Sevginar Sali

Herkes önce kendi yaptıklarına bakmalı

Geride bıraktığımız bir yıl içinde üst üste yaşamak zorunda kaldığımız seçim süreçlerinin ne denli yıpratıcı olduğunu bittikten sonra görmek daha kolay. Özellikle son 1 Kasım seçimi işi siyasette olanları bile bezdirdi. Kiminin yorulduğuna değdi seçim zaferi kazandılar, kimileri de çok önemli dersler aldılar. Tabi farkına varmak isteyen ve istemeyenler olarak kategorileri belirlemek mümkün.
Genelde AK Parti’nin tek başına 4. Dönem iktidarına söyleyecek söz bulmak mümkün değil; ancak tebrik edilir. Ama öyle ama böyle istediği sonucu sandıktan çıkartan parti başarılıdır efendim… AK Parti bir kez daha toplum ve seçim psikolojimizi çok iyi bildiğini ispat etti. Ha 7 Haziran’da seçmen de onlara çok önemli bir ders verdi; "Ne yaparsak yapalım bu halk bizi seçer” in geçerli olmadığını son beş ayda kıvranarak ve maalesef ki herkesi de kıvrandırarak tecrübe ettiler.
Silivri’de CHP birinci parti ama elde ettiği oy artışına bakılırsa bana göre asıl kazanan AK Parti… Hele bir de genelde tek başına iktidar yetkisini de hesaba katarsanız. CHP’nin Silivri’de birinci parti çıkmasını küçümsemiyorum. Genelde %25 oy alan bir partiyi Silivri’de %40 bandında tutan ilçe örgütü ve Özcan Işıklar’ın hakkı yenemez. İlçe Yönetimini sırf bu yüzden bile başarılı addetmek mümkün. CHP Silivri için genelden destek uzunca bir süre daha görünürde olmadığına göre yerel çabalarını arttırması gerektiği de ortada. İmkân kısıtlılığı ve genel koşulların olumsuz etkisinde CHP Silivri’de halkın gönüllü desteği ile iyi iş çıkardı.
AK Parti açısından genelde beklentimin üzerinde bir sonuç olduğunu itiraf etmeliyim. ’lik kararsızlar AK Parti’ye de sürpriz oldu tahminimce. Ama %50 elliyi nasıl aldıklarını izah etmek çok zor değil. Başka seçenek olmamasının yanında, istikrar sürerken bile kazanımlarımızı kaybetmek o kadar kolay ki, krizde yitirdiklerimizin hesabını yapamadık. Dolayısıyla bildiğimiz olumsuzlukları, görmek istemediğimiz felaketlere tercih ettik…
Neyse ne… Ben her durumda sandıktan çıkan iradeye saygı duymamız gerektiğini düşünüyorum. Üzüldüğüm fazla bir şey yok Türkiye açısından ve de yerel bakımdan… Seyhan Erdoğdu’nun milletvekili seçilememesi dışında tabi…
Genel sonuçları yerel açısından değerlendirecek olursak; Özcan Işıklar’ın ensesinde bir rakibin nefesini hissetmesinin vakti geldi de geçiyor diye düşünüyordum. Bunun onu daha yaratıcı, yapıcı, gerçekçi ve görevine konsantre kılacağına inanıyorum.
AK Parti’nin Rıfat Kutlu’yu ilçe başkanı olarak atamasındaki stratejiyi 1 Kasım genel seçim sonuçları itibariyle ayakta alkışlamak istiyorum. SKM Başkanlığında Hüseyin Turan’ın getirilmesi elde edilen başarıya giden yolun temel taşlarını döşedi. Kişisel olarak siyasette bir fırsat daha isteyen Turan, partisi için yerel iktidar alternatifi olmak adına insanüstü çaba ile sürpriz bir başarı sağladı. Yalnız değildi tabi; çok iyi bir ekip kurdu. Yetgin Çavdar’ın katkısı, Adil Sirkecioğlu gibi isimlerin payını es geçmemek lazım. Metin Karakaş Silivri teşkilatı üzerinden elini hiç çekmedi… Geçmişteki önemli kurmayları halen partinin emrinde ve hizmetinde onlara ihtiyaç duyulduğunda olduklarını ispat etti. Ve sayısız teşkilat emektarı ve de onları anlayış ve özveriyle destekleyen aile fertleri. Motivasyon işini başaran saydığım isimler, AK Parti’ye Silivri’de uzun zamandır özlediği başarıyı kazandırdı ve iktidar umudunu tazeledi.
Siyasi partiler için iktidar umudu olmazsa olmazdır… Kitleleri arkanızdan sürüklemek için bu şart. Bizim seçmenimizin güçlüden yana tavır alma özelliği de göz ardı edilemeyecek bir davranış eğilimi olarak her daim akılda tutulmalı.
Uzun lafın kısası 1 Kasım sonuçları herkese önemli dersler verdi… Almasını bilen siyasi zaferlerin tadına bakmaya, başarılarına yenilerini eklemeye devam eder.
Ve Allah aşkına kendi sonuçlarınızın nedenini başkalarında aramayın, kendi hayal kırıklıklarınızın faturasını başkalarına çıkartmayın. Siyasetçi başarı için öncelikle özeleştiride bulunma alışkanlığını benimsemeli. Başkaları ne yapmış olursa olsun sizin durumunuzun tek ve baş sorumlusu sizsiniz. Seçmen şu veya bu sebepten siyasi tercihini değiştirir veya daha önce oy vermediği bir partiden yana tercihini kullanır; siz almasını bileceksiniz… Seçmen verir veya vermez, sizin almayı bilmeniz ile alakalı mesele özünde… Seçmeni küçümseyen, toplumun belli kesimlerini siyasi tercihleri dolayısıyla özellikle küçük düşüren yorumların kimseye faydası yok… Bence gerçekle uzaktan yakından alakası da yok…
Herkes işine ve kendi yaptıklarına odaklanırsa, emeğinin karşılığını mutlaka alır…
Tüm siyasi partilerimizde emek harcayanları kutluyorum, toplum adına ortaya koydukları çaba her türlü takdire şayan.

YORUM YAP