Üçüncü dönemini “Özgürlükçü Cumhuriyet” olarak tanımlayan ve kıstaslarını kentte ‘adalet', ‘hakkaniyet' ve ‘ahlak'ın sağlanması olarak tarif eden Silivri Belediye Başkanı ve CHP Belediye Başkan Aday Adayı Özcan Işıklar, ‘Herkesin Belediye Başkanı' olmak ve ‘Büyük Silivri Koalisyonunu' kurma hedeflerinin nasıl geliştiğini Hürhaber'e anlattı.
“İnsanların bu şehirde yaşama umudu olmak, isteği ile rızasını almak önemli. ‘Herkesin Belediye Başkanı' kentinde adaleti, hakkaniyeti ve ahlakı sağlamalı derken, Özcan Işıklar, “Herkesin oyunu alamasak da rızasını kazanmak gerekli” ifadeleriyle siyasi anlayışını ortaya koydu. Üçüncü dönem CHP Belediye Başkan Aday Adaylığının gerekçelerini, 10 yılın ardından önümüzdeki 5 yıllık dönemde neden göreve devam etmesi gerektiğini Başkan Bey, gündemdeki konulara yönelik sorularımızı da yanıtlayarak içtenliğiyle şöyle anlattı…
“BÜYÜK BİR UZLAŞMAYA, BİRLEŞMEYE, DİYALOĞA İHTİYAÇ VAR”
Sevginar SALİ: Yeni dönemle ilgili “Herkesin belediye başkanı” diye bir söylem ortaya koydunuz. Bu söylem nasıl gelişti?
Özcan IŞIKLAR: Ülkemizin büyük bir uzlaşmaya, birleşmeye, mutabakata, diyaloğa ihtiyacı var. Maalesef son yıllarda çok acı savaşlar yaşanmakta. Aslında bunlar dünya savaşının kostümlü provası. Şu an Üçüncü Dünya Savaşı yaşanıyor. Büyük bir felaketle geliyor. Bölgemiz zaten bir “ateş çemberi” ve bundan en çok etkilenen ülkemizdir. Bunun içe; siyasi, kültürel, ekonomik, sosyal yansımaları oluyor. Şu anda 4.5 milyon Suriyeli ülkemizde. İstihdam edilmeleri mümkün değil. Ülkemizde büyük bir ayrışma, ötekileştirme var. Siyaset sorunları çözmek yerine sorun üreten haline geldi. Dünyaya baktığımızda en yüksek oyu alan, seçilmiş partiler yüzde 32-33-34-35'lerde kalıyor. İngiltere'de, Avrupa demokrasilerinde, Amerika'da sandığa gitme oranları neredeyse yüzde 40-50'lerin altına düşüyor.
Dünyayı doğru okuyalım ve takip edelim, yoksa kendimize yol bulamayız. Buna göre bir anlayış geliştirmemiz lazım. Bize siyasetçi diyorlar madem görevimizi yapalım. Görev içki masalarında, lokantalarda, sokaklarda konuşup, kişisel özelliklere bakıp da siyaseti ayağa düşürmek değil. İlçemiz hemşirelerinin beklentilerini, hayallerini, düşüncelerini okumaya çalışıyorum. Bunu dünyayı izleyerek yapıyorum. Dünyadaki demokrasilerde bile zayıflama var. Mensubu olduğumuz parti olarak yüzde 33'leri geçemiyorsak daha kapsayıcı, diyaloğu geliştirici, ortak heyecanlara taşıyacak başka siyasi çözümlere yönelmeliyiz. Artık kapitalizm dünyanın gayrı safi hasılasının neredeyse yüzde 99/1. Ülkemizde de gittikçe çember daralıyor. Bir piramit gibi, üstte zengin bir tabaka, altta orta sınıfta kaybolmuş, yoksul, açlık sınırının altında yaşayanlar var. Yumurta kapıya dayanmış, tehlikeli bir sınırdayız. Bunu kabul etmemiz lazım. Kimse kimseyi kandırmasın, böyle bir yere varamayız. Bütün dünyada ortak heyecanlar yaratacak, değerlerimizi yaşatacak bir ‘Özgürlükçü Cumhuriyet' anlayışı gelişiyor. Demokrasilerin bile yetmediği yerlerde, Amerika'da 