Geçtiğimiz günlerden birinde oturuyordum. Yan odada babam yüksek sesle İBB Meclisindeki faaliyet raporu tartışmalarını meclis canlı yayınından takip ediyordu. Normalde orada konuşan bazı şahıslara zerre tahammülüm olmadığından, İBB Meclislerini daha sonra parça, parça, atlayarak izlemeyi tercih ediyorum ancak o gün dolaylı olarak maruz kalmış bulundum ve konu da ilgimi çektiğinden bir süre kulak kesildim, kesilmez olaydım! Yine sinirlerim hopladı.
Biliyorsunuz ki İBB Meclisinde bir Tevfik Göksu gerçeği var. Öğrenci aylık abonman akbili ile ilgili yaptığı açıklamalarda "Öğrenci ulaşımına yapılan %40 zammın geri alınarak İETT'nin sübvanse edilmesi teklifimizi İBB'nin; CHP ve İYİ Parti gruplarının 'hayır' oyuna rağmen İBB Cumhur İttifakı grupları olarak meclisimizde kabul ettik." ifadelerini kullandı.
İBB'yi AKP'nin yönettiği yıllarda üniversite öğrencisiydim. Şu an açıktan ikinci üniversitemi okuduğum için hala öğrenci abonman kartımı kullanabiliyor dolayısıyla aradaki farkın hesabını dönemin ekonomik gerçeklerini de dikkate alarak çok net bir şekilde yapabiliyorum. İBB'nin AKP'de olduğu yıllarda öğrenci akbiline aylık 80-85 TL ödedim. Ekrem İmamoğlu seçilir seçilmez bunun yarı yarıya düşmesine vesile olacak hamleleri yaptı ve öğrenci akbilini kısa bir süreliğine de olsa aylık 40 liraya kullanmaya başladık. Sonra ekonomi gittikçe kötüye gitti, mazot ve diğer giderler tavan yapınca İBB'de mecburen zam yapmak durumunda kaldı. Ben yine de yapılan zammın eldeki imkânlar dâhilinde minimumda tutulduğunu düşünüyorum. Peki, bu zammı vatandaşa hiç yansıtmadan bu işi çözmenin bir yolu var mıydı? Bu soruyu yanıtlayabilecek kadar derin ekonomi bilgisine ve yerel yönetim tecrübesine sahip değilim. Ancak şuna inanıyorum ki bunca yıl sonra İBB'yi devralmış CHP, bir daha kaptırmamak için eminim en iyi ekonomi danışmanları ile çalışıyordur, onlar bu işin içinden çıkamadıysa demek ki bu işin, içinden çıkılabilir bir tarafı yoktur. Şu yorumu rahatlıkla yapabilirim ki eğer İBB'yi AKP alsaydı şu anda aylık öğrenci akbili çok daha yüksek fiyatlarda olacaktı. 2019'un ekonomik şartlarında AKP'nin fiyatını 85 TL olarak belirlediği aylık akbil kim bilir 2022'de ne durumda olurdu? Bunu hükümetin diğer zam politikalarına bakarak kestirmek çok güç değil.
Peki, Göksu bu gerçekleri bilmiyor mu? Biliyorsa neden böyle konuşuyor? Kendisini şu cümleyle özetleyebilirim; Recep Tayyip Erdoğan ile rakip olarak seçime girse, bana bile Recep Tayyip Erdoğan'a oy atmayı şöyle bir düşündürtür. AKP ete kemiğe bürünüp bir insana dönüşse kesinlikle bu kişi olurdu. Sanırım bu örnekler onu tanımanız için yeterli olmuştur. Bu şahıs o kadar kolay yanlış bilgi yayıyor ki bahsettiği her konu için her seferinde ‘Bu böyle diyorsa durum kesin tam tersidir' derken buluyorum kendimi.
Ama bakmayın Ekrem İmamoğlu'na bu kadar sert muhalefet yaptığına, sınırları zorlayan “eleştirilerine”, İmamoğlu'nun İBB Başkanlığı en çok bu şahsa yaradı. Dersimi çalıştım, bu yazıyı yazmadan evvel kendisini sosyal mecrada şöyle bir araştırdım. Durumu bir örnekle özetleyeyim; ülkemizin en popüler platformlarından olan ve Twitter'dan sonra siyasetin en çok tartışıldığı mecraların başında gelen Ekşi Sözlük'te bile, İmamoğlu İBB Başkanı seçilene kadar bu Tevfik Bey ile ilgili girile, girile yalnızca 15 entry girilmiş. Bu 15 entry girildiği sürede kendisi Esenler gibi ülkemizin en büyük ilçelerinden birinin 10 yıllık Belediye Başkanıymış. Şu an ise hakkında 60 sayfalık entry var. Yüzde doksanı olumsuz olsa bile reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek devam edelim. Buradan hareketle, adını 10 yıl boyunca belediye başkanı olarak duyuramamış ama Ekrem İmamoğlu'na yaptıkları ile ünlenmeye başlamış çıkarımında bulunmamız abes olmayacaktır diye düşünüyorum. İmamoğlu'nun halk nezdindeki olağanüstü popülaritesinden nasiplenmiş anlayacağınız. Bana kalırsa başka bir ülkede hiçbir şekilde ciddiye alınmayacak bu tür insanlar ne yazık ki bu ülkede defalarca kez belediye başkanı dahi seçilebiliyor.
Peki, amacı ne? İmamoğlu'nu bir şekilde ekarte edip meclis çoğunluğunu kullanarak ahir ömründe İBB'ye başkan olmayı hedefliyordur elbette. Ben CHP'nin yerinde olsam bu adamı iyi araştırdım. Bunda ne cevherler vardır kim bilir. Geçmişte methiyeler düzdüğü şahıslara girmek bile istemiyorum, siz tahmin edersiniz…
Bu zat için tek temennim, inşallah 2023 yılında hayaline kavuşur! İnşallah bu nur yüzlü gelir oturur İBB'nin başkanlık koltuğuna. Bu bey, o koltuğa otursun ki Sayın İmamoğlu'nu reisicumhur görelim! Gerisi bir şekilde hallolur zaten.
İBB'nin bu hareketli meclisinde yaşananların Silivri açısından yansımalarına gelecek olursak, “Volkan Yılmaz bu olayların neresinde?” sorusunu sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Aslına bakarsanız tam da ortasında, Tevfik Göksu'nun yanı başında! Yeri geldiğinde köşe yazılarımda kendisinin hakkını her zaman teslim etmekle birlikte daha önce yaptığım “Silivri'de yaptığını İBB'de yıkıyor” eleştirimin hala arkasındayım.
Silivri halkının Yılmaz'ın İBB Meclisinde yaptıklarını asla tasvip etmediğini bu ilçede ortalama birkaç yıl geçiren herkes anlayacaktır.
Mecliste Ekrem İmamoğlu ile olan samimiyetiyle dikkatleri üzerine çeken bir diğer Silivrili isim ise Bora Balcıoğlu'ydu. Silivri Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili olmasının ardından iyiden iyiye ivme kazanan siyasi kariyeri yoksa yeni gelişmelere mi gebe? Bekleyip göreceğiz…