Turizim eğitimini tamamladıktan sonra Klassis geleneğinde tecrübe kazanan ve bunu kişisel iş hayatında Silivri'nin en seçkin restoranlarından biri olan Jasminede sürdüren Yasemin İçer ile turizmi, işletmeciliği ve tüm bu alanlarda başarısının temellendirdiği özelliklerini konuştuk.
Sevginar UYGUN: Kendinizi tanıtır mısınız?
Yasemin İÇER: Öncelikle kadın girişimcilere verdiğiniz destek dolayısıyla Hürhaber ailesi olarak size ve tüm ekibinize teşekkür ediyorum.
Ben 1968 yılında Çatalca'da doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi orada tamamladım. Üniversite döneminde o zamanlar dershaneler ve rehberlik öğretmenleri olmadığı için üç kafadar arkadaş seçmelerimizi yaptık. 4 yıllık Gazi Üniversitesi Turizm Meslek Yüksek Okulunu kazandım. 1985'li yıllarda turizm bu kadar ilerlememişti. Acaba ne okuyacağım, ne olacağım merakıyla okula gittiğimde rahmetli kimya öğretmenime denk geldim; “Bu geleceğin mesleği Yasemin, bence okumalısın” demişti. Ben avukatlığı istiyordum. O zamanlarda eşit ağırlık bölümünden yüksek bir puanla öğrenci alıyordu turizm. Böylece hayata atılmış oldum Ankara'da.
Eğitmen olarak yetiştirildik ve öğretmenlik stajı yaptık. Birçok arkadaşım öğretmen. Selimpaşa Otelcilik ve Turizm Meslek Okul Müdürü Mualla Varlıoğlu ile aynı okuldan mezunuz. Gurur verici; onları iyi yerlerde görmek. Ben de bir nevi eğitmen sayılırım. İş hayatında da birçok insanı eğitmiş ve onlara işi öğretmiş oluyorsunuz.
“BENİM İÇİN İŞ İŞTİR”
Babam Klassis Otelin açıldığını duymuş. Mezun olup geldiğimde Silivri'de beş yıldızlı bir otelin açıldığını söyledi. O dönemde Silivri'de böyle bir otelin açılmış olması enteresan geldi bana. Bölge olarak zor bir konumdaydı, Güney gibi değildi. Acabalarla gelip iş başvurusu yaptım. Ben geldiğimde 2-3 aydır hizmet veriyordu otel. Doğal olarak iş başvurularının dolu olduğu ancak alt kadrolarda komilikte bir açık olduğunu söylediler. Benim için iş iştir. Neden olmasın dedim. Bir yerden başlamak gerekir diye düşündüm ve girdim. Üniversite mezunu ve komilik yapıyor diye herkes şaşırdı ama tabi kısa bir sürede kendinizi ispatladığınız zaman üst kademelere çok rahat gelebiliyorsunuz.
“TURİZİM ZOR AMA ZEVKLİ BİR MESLEK”
Sevginar UYGUN: Klassis deneyimini açalım
mı biraz… Size ne kattı, neler yaşadınız?
Yasemin İÇER: Klassis de aslında bir okuldu benim için. Gelişime açık bir yerdi. Tabi ki zorlukları vardı uzun saat çalışma gