Şahin Dirik

Hem haklı, hem değil

Geçenlerde CHP'li Meclis Üyelerimizden Sayın Ersin Taşkın'ın röportajını okudum. İlginç ve bilgilendirici olduğunu ifade etmeliyim. Kendisine hak vermediğim noktalar olsa da yerden göğe kadar haklı dediğim noktalar da yok değil. Bu gibi röportajlara dair değerlendirmelerin röportajın geneli üzerinden değil, konu bazlı yapılması gerektiğine dair bir yaklaşım içerisindeyim.
Öncelikle Sayın Meclis Üyemizin TÜRAM üzerinden Belediye Başkanımız Volkan Yılmaz ve ekibine yönelttiği eleştirileri yersiz ve yanlış bulduğumu belirtmeliyim. TÜRAM'ın Özcan Işıklar döneminde tamamen başkanın kişisel PR'ı için tasarlanmış bir proje olduğu görüşünün altına imzamı atarım. Bomboş bir işti TÜRAM, bomboş! Ben Özcan Işıklar döneminde kimsenin “TÜRAM şöyle işimize yaradı, sayesinde şöyle bir hizmet aldık, şöyle kalkındık, düşünenden, yapandan Allah razı olsun!” dediğini görmedim. Ne bir çiftçinin, ne bir köylünün, ne bir üreticinin... Silivri'de bir Allah'ın kulunun ağzından böyle bir şey duymadım! Ancak Volkan Yılmaz döneminde TÜRAM'da gerçekten güzel, elle tutulur işlerin, sosyal yaklaşımlarla gerçekleştirildiğini gözlemlemekteyim.
Bence CHP arık Özcan Işıklar'a vefa adı altında yapmış olduğu her şeyi savunma yaklaşımını bir kenara bırakıp meclislerde kafalarına kakılan “geçmiş dönem” eleştirilerinin ana kaynağı olan bu şahıs için “Bir adamın yaptıklarıyla 100 yıllık CHP'nin belediyecilik anlayışını nasıl itham edersiniz, onun yaptıklarıyla ilgilenmiyoruz, bizi bağlamaz” yaklaşımına yönelmeliler… Sürekli Işıklar'ı müdafaa çabası partinin kurumsal kimliğini halk nezdinde küçük düşürüyor, CHP sadece Özcan Işıklar destekçilerine hitap eden kişisel bir fan kulübü gibi görünüyor.
Diğer yandan Sayın Taşkın'ın “Ortada İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan hizmetler var. Bugün kalkıp İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı hizmetleri sahiplenmek ne kadar doğru? Gidiyor Silivri Devlet Hastanesi çevresinde yapılan prestijli yol, kavşak, tretuvar ve bisiklet yolu düzenlemelerini inceliyor. Neyi inceliyorsun, sen yapmıyorsun ki? Aynı şekilde Müjdat Gürsu'ya gidiyor, “inceleme yapıyoruz” diyor. Neyi inceliyorsun, bu işi sen mi yapıyorsun? İstanbul Büyükşehir Belediyesi hizmetleri bunlar. Keza Kısa Köprü ve 32 Gözlü Köprü için de “biz yaptık” deniyor. Senin yaptığın bir şey yok burada. Hepsini Karayolları yapıyor. Herkes de bunu biliyor. Sadece algıyı yönetiyorlar. Algıdan öteye geçemiyorlar. Benim gördüğüm bu.” sözlerinin altına da imzamı atarım. Başkan Yılmaz gerçekten de kendi icraatı olmayan işleri kendininmiş gibi gösterip algı yönetme girişimleri konusunda önde gelen bir marka.
Şimdi diyeceksiniz ki başkan tüm paylaşımlarında “İBB'nin yaptığı, karayollarının yaptığı” şeklinde çalışmaları kimlerin yaptığına dair bilgilendirici notlar ekliyor. Evet, bunu biz de biliyoruz. Ancak şu da biliniyor ki ortalıkta bu notları okumayacak kadar cahil insanlar da maalesef fazlaca mevcut. Amaç burada cahilleri kafeslemek. Yoksa biri neden kendi çalışma alanı ve yetkisi dâhilinde olmayan bir işle ilgili gidip inceleme yapsın, itinayla bu bölgelerde fotoğraflar çekilsin ki?
Ben CHP'nin yerinde olsam başkanın kendi icraatı olmadığı halde öyleymiş gibi lanse ettiği bilumum hizmetleri (tarihi köprülerin restorasyonu ya da Müjdat Gürsu stadının yeniden düzenlenmesi gibi) bir kitapçık haline getirip seçimlerde vatandaşa dağıtırdım. Hatta Sayın Başkan'ın da yakından bildiği pankartla ifşa yöntemine de başvurabilirdim. Etkili muhalefet yapmak isteyene seçenekler bol…
Sayın Ersin Taşkın'ın “İBB hizmetlerini Volkan Yılmaz'ın sürükleyerek getirdiği doğru değil.” Eleştirisine de katılıyorum.
İBB'de artık partizanlık yapmayan şeffaf, halkçı bir anlayış var. Bu anlayış herkese hakkını teslim edecektir.
Bu güne kadar Silivri'ye bu kadar sık gelip ilgi gösteren kaç İBB Başkanı gördünüz sorarım size? Silivri bir buçuk yıl öncesine kadar herkes tarafından “İBB tarafından sürekli cezalandırılan ilçe” olarak bilinmiyor muydu? Şimdi bu anlayış sona erdiyse bunu kime borçluyuz, sorarım size.

YORUM YAP