“Hukuksuzca zindanlara atılanlarla dayanışma içindeyiz”

“Hukuksuzca zindanlara atılanlarla dayanışma içindeyiz”

15.01.2016 10:59:30

Silivri Demokrasi Platformu Bileşenleri, 9 Ocak 2016 tarihinde Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü önüne giderek tutuklu gazeteciler Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e destek amacıyla başlatılan “Umut Nöbeti”nde bulundu.

“İTİRAZIMIZIN HAKLILIĞINI BİR KEZ DAHA ANLADIK”
Burada Eğitim Sen Silivri Temsilciliği üyesi Ceren Abaza tarafından okunan basın açıklamasında yer alan ifadeler şöyle: “Bugün Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü namıyla anılan yerde, Silivrili yurttaşlar olarak bulunmak bizlere acı veriyor. Bizler Silivrili barış, demokrasi, eşitlik ve adaletten yana güçleri olarak bu Cezaevinin Silivri'ye kurulmasını en baştan beri istememiştik. Biliyorduk ki en temel insan haklarının fütursuzca çiğnendiği her iktidar dönemlerinde eşyanın tabiatı gereği ona itiraz edecek muhaliflerin çıkacağıdır. Silivri'de de diğer cezaevlerinde olduğu gibi insanlığa ve yaşam hakkına karşı suç işlemiş olanların dışında barış, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet gibi insan hümanizminin en yüce değerlerine sahip çıkanların atılacağı zindanlara dönüşeceğini bildiğimiz için karşı çıkmıştık. İtirazımızın haklılığını bir kez daha acıyla anlıyoruz.

“ZALİMLER NE KADAR GÜÇLÜ OLURSA OLSUNLAR BİZ BURDAYIZ”
Dünyanın her yerinde ve ülkemizde zalimler ne kadar güçlü, pervasız, hukuksuz olursa olsunlar onlara karşı insanlık değerleri adına itiraz edenlerin yanında yer almayı, burada bulunan kişi ve kurum temsilcileri olarak insani, ahlaki, vicdani demokratik görev olarak görüyoruz ve bunun için buradayız.

“HUKUKSUZCA ZİNDANLARA ATILANLARLA DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ”
Can Dündar ve Erdem Gül şahsında tarihimiz boyunca gerçeğin, yalnızca gerçeğin karanlıkta kalmaması, aydınlığa taşınması için, her yurttaşın tarafsız ve objektif haber alma hakkının en temel insan haklarından biri olduğu gerçeğinden hareketle, görevleri sırasında, başta hayatlarını kaybedenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyor, hukuksuzca zindanlara atılanlarla dayanışma içinde olduğumuzu bu gün burada bir kez daha ilan ediyoruz.

“ÜLKEMİZ VE TÜM YURTTAŞLARIMIZ İÇİN KAYGI İÇİNDEYİZ”
Bizler çağımızın tanıkları olarak ülkemiz ve tüm yurttaşlarımız için, yaşam hakkımız için, çocuklarımızın geleceği için derin kaygılar içindeyiz. Ülkemizin bir kısmında ve sınırlarımızda kanlı çatışmalar birliğimize, kardeşliğimize derin yaralar açıyor. Gazeteciler, aydınlar, gençler, kısaca muhalif herkes yaşamından ve özgürlüğünden endişeyle, yarın başımıza ne geleceği kaygısı içindedir.
Sadece içinde yaşadığımız zaman diliminde geçmişte olduğu gibi egemen siyasi iktidarlar, mülk ve servet paylaşımının en tepesinde olanlar, çıkarları gereği, insanlığın bin bir emek ve ağır bedellerle günümüze taşıdıkları açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik, hukukun üstünlüğü, herkesin bağımsız yargı önünde adil yargılanma ve hak arama, düşünce özgürlüğü, düşünceyi yayma, yayınlama, basma ve sözlü, yazılı metinleri kamuoyuyla paylaşma, örgütlenme gibi evrensel hakların kullanımını engellemeyi, bastırmayı haksız iktidarlarının güvencesi olarak görürler. Gerçeğin açığa çıkmasından ölesiye korkuyorlar ki, iktidar uğruna kendileri gibi düşünmeyenleri bir çırpıda “vatan haini” ilan ediverirler. Suçlarının ve baskıya dayalı kötücül planlarının açığa çıkmasından “Devlet sırrı” kalkanının arkasına sığınırlar. Güç, iktidar, mülk ve servetleri için halkın güvenini kötüye kullanmak, halk kitlelerinin “milli-dini, vicdani” değerlerini sömürerek savaş kışkırtıcılığı dahil, iç ve dış politikalarını toplumun sosyal-siyasal-dini ve kültürel ötekileştirmenin, bölünmenin sonuçlarından pay ve iktidar devşirirler.
Yurttaşların tümünün geleceğini, yaşamını, işini, aşını, iktidar çıkarlarının üstünden gören, kendi iktidar ikballerini, toplumun tümünün çıkarına ve yararınaymış gibi gösteren kara propaganda kiralık kalemleri tıka basa, aksırana tıksırıncaya kadar besler. İşte bizler bugün buraya bütün bunlara “hayır” diyerek geleceğin peşinden bedel ödeyen onurlu insanlara sembolik de olsa dayanışmaya geldik. Nöbet tutmaya geldik.
Gerçeğin, adaletin peşinden giden ve boyun eğmeyen, bu uğurda hayatlarını kaybedenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyor. Zindanlarda direnenleri, dışarıda başına her türlü belanın gelebileceği gerçeğine rağmen, gerçeği aramaktan korkmayan yiğit insanları, en güçlü dayanışma duygularımızla selamlıyoruz.


“HAK KAYIPLARININ ACİLEN GİDERİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ”
Kamu vicdanından haksız yere zindanlarda tutulanların serbest bırakılmasını, her türlü çatışmanın sonlandırılıp ülke gündeminin normalleşmesini, yaraların ve hak kayıplarının acilen giderilmesini talep ediyoruz.”

BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ GERİLEMEYE DEVAM ETTİ
Basın açıklaması sırasında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2015 raporu da okundu. Rapora göre 2015 yılında ülkemizde basın ve ifade özgürlüğü gerilemeye devam etti. Gazetecilerin önündeki en büyük engel haklarında açılan davalar ve cezaevi tehdidi oldu. Basındaki işsizlik oranı Türkiye ortalamasının üç katına çıktı. 2015 yılında 500'e yakın gazeteci işsiz, 70 gazeteci saldırıya uğradı, 30 gazeteci cezaevinde. 200'ün üzerinde haber sitesine erişim engellendi. Kanallar dijital platformlardan çıkarıldı, toplumsal olaylara yayın yasağı geldi, cenazede akreditasyon uygulandı. Gazetecilere göz altılar sürdü. Yaptıkları haberler nedeniyle gazetecilerin tutuklu yargılanması süreci devam etti. Okunan raporda yer alan en çarpıcı bilgiler böyleydi.
Renginar SALİ

YORUM YAP