Bir kentli olarak enerji verimli bina sözünü duydunuz mu?
Enerji verimli binalar, temel olarak iki ana itici faktörün etkisiyle ortaya çıktı; enerji kaynaklarının sınırlı olduğunun fark edilmesi ve çevresel etkilerin azaltılması ihtiyacı. Bu anlayış, 1970'lerdeki enerji krizlerinden kaynaklanıyordu.
İşte enerji verimli binaların nasıl ortaya çıktığına dair süreç:1970'deki Petrol Krizleri, dünya çapında enerji tüketiminin aşırı arttığını ve fosil yakıtlara bağımlılığın ciddi sorunlar doğurduğunu ortaya koydu. Bu dönemde, enerji maliyetlerini düşürmek amacı ile binalarda ısı yalıtımı ve soğutma sistemleri gibi önlemler alınmaya başlandı. Böylece enerji verimliliği fikri ilk kez yaygın olarak gündeme geldi.
Yeşil binalar ve sürdürülebilirlik hareketi ise 1990'lı yıllarda çevreye duyarlılığın artması ile ortaya çıktı. Bu dönemde enerji verimliliği sadece maliyetleri düşürme amacı ile değil, aynı zamanda çevresel etkileri azaltma açısından da önem kazandı. Sonrasında LEED, BREEM, WELL v.s sertifikalar ortaya çıktı.
Her şey bir ihtiyaçtan doğduğu gibi, bu uygulamalar uluslararası bina standartlarını oluşturan dünyaca bilinen sertifikalardan bazılarıdır.
Bunlar sürdürülebilir mimarlık sertifikalarıdır ve çeşitli avantajlar sunar. İlk olarak, bu sertifikalar, çevresel etkilerin azalmasına katkıda bulunur.
Yapı sahipleri, enerji verimliliği ile su tasarrufu sağlarken, karbon ayak izlerini de minimum seviyeye indirir. Çevreye duyarlılık, markaların imajını güçlendirir. Bu durum, tüketicilerde olumlu bir algı yaratır. Ayrıca, sürdürülebilir yapılar uzun vadede kullanıcılara maliyet avantajı sunar. Enerji tüketimindeki azalma, işletme giderlerini doğrudan etkiler. Örneğin, bir bina, ortalama %25 daha az enerji tüketebilir.
Şimdi haklı olarak diyebilirsiniz ki “Bu durum nerden esti?”
Düşünün ki ilçemiz her gün ihtiyaçlar doğrultusunda gerek kamu binası gerekse parsel sahiplerinin kendileri veya anlaştıkları müteahhitler tarafından yapılan binalar ile doluyor.
Biz kent olarak neredeyiz hiç düşündünüz mu?
2014 yılında kullanıma açılan Küçükçekmece Belediyesi yerel yönetim olarak uluslar arası LEED sertifikası alıyor. Bunu kaçınız ya da kaçımız biliyoruz, 2014 yılında yapılan belediye binasında neler çözümlenmiş biliyor musunuz?
Zemin altında üç kat otoparka ayrılmış, (Bayılıyorum yürüme alanı ve yeşil donatı sağlayan beyinlere) ve elektrikli araç şarj ünitelerine kadar konması gerektiğini düşünebilenlere…
BİNANIN ÖZELLİKLERİ
1. Enerji Verimliliği ve CO2 Salınımının Azaltılması:
Bina, yüksek yalıtım standartlarına sahip olup, enerji tasarrufunu artıran pasif solar enerji stratejileri ve düşük enerjili aydınlatma sistemleri kullanmaktadır.
2. Doğal Kaynakların Korunması:
Yeşil çatı uygulaması, hem ısı ve akustik yalıtımı destekler hem de yağmur suyunun toplanmasına katkı sağlar.
Binada az su kullanımını teşvik eden çözümler ve yağmur suyunun yeniden kullanımı için sistemler bulunur.
3. Sürdürülebilir Malzeme Kullanımı:
Binada kullanılan malzemeler yerel kaynaklardan temin edilmiş, bunun nedeni malzeme transferleri süresince taşıtların en az egzoz yani karbon salınımı yapması ayrıca en az enerji harcayarak doğaya katkıda bulunmasıdır.
4. Doğal Aydınlatma ve Havalandırma:
Planlamada doğal ışık ve havalandırma önceliklendirilmiştir. Bina tasarımındaki açık alanlar ve çift cidarlı yapı, enerji tüketimini azaltmaya yönelik optimize edilmiştir.
5. Çevreyle Uyumlu Tasarım:
Rekreasyon ve çocuk parkı gibi sosyal alanlar, bina çevresindeki yeşil alanların korunmasını ve halkın kullanımına açık kalmasını sağlamaktadır.
2024 yılında yapılan bir kamu yapısında otopark girişi ve bina girişi aynı yerde olması veya bir kamu binasına girerken veya çıkarken kaybolmamamız gerektiğini düşünenlerdenim.
Özellikle yerel yönetimlerin yöneticilerinin hangi siyasi görüşe sahip olduğundan çok, kentte kentlinin kullanımı için yapmış oldukları yapıların, kentin ihtiyaçlarına cevap verip vermediği ve çağının çok daha ilerisinde projeler gerçekleştirmelerini hedeflemeleri gerektiğini düşünenlerdenim.
Ne dersiniz?