75 yaşında Bernie Sanders diye biri çıktı ve bütün dünyayı salladı. Gençlere heyecan verdi. Demek ki yaşla ilgisi yok. Sayısal başarıya ulaşamadı ama bence müthiş bir şey yaptı. Amerikan kapitalizmine, insanın ancak kendi değerleriyle zenginleşebileceğini gösterdi. Para çekirge sürüsü gibi geliyor, bir yerde toplanıyor, daha çok büyüme arzusu içinde birbirini yiyecek hale getiriyor. Paradan para kazandıran bir sistem, insana mutluluk getirmiyor. Dünya bunu değiştirip bir sosyalizasyon sistemine girecek. İşte o zaman biz de ülkemizde uzlaşmacı, kapsayıcı, din ve bayrağımıza, kültürel değerlerimize sahip çıkıp ortak hale getireceğiz. Sanayimizi, toprağımızı nasıl işleyeceğimizi, zenginlik ve refahı nasıl yaratacağımızı düşüneceğiz. Zenginliği nasıl çoğala yayacağımızı düşünmemiz lazım. Bunlardan ben de kendime vazife çıkarıyorum. “Silivri'de herkesin belediye başkanı” demek bunlara dikkat etmek demek.
“SİLİVRİ'Yİ ORTAK BİR GELECEĞE TAŞIMAK İSTİYORSAK “HERKESİN BELEDİYE BAŞKANI” OLACAĞIZ”
Silivri'mizi İstanbul'un diğer ilçeleriyle bir kıyaslayın. Kentimize verdiğimiz değer, köylerimizde de aynı. Kentin sosyal adaletini, rantını, bütününe dağıttık. ‘Özgürlükçü Cumhuriyetimizin' birinci ayağı adalettir. İkincisi hakkaniyettir. Bütün bu hizmetlere herkesin eşit bir şekilde ulaşımını sağladık. Ülkenin yarattığı zenginliği hakça paylaşıyoruz. Üçüncüsü ise ahlaktır. Ahlak cinsel açıdan değil vicdan sorunudur. İnsan öldürür tövbe edersiniz ama yalan söylerseniz ‘Müslüman değilsiniz' diye buyuruyor dinimiz. Yalan söylemeyecek. İnsanların bu şehirde yaşama umudu olmak, isteğini, rızasını almak önemli. “Herkesin Belediye Başkanı” kentinde adaleti, hakkaniyeti ve ahlakı sağlamalı. Önce bunları kendisi yaşayacak, yeni ideolojinin temeli sayacak. Bunları yaparsanız aklınıza MHP'li, CHP'li vs olmak gelmez. İlçenin rızasını almayı düşünen bir Belediye Başkanı bundan sonra rozetle dolaşamaz.
Silivri'yi ortak bir geleceğe taşımak istiyorsak “Herkesin Belediye Başkanı” olacağız.
“10 YILDIR YAPMAK İSTEDİKLERİMİ SÖYLEDİM”
Sevginar SALİ: Ahlak kısmında yalana değindiniz. 10 yıldır Silivri halkına hiç yalan söylediniz mi?
Özcan IŞIKLAR: Yalan söyleyen Müslüman değil zaten. Yalan söylemedim. Söylemem de. Yapmak istediğim ideallerle mevcut durum arasında uçurumun olduğu yerlerde hedeflerimi açıklamakta erken davrandım. Mustafa Kemal Atatürk, bir sözünde “Hedeflerinizi büyük tutun, zamanı gelince açıklayın” der. Ben hedeflerimi erken açıkladığımdan belki çıtayı biraz yükseltmiş oldum. Bazıları böyle olduğunu söylüyor ama asla yalan söylemedim. Bazı beyaz yalanlar vardır. “Arazilerinizi satmayın, burası silikon vadisi olacak” yalansa, ben bu yalanı söylemeye razıyım. Silikon vadisi planda var. Zorlarsak yapabileceğiz. Toplumu harekete geçirmek istiyorum. Neyin peşinde koşacağını anlasın. İdeallerimize kavuşmak için ortak toplumsal hedefler oluşturmamız lazım. 10 Yıldır yapamayacağım şeyleri söylemedim. Yapmak istediklerimi söyledim.
“YAPTIRMADIKLARIMIZ, YAPTIKLARIMIZDAN ÖNEMLİ”
Sevginar SALİ: Yaptırtmadıklarınız yerine, yaptıklarınızla anılmak daha doğru bir tercih olmaz mıydı?
Özcan IŞIKLAR: Yaptıklarınızla anılmak tabi ki doğru bir tercih. İkisini de söylüyorum. Bir şeyleri yapmak için bazı şeyleri de yaptırmamak lazım. Buradaki binaları Esenyurt gibi yaparsanız, üstte saydıklarımı yapamıyorsunuz. Kent adaletini, ahlakını ve hakkaniyetini korumak için de bu toprakları korumamız gerekiyor. Burada yaptırmadıklarımız, şu ana kadar yaptıklarımızdan önemli. İlk defa istihdam, sağlık, sosyalize edilmiş bir belediyecilik anlayışını biz gerçekleştirdik.
“SİZE OY VERMESE BİLE KENTİN RIZASINI ALMAK GEREK”
Sevginar SALİ: “Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğim” diye bir söyleminiz var. Silivri'de bazı kesimler size ulaşamadıkları, tarafınızdan dışlandıklarını iddia ediyor…
Özcan IŞIKLAR: Siyasette “Yükselen beklentiler ihtilali” diye bir söz var. Ülkemizde de ilçemizde de “Yükselen beklentiler” var. Artık oraya getirmek istiyorlar. Bazı anlayışlarda benim söylediklerimin çok düşünülmediği, hazmedilmediğini görüyorum veya beni yakın tanımıyorlar. Tanıma fırsatı vermemişim, bu benim sorunum ya da kusurum diye düşünüyorum. Gitsek tanıtsak, kendimi anlattığımda, düşüncelerimi paylaştığımda onların ikna olduğunu görüyorum. Söylediklerimde mutabakat sağlanamayacak bir şey yok.
Bu kentte kalın geri dönülmez kırmızı çizgilerimiz olsun istiyorum. Bu belediye Türkiye'de ilk defa iki kanun çıkardı. Bunları yaparken hangi kesimin onayını alamamışım diye zaman zaman düşünüyorum. Kabul etmese, size oy vermese bile kentin rızasını almak gerek. Bu rızayı almak, en azından bu kentin ortak değerlerini korumaya çalıştığımı bilmelerini isterim.
Anlaşamadığımız kesim, genelde beklentilerinin farklı yönlerde olmasını düşünendir. Mesela inşaat sektörüyle zaman zaman ters düşebilirsiniz. Söylediklerinizi yanlış anlıyorlar. Sanki burada inşaat olmayacak. Emlak sektörüyle öyle. Rıza alamadığınız kesimler, sizi anladıkları kadar anlıyor ya da anlatamamışımdır. Burada bir çelişki var. Bu kente zarar vermek bir yana, bütün olumsuz koşulları izole ederek, burada olması gereken bir sosyal barışın yaşandığı geleceğimize ortak değerlerle yol alacağımız hedefler koymayı planlıyoruz. Birinci hedefimiz bu olmalı. Yaptığımız her şey hayal değil, yaşadım ve gördüm. Tüm Türkiye'den projelerimizi görmeye gelen ve yapmaya başlayan birçok AKP'li, MHP'li, CHP'li belediyeler var. TÜRAM'I, TÜRAM Lisesini, Gıda Bankası'nı, İstihdam Ofisi'ni, Engelli ve Koordinasyon Merkezi'ni örnek alanlar var. Gıda Bankası, Türkiye'nin ilk'lerinden bir tanesi.
“YARDIMLAŞMAYI, DAYANIŞMAYI, KENTE ROL BİÇMEYİ, HEDEF KOYMAYI V.S. BUNLARI SİLİVRİ İLK DEFA YAŞADI”
Yardımlaşmayı, dayanışmayı, kente rol biçmeyi, hedef koymayı v.s. bunları Silivri ilk defa yaşadı. Öncesinde yaşanmadı, böyle bir hedef konulmadı. Zaten sorunumuz da buydu. Bunu yaparken tabi ki belli kesimlerin sizi anlamasını beklemeyin. Beklemiyorum ama kendimi anlatmak isterim.
“BÜYÜK SİLİVRİ KOALİSYONU KURULACAK”
Sevginar SALİ: Aynı minvalde bir de “Büyük Silivri Koalisyonu” söylemi gündeminizde… Ona da değinelim mi?
Özcan IŞIKLAR: Büyük Silivri Koalisyonu artık kurulacak. Artık hedefler anlaşılıyor. Bu topraklarda bir algı yarattık. Bunlar daha kalın çizgilerle yer edinecek. Siyasi anlayışlarda farklılaşsak bile Silivri'nin geleceğinde aynılaşıyoruz. Bu da demektir ki Büyük Silivri Koalisyonu kurulacak. Ben onun peşindeyim.
“KAMUOYU GEREKLİ DEĞERLENDİRMEYİ YAPIYOR”
Sevginar SALİ: Belediye Başkan Yardımcınız Bora Balcıoğlu'nun aday adaylığı sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özcan IŞIKLAR: Bu konu artık kamuoyuna mal olmuş. Kamuoyu da bunu değerlendiriyor. Ben yorum yapmak istemiyorum. Yorum yapmam doğru değil, çünkü adaylık süreci devam ediyor.
“BAZI ARKADAŞLAR SİLİVRİ'NİN BUGÜNÜN BİLE FARKINDA DEĞİL”
Sevginar SALİ: Anket çalışmasında bulundunuz sanırım.
Özcan IŞIKLAR: Yerel Yönetimlerin senede bir defa anket yapma zorunlulukları var. Biz de yaptırdık.
Sevginar SALİ: Anketlerde sizi şaşırtan, şu konuda eksik kalmışız veya bir başka alanda güzel iş çıkartmışız dediğiniz konular var mı?
Özcan IŞIKLAR: Kendi verilerine hakim bir belediye başkanı olduğumu düşünüyorum. “Bilmek yönetmektir” sözünü hep tekrar ettim. Bilmediğiniz bir yeri yönetemezsiniz. Diğer aday adayları dinliyorum. Kenti iyi tanımaları gerektiğini düşünüyorum. Bazı arkadaşlarım bırakın geleceği, Silivri'nin bugünün bile farkında değil. Bütün değerleri biliyorum. Kentin geçmiş tarihi, bugünü ve geleceğine yönelik bilgim var. Bunu bilirseniz bir hamur yaparsınız. Bir model oluşturursunuz. Onun üstüne kentte yaşayan bütün insanların düşüncelerini alır bir heykeltıraş gibi alıp ona göre bir eser yaratırsınız. Kalın çizgilerden başlarsınız. İşte 42 km denizimiz var. 7 Bin yıllık şehir… 500 km2 tarım toprağımız var. Bunlar bizim değerlerimiz.
Denizi bir nimet gibi göreceğiz. Mimarimizi ve ulaşımımızı da ona göre yapacağız. Şu anda deniz ulaşımından, denizden faydalanmıyoruz. Binalar denize paralel, mimari açıdan dikey olması gerekir. Sokaklarımız denize çıkmalı. Kent rantları ona göre oluşmalı. Öndeki daire üç, arkadaki onun yarısı fiyatına. Bu doğru değil. O zaman kent rantı denize göre düşünülmemiş. E, 7 bin yıllık tarihe göre yaşayacağız. Kültürel değerlerimizi koruyacağız. Onların dünya mirası olduğunu söyleyeceğiz. Dünyada bizim dışımızda 7.5 milyon insan yaşıyor. Bu değerlerin Hristiyan, Ortadoks, Musevi, Ermeni… hepsinin kültürü burada. Yıllık 30 milyon turist kapasitesi olan bir Silivri'den bahsediyorum. Şimdi bunların farkına varma, git onların üstüne ev yap. 500 km2 tarım alanı var. Marmara Bölgesinin Allah vergisi coğrafyası dört mevsimi yaşatan ve ürün üretecek iklimine sahip.
“SİYASETİN ARTIK FELSEFİ BİR DERİNLİK, SOSYAL BİR BOYUT ALMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUM”
Bu değerinin de farkında olacağız. Politikalarımızı böyle düzenleyeceğiz. Çıkan belediye başkanı aday adayların bunları bilincinde olmadıklarını ya da yeterince Silivri'yi tanımadıklarını düşünüyorum. Siyasetin artık felsefi bir derinlik, sosyal bir boyut alması gerektiğine inanıyorum. Bu kent üstünde resmen bir filozof gibi düşüneceksiniz. Kafanızda önce büyük bir fotoğraf oluşturacaksınız, ondan sonra pazzle gibi küçük parçaları dizeceksiniz.
“OTOPARK DEĞİL, ULAŞIM SORUNU VAR”
Düzenlenen Huzur Toplantısında otopark sorunu dile getirildi. Hayır, otopark sorunu yok, bu kentte ulaşım sorunu var. Öyle bakarsanız çözemezsiniz.
Sevginar SALİ: Silivri'yi 10 yıldır siz yönetiyorsunuz, eksikliğini yaşadığımız konuların ne kadarı sizin sorumluluğunuzda?
Özcan IŞIKLAR: Bunun cevabını da vereyim. İstanbul'un bir kere Türkiye'de ayrı yönetilmesi gerekir. İstanbul'un trafik ulaşım planı yapılmamış. İstanbul'unki yapılmadan Silivri'ninki yapılabilir. İstanbul'a 2018 yılında kaç araç girecek, bunlar sayılmalıydı. Silivri'nin yarısına otopark yapsanız araçları koyamazsınız. Onun için burada bir ulaşım sorunun olduğunu kabul edeceğiz. Teşhisi doğru koymamız lazım. Kaç otopark yapalım? 10 adet. Kaç araç alsın? 250 araçtan 2 bin 500 araç alacak. Bu ilçede ayda 840 araç trafik tescili alıyor. Kaç otopark yapacaksınız?
Sevginar SALİ: Fatih Mahallesi Muhtar Aday Adayı Şerif Elmas'la Silivri'nin otopark sorunun olmadığını, bir sürü otoparkın zaten var olduğunu ancak vatandaşın ücret vermemek için sokaklara park etmeyi tercih ettiğini, bu yüzden otoparkların boş yolların araçlar tarafından işgal altında olduğunu dile getirdi. Katılıyor musunuz?
“VATANDAŞIMIZ KENTTE YAŞAMANIN BEDELİNİ ÖDEMEK İSTEMİYOR”
Özcan IŞIKLAR: O, da ayrı bir komedi. Evet, hamamın arkasındaki otopark gün içinde bomboş, çarşı dolu. İşte oraya beş katlı yapın gitsin. New Center'in otoparkı da boş. Ücret vermemek için girmiyorlar. Halkımız kentte yaşamanın bedelini ödemek istemiyor. Kentte yaşamanın bedeli sadece para değil. Çarşıya araçla değil, yürüyerek ineceksiniz. Yerli ve milli bir aracımız yok, bu kaynak ve israf dışarı gidiyor. Bu kente toplu taşımayı getirirsek bu sorun ortadan kalkacak.
Üç tane merkez yapmalıyız. ‘Deli kız çeyizini aynı renkten örermiş' misali her şeyi şehrin göbeğine taşıdık! Kaymakamlık, Vergi Dairesi, Belediye, Adliye, Tapu ve Kadastro Dairesi, Liman Başkanlığı burada. Silivri, 30 bin'den 300 bin'e çıktı gene aynı. Hüseyin Turan arkadaşımızı eleştirmek için söylemiyorum ama Belediye ve Adliye buraya mı yapılmalıydı? Koskoca, bir uçtan bir uca 55 km olan Silivri'de Adliye ile Belediye karşı karşıya… Şimdi yeni Adliye binası yapacağız yolu çekemiyoruz.
“MUM GECE AYDINLATIR, GECE AYDINLATMAZ”
Geleceği planlamaktan bahsederken bunu söylüyorum. Günü birlik başarılar sizi kandırmasın. Biraz belki anlaşılmayabilirsiniz. Toplumda belki sizi fark edemeyebilirler ama mum gece aydınlatır, gece aydınlatmaz. Halim ağabeyi saygıyla anıyorum. Silivri'yi korudu ve bize emanet etti. Biz de koruyarak geleceğe emanet etmemiz lazım. Buradaki değerleri doğru kullanmamız lazım. Kaymakamlık, Belediye, Adliye ne kadar trafik üretiyor? Tarihi mezarlığın üzerine belediye binasının yapılışı günahı ikiye katladı. Hastanenin orası belediyeydi. Belediye yerine hastane yaptılar. Bu güne kadar Özcan Işıklar'ın döneminde olduğu gibi kenti kim oturup planladı? Kim alıp şu kente yüz binlik plan seviyesinde baktı? Halk bunları bilmeyebilir, aday adayı olan arkadaşlarım bunların farkında.
“KENTİMİZDEKİ KÜLTÜR MERKEZİNİ O ARKADAŞIMIZ SATTI”
Bir arkadaşımız da kentte Kültür Merkezi'nin olmadığını söylüyor. Kentte bir tane Kültür Merkezi vardı, o arkadaşımız da orayı sattı. Şaban ağabey bu kente bir Kültür Merkezi yapmıştı. Benim aşağıda yaptığı Yaşar Kemal Salonu, Önder Yılmaz Sahnesi, müze, hırdavatçı dükkânı mı? Bunlar var mıydı? Beni nasıl eleştirebiliyorlar? Hayret ediyorum. O binalar gibi daha üç tane yapacağız, buyurun size kültür merkezleri mantığı…
“KÜLTÜR MERKEZLERİMİZ VAR”
Neden o yukarıdaki kültür merkezinden vazgeçtik? 40 bin m2 alan. Oranın bakımı, ısıtılması, aydınlatılması aynı AVM gibi bir mantık… 250-300 kişi çalışacak. Enerji, istihdam, zaman, otopark, ulaşım v.s. hepsini üst üste koyduğumuzda… Sanat sokağına yaptığımız binalardan Selimpaşa ve Gümüşyaka'ya da yapacağız. Alın size kültür merkezleri… İçinde tiyatrosu, sineması, sergi salonu, nikah salonları hepsi olacak. Çarşıda yaptığımız kültür merkezi ama devasa büyüklükte değil. Artık ilçemizin fiziki yapısına uygun projeler yapmak gerek.
“EKİBİMİZİ GÜNCELLEYECEĞİZ”
Sevginar SALİ: Ekibiniz ve 3. döneminiz hakkında 'değişim' beklentilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özcan IŞIKLAR: Değişimden kast, insanın hafızası genç olmalı. İnsanlara zekâ, yaratıcılık, hafıza, vicdan, ahlak olarak bakacaksınız. Bütün bu değerleri üst üste koyduğunuzda ortaya üretken bir yapı çıkarmanız lazım. Mazeret söylemek istemiyorum. 9 Tane belediye kapandı. Onlardan hiç tercih etmediğim, önceden seçme şansım olmayan bir ekiple çalıştım. Yanlış anlaşılmasın. Bu takımı ben kurmalıydım. Bulduğum ekiple çalıştım. Daha doğrusu içlerinden bir ekip kurmaya çalıştım. Güncelleyeceğiz. 9 Belediyeden bir Silivri yaptık. 13 tane köyü aldık bir tane Silivri yaptık. Türkiye'de ilk defa bilişim teknolojileri kullanılarak kent hizmeti veren bir belediye olduk ve ödül aldık. Teknolojiyi tüm hizmetlere yaydık ve birleştirdik. Bir kenti aynı anda aynı nabzı atma haline getirmeniz lazım. İki süreçten dolayı bunun da kimse farkında değil. Aslında yöneticinin iyisi hissedilmeyendir dediğim budur. 9 Belediye ve 13 köy kapandı sancı hissedilmedi. Çok büyük bir zaman kaybı da yaşanmadı değil.
“ZAMANIN VE KONJEKTÖRÜN GEREKLERİNE GÖRE DAVRANMALIYIZ”
Şimdi yeni bir takım kuracağız. Hafızayı unutmayan bir ekip olacak. İlçenin nereye varmak istediğini düşünen, yeni, kafa ve mantık olarak genç, ufku açık arkadaşlarımızla bir araya geleceğiz. Yürüyen bir proje var. Ben görevde olan bir belediye başkanıyım. Bu projeleri yürütmek için hafızaya da ihtiyacım var. Bir de yeni gelen talepleri onlarla birleştirecek bir ekibi kurmam lazım. Tabi bunun bir de siyasi yanı var. Her kesimi temsil eden, kabiliyeti yüksek bir meclis olmalı. Yeni heyecan ve önerilerin buraya katılması lazım. Temsil kabiliyeti yüksek olmalı. O mecliste birçok parametreyi görmemiz gerek. Adaylıklar kesinleşince partililerin hepsiyle konuşarak geniş bir koalisyona dönüştürmek istiyorum. Bu sorunların altından böyle kalkılır. Zamanın ve konjektörün gereklerine göre davranmalıyız. Birbirimizi ittirmek yerine hepimiz oturup Silivri'nin geleceği üzerinde kafa yoracağız.
“ALDIKLARIMIZ, SATTIKLARIMIZI GEÇMİŞTİR”
Sevginar SALİ: Mahkemenin durdurma kararına rağmen gerçekleştirilen arsa satışları ile ilgili belediyenin 150 milyon zarara uğratıldığı iddiası doğru mu?
Özcan IŞIKLAR: Böyle bir zarar yok, olması da mümkün değil. Oradaki arsaların bir kısmı 18. Madde uygulamasından gelenlerdir. Hukuk süreci devam ediyor. Üçüncü şahıslardan alınanlar döner mi, dönmez mi henüz mahkeme kararını vermedi. Birçok yerde bu uygulama var. Davalık bile olmamış ama bizde konu biraz da siyasi. Oradan bu noktaya gelmiş. Arsalarla ilgili herhangi bir usulsüzlük yok. 3-4 defa satışa çıkarılmış. 4. ve 5.'de satın alınmış. Benden önce de zaten Selimpaşa Belediyesi onları satışa çıkarmıştı. Hüseyin Turan'ın ‘Nasıl olsa belediyeler birleşiyor, onlar satmasın biz gelince satalım' diye bir değerlendirmesi olmuş. Bunu suçlamak için söylemiyorum. Hatta o gün ilan verilmişti, ilanı durdurdular. Belediye yer alır da, satar da. Ortaköy'ün, Selimpaşa'nın meydanını da satın aldık. Yaşar Kemal Salonu, Önder Yılmaz Sahnesi'nin yerlerini satın aldık. Aldıklarımız, sattıklarımızı geçmiştir. Şehrin göbeğindeki o binalara şimdi bir değer biçsinler bakalım. 400 Yıllık restore edilmiş tarihi binalar onlar. Orası bugün 70-80 milyon eder…
Mahkemenin böyle bir karar verdiğini bilsek, zaten meclise getirmezdik. Orada bir yanlış yok. Hukuki gerekçelerimizi mahkemeye sunduk ve süreç devam ediyor.
“ARKASINDAN YÜZ KÖPEK HAVLATMAYAN KURDA KURT DEMEZLERMİŞ”
Sevginar SALİ: Sistematik sayılacak şekilde havuz medyasının hedefi haline geliyorsunuz… Son haber konusunda ne söylemek istersiniz?
Özcan IŞIKLAR: Haftada iki üç defa bir gazete, Türkiye'de 1200 tane belediye olmasına rağmen Özcan Işıklar'la yatıp kalkıyor. Bir Ekrem İmamoğlu, bir Özcan Işıklar. Bununla da gurur duyuyorum. Oraya çıkmak bizim için bir apolet gibi. O kadar kasıt, bayağı, ayağa düşmüş, yalan, iftira olduğu belli ki onlara takılmıyorum. Kimin ayağına bastığımız belli. Onlar bağırıyor. Hepsi aynı, Silivri'deki uzantılarını da biliyorum. Bir Moğol Atasözü var: “Arkasından yüz köpek havlatmayan kurda kurt demezlermiş”. Bunlar yüz tane de değil zaten… Toplum değerleriyle ters düşmem. Oyun olayı benim hayatımı hiçbir zaman belirleyen olmamıştır. Bunlarla yaşamadım, bu güne böyle gelmedim. Sosyal ve özel bir durumdur. Defalarca aynı resmi alıp kullandılar. 5 Yıl oldu, her seferinde aynı resim gazetede çıkar mı? Bunların isteği Özcan Işıklar Silivri'ye gelmesin, arazi mafyalarının istediği olsun. Halkımızın bu haberlere inanmadığını görüyorum. Beni tanıyanlar, nasıl yaşadığımı bilir.
Patrik olayında (adaylığım için CHP Genel Başkanıyla görüştüğü iddiasını kast ediyor) da bu hayal ürünü bile değil, aşağılık manipülasyonlar birkaç tane gazeteyi kullanarak tetikçilik yapıyorlar. Buna da halkımız inanmıyor.
“TEHDİT EDEREK GEÇİNME YOLU SİLİVRİ'DE KAPANDI”
Cevap vermeyi bile doğru bulmuyorum. Hukuki süreci başlatıyoruz. Mahkemeler zaten kararını açıkladığında sonuçlar ortaya çıkar. Bunların esas sebebi doğru bir şey yaptığımdan kaynaklanmakta, doğru olanları yapmaya devam edeceğim. Çalışarak emeğiyle yaşamayı herkes öğrenecek. Tehdit ederek geçinme yolu Silivri'de kapandı.
“KÜÇÜK RÜZGÂRLAR BÜYÜK DENİZLERİ DALGALANDIRAMAZ”
Sevginar SALİ: İki dönemde de size oy vermemiş bir vatandaş düşünelim, 3. kez aday oldunuz, size neden oy versin?
Özcan IŞIKLAR: Başından beri bu anlattıklarımı okursa bana oy verir. Silivri'yi korumak için oy vermeli. İnanç turizminin gelişmesiyle yılda en az 3-5 milyon insanın buraya gelebileceği, zenginlik, refah taşıyabileceği, üniversiteleri, teknoparklarıyla, bilişim vadileriyle, tarım liseleriyle, bu toprakların üreterek zenginlik fışkırtarak küllerinden doğurtacak projeyle, tarım ve hayvancılık geliştirme merkezinin, organize tarım bölgelerinin, silikon vadisi ve endüstri bölgelerinin kurulmasıyla gelişecek bir Silivri için bize oy vermeli. Spor, sanat, kültür, sağlıkta hassas bir anlayış sergileyen belediye anlayışına, beni doğru anladıklarına oy vereceklerine inanıyorum. Halkımız bu takdiri gönül rahatlığıyla yapacağına inanıyorum. Kamuoyu yoklamaları ve kendi değerlendirmelerim bu sonucu gösteriyor. Onlar da farkında bu yüzden ha bire gazetelerden iftiralar atarak, bizi karalamaya çalışıyorlar. Küçük rüzgârlar büyük denizleri dalgalandıramaz. Silivri artık büyük bir deniz ve okyanusa doğru gidiyor. Onlara en büyük cevap başarıdır.