Hürhaber’in görünen yüzünü hepiniz tanıyorsunuz. Ara ara saç modelini, makyajını, kıyafet tarzını değiştirdi sadece. Karakterinde bir değişiklik olmadı. Bazen kızdı, bazen sevindi, mutluluk çığlıkları attı, gözyaşları döktü ama kimliğinden ödün vermedi. Bunu, emek ile çabalarımızın yanı sıra Hürhaber’e inanan insanların destekleri, okuyucunun güveni sağladı.
Hürhaber’i 2000. sayıya kesintisiz olarak taşımanın yanı sıra, Basın İlan Kurumu’na bağlı ilçemizin ilk ve tek gazetesi olmamız bizi biz yapan çifte başarının anlamıdır.
Biz çalışarak Silivri halkının güvenini kazandık. Bu güveni sarsmamak için bedeller ödedik, her şeyi göze aldık. Bağımsızlığımızı okuyucularımız bizim kadar sahiplenmese yine bugünlere gelemezdik.
Hürhaber kuruluşunu Selami Değirmenci’ye borçlu olsaydı, 2004 seçimlerinden sonra biterdi. Hüseyin Turan sayesinde ayakta dursaydı, 2009’da kepenk kapatan gazeteler arasında yer alırdı.
Yani bizim var olma sebebimiz iktidar değil. Bunu iki kez kanıtladık, üçüncü ispata ihtiyaç duyanlar beklemek zorunda bizim elimizde olmayan nedenlerden ötürü…
Hürhaber’i kurarken nasıl bir işe kalkıştığımızı bilmiyorduk.
Üç kışıydık… Ben, Sevginar Sali ve bugünün özel konuğu…
Hürhaber’in her işini kendimiz yaptık.
Sonra büyüdük, çoğaldık…
Hürbakış’tan sahip olduğum okuyucu kitlesi yüzüne bakılmayacak kadar amatör gazetemize, çok teşekkür ediyorum ismimi görür görmez kapılarını açtı.
Şekline şemaline değil içinde yazdıklarımıza baktılar, bizleri hep cesaretlendirdiler.
Param yoktu ama insanların bana olan inancı ve deli cesaretim olsa gerek yerel gazete kurmamıza neden oldu. Çalıştık, önce insanların güvenini sonra para kazandık. O güven olmasa zaten hiçbir şey ne başarırdık ne de kazanırdık.
Halkın bize inancı, peşi sıra önemli destekleri kazandırdı. Tehditle, şantajla, baskı ile değil Hürhaber’e destek gönülden, kendiliğinden, iyilikle, güzellikle geldi… Çünkü kısa bir süre içinde Hürhaber’i yaşatmak sadece bizim kaygımız olmaktan çıktı, iyi yürekli, temiz kalpli, dürüst, Silivri’ye değer veren insanların da kaygısı oldu.
Ahmet Hamoğlu, Güler Sarıbekir, Yusuf Sarıbekir, Nurullah Baldöktü’yü yanımızda görmek bizim için bir onur. Tabanınkini aldıktan sonra, tavanın desteğini de kazanmaktan gurur duyuyoruz. Sözünü ettiğim insanlardan zorla bir şey alamazsınız. Onlar bir şeyi sadece isteyince yapar. İstek ve kararları da kendi alanlarındaki başarıları ile yetirince anlaşılır.
Yerel bir gazete olarak siyaseten size destek vermek isteyen çok insan olur. Bunun mutlaka yayın politikanızı belirleme karşılığı vardır. Bu da bir gazetenin bağımsızlığının yok olmasıdır. Bağımsızlığı yok olan gazetenin ne bunu satmaya kalkan, ne de satın alınanın bir işine yaramayacağı inatla görülmek istenmez.
Bu halkı yoksulluktan muasır medeniyetler seviyesine taşımanın yolunu açan Mustafa Kemal Atatürk, “Bağımsızlık benim karakterim” diyor.
Hürhaber’in de öyle…
Kendi eksikliklerini örtmek için bize çamur atanlara, başarmanın formülünü açıkladım. Daha ne yapayım!
En büyük teşekkürü okuyucularımıza ediyorum, sonra destekleri ile bizi cesaretlendiren kıymetli insanlara; iyi ki varsınız diyorum.
Bizi sevmeyenler hırslandırdıkları, sevenler de cesaretlendirdikleri için önemliydi. Dolayısıyla herkesin fikrini dikkate aldık.
Bütün Hürhaber Ailesi’ni kutluyorum, gözlerinden öpüyorum!