş verilmelidir.
7. Emekli sandığı, SSK, Bağ-Kur emekli aylıkları arasındaki uçurum giderilmeli, tüm emekli hekim aylıkları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, tüm hekimler emeklerinin hakkı ölçüsünde emekli ikramiyesi alabilmelidir.
8. Vergide adalet istiyoruz! Vergi dilimi üst sınırı %15 olmalıdır.
9. Muayene süreleri, bilimsel ve nitelikli sağlık hizmeti gözetilerek düzenlenmelidir.
10. Acil servislerde yeşil alan kaldırılmalı, poliklinik hizmeti verilmemelidir.
11. Sağlık ortamına dair düzenlemeler, TTB ve ilgili sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşleriyle yapılmalıdır.
12. Atamalar bilimsel ölçütlere ve liyakate dayalı olmalıdır.
13. Tıp fakültesi ve tıpta uzmanlık eğitimi kontenjanları, eğitimin niteliği gözetilerek azaltılmalıdır.
14. Koruyucu sağlık sisteminin öncelediği, güçlü ve bölge tabanlı birinci basamak, basamaklandırılmış ve parasız bir sağlık sistemi inşa edilmelidir.
Seda ŞİMŞEK