CHP'nin “Silivri'de yaşamak güzel”den sonra ‘huzur' olgusunu öne sürmesine 2. dönemin sonunda, 2019 seçimlerinde Silivrililer MHP'nin ‘Mutluluk' vaadini seçerek yanıt verdi…
CHP'nin dönemsel slogan yaklaşımına karşı MHP her senesini farklı bir başlık altında değerlendirme kararlılığı içinde… “Koşmaya geliyoruz” vaadinin iktidar olduktan sonraki sonucu da önemini de böylece daha net anlaşılıyor olsa gerek.
5 yılda yapılanları 1 seneye sığdırabildi mi Volkan Yılmaz?
Peki, “10 yılda yaptıklarınızı 2 senede yaptık!” çıkışı yersiz mi?
Birinci sorunun yanıtı; yaklaştı…
İkincisinin ise; değil…
Neden ve nasıl oldu bunlar?
Volkan Yılmaz'ın kişisel ve dönemsel şartları asabiyle manevra kabiliyeti gibi heyecanı da yüksek… İkincisi; mücadele araçları (Hükümet ve İBB) konusunda daha şanslı (insanın şansı da büyük ölçüde kendi yaratabildiğinin ölçüsünde) ve donanımlı…
“Mutlu Silivri” sloganı ile Silivri Belediye Başkan Adaylığı iddiasını seçmenin önüne Cumhur İttifakının adayı olarak sunan MHP'li Volkan Yılmaz, ikinci görev senesinde “Silivri'de hayat var” diyerek hizmet ve yatırımlarını sürdürdü. Salgın ile can çekişmekte geçirdiğimiz önemli bir bölümü düşünülünce 2020 için daha uygun bir söylem geliştirilemezdi…
Yılmaz, görevdeki 3. yılı için yeni bir yaklaşım ile ortaya çıktı…
Üçüncü dönemin motosu “Hepimiz biriz” olarak dikkat çekti.
Alışılagelmiş ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı siyasi söylemlerin içinde aramızdaki birliğe odaklanma eğilim ile çağrısı yaşadığımız şartlara son derece uygun.
Başımızda esen ve şiddetinin sınırlarını her geçen gün tekrar tekrar genişleten salgın kasırgası toplumsal bir tehdit karşısında ne ölçüde aynı olduğumuzun yanı sıra ne kadar istersek isteyelim birbirimizden o kadar da ayrı değerlendirilemeyeceğimizin en güncel kanıtı.
“Hepimiz biriz” sosyal anlamda ‘aynılık' ve ‘bağlılıkta' ‘olanın yanı sıra' ‘olması gerekeni' de ifade ediyor. Çünkü ne tehditlerle mücadelede ne de gelişimde ‘hepimiz biriz'i özümseyemezsek başarılı olamayız.
Yılmaz'ın seçim söylemlerinde özellikle de seçimlerin gergin atmosferinde gülüp geçtiğimiz ama onun ısrarla ifade etmekten vazgeçmediği bir yaklaşım vardı… “Asla bir araya gelmez denilen insanlar Silivri için ele ele tutunacak”… Bu konuda öyle büyük gelişmeler ikinci yılında henüz kaydetmemiş olsa da (yan yana gelseler de el ele tutunacak durumlar ile gözlerimizin yaşardığı vaziyetler olmadı) ne kadar çok insanın son dönemlerde Silivri için elini taşın altına koyduğu gerçeğini inkâr edemeyiz.
Hele ki sahip olunan olağan üstü şartlarımız, küresel bir salgın tehdidi ile mücadele ediyoruz, göz önünde bulundurulduğunda…
“Gözden uzak gönülden de ırak olur” atasözünün anlayışında demlenmeye bıraktığımız hayat tecrübeleri bir yana salgın sebebiyle en sevdiklerimizle fiziksel anlamda uzak durma mecburiyetleri diğer yana…
Samimiyetini yitiren, içtenliğini kaybeden, nitelikleri bin bir çeşit sululukla erozyona uğrayan kişi ve olaylara rağmen yakaladığımız sadelik ve yalınlık bağında Silivri'nin kendini bulduğunu, özüne doğru yol aldığı hissiyatı filizleniyor dört bir yanımızda.
Her senesini bir dönem gibi değerlendiren Volkan Yılmaz'ın Silivri'den gidişi üzerine kurulan siyasi rakip planlarının önemli bir bölümüne de ışık tutalım finalde…
'Niye bu kadar çok çalışıyorsunuz?' sorusuna “Başka şansım yok!” yanıtı, gitme planları olan birine ait olamaz… Bence elinden başka türlüsü de gelmiyor ayrıca…
