Verilen sözler ve yitirilen spor için çarpan canlar.
Her zaman böyle olmuştur giden gittiği ile kalır, yeni gidecekler de sırada bekler.
Selimpaşaspor yöneticisi Turgut hocam yeşil sahada hayatını kaybedeli birinci ayına girdi. Hala bir yaptırım yok.
O zaman sormak gerek. Ey İASKF siz evet siz, siz kim oluyorsunuz? Ne işe yarıyorsunuz?
Kim oluyorsunuz da bizim hayatımızdan bizi çalıyorsunuz?
Peki, biz kim oluyoruz peki, biliyor musun? Biz, bizler sportif emekçiler hayatlarını ilçelerinin, mahallelerinin gençleri için feda edenler!!!!
Ey İASKF biliyor musun, birçok kabiliyete sahip bir türüz.
Düşünebiliyoruz.
Davranabiliyoruz.
Plan yapabiliyoruz.
Üretebiliyoruz.
Hesap sorabiliyoruz.
Hesap soracağız da.
Farkındayız, her şeyin.
Akıllıyız çünkü. Türlü türlü de zekâmız var. Saha içinde başka, saha dışında bambaşkayız. Sokakta ise daha bir bambaşka. Yani çok işlevliyiz ve bir acayibiz.
Siz İASKF.
Siz de bizdensiniz güya. Ama siz özünüzden bir hayli boşalmışsınız. Sırf siyasi kariyer hesaplarınız ile İstanbul’un sporunu daha çok batırıyorsunuz. İstanbul’un sportif gelişimi anlayışınız anlaşılmaz bir kıvamda.
Bana göre ve size muhalif olanlara göre, sizi akıllı kılan tek duygunuz nefretiniz gibi geliyor. Sizi hareketli kılan tek aksiyonunuz şiddetiniz. Bizden bir adım önde durmanızı sağlayan tek farkınız bitmeyen hiddetiniz. Nefret, hiddet, öfke sonuç ise beceriksizlik…
Her olayda olduğu gibi yine biz iyiyiz de siz kötü müsünüz?
Hayır. Biz, öldürmeye çalıştığınız o sportif ruhun savunucularıyız.
Ey İASKF biz ve bizim gibi düşünenlerin sportif anlayışımıza göre, "Bir damla suyun betona değil de toprağa düşmesinin” peşindeyiz.
Bizler, saha içi ve saha dışı kavgaların yerini sportif bilinç ve sağlıklı düşünebilen beyinler alsın diye size karşı bir başkaldırış peşindeyiz.
Yine biz ve biz gibi düşünenler, banka hesaplarımız ve kartvizitimizdeki unvanlar şişsin diye değil, sıcak yaz aylarında ve soğuk kış sabahların da kimse sahalarda ölmesin diye dua ediyoruz. Bunlar belki bizi iyi yapmaz ama en azından sizden farklı olarak biz gibi düşünen siz gibi olmayanları biraz insan yapar.
İASKF evet borçlusunuz.
Hem de fena halde borçlusunuz.
Korkmayın yahu paranız pulunuz, huzur haklarınız sizde kalsın.
Bizden çaldığınız fanilikler sizde kalsın, istemez üstü kalsın.
Ama sürmesi gereken hayatlara ölümü sığdırabildiğiniz için tüm ahlar ense kökünüzde kalsın. İşte bunun için borçlusunuz.
Evet, İASKF borçlusunuz ama hayır, bize borçlu olduklarınız arasında huzur yok.
Biz huzur peşinde değiliz aslında, yokluğunuzun vereceği bir iç huzur.
Saygı mı?
Bunca yitirilen canın ardından beklemeniz gereken son şey değil mi saygı?
Yüzler kızarmadan bunu da beklemiyoruz sizden.
Hele sevgiyi İASKF.
Hele sevgiyi, hiç değil.
Bizler sükût peşinde de değiliz sayın İASKF.
Neyin peşindeyiz peki, biliyor musunuz?
Şerefli bir istifa olabilir ama bu da çok olur dimi sizin için?
Bunca beceriksizliğin verdiği cesaretle bir sevgiliye söylercesine şunu demenizi bekliyorum ey İASKF "Seni terk ediyorum” diyebilirsin aslında.
Diyebilir misin? Zor.
Size karşı beceremediğinizi düşünenler olarak "Artık bitti. Gidiyorum.” diyebilmenizi hevesle bekliyoruz.
Ey Ali Düşmez ve yönetimindeki bazı isimler evet biz amatör spor gönüllülerine borçlusunuz. Turgut hocamın, sahada hayatlarını kaybedenlerin ve yine yeşil sahalarda aldığınız anlamsız kararların ardından bize bazı sözcükleri borçlusunuz işte.
Çok basit aslında sizlerden istediğimiz bir ayrılık, bir terk, bir bitiş, bir mutlu son gibi. Şaşırdınız mı, yoksa sizden vicdanınızı da isteyebilirdik, o ilk günkü coşkunuzu, iyi işler yaptığınızdaki kahkahalarınızı, sadece kendinize olan güveninizi ve yine sadece sizden olanlara uyguladığınız adaletinizi istemiyoruz ki biz. Bunları sizden geri almaya çalışmıyoruz ki bunlar zaten bizde var hem de gerçek suretleriyle…
Gidin yeter!!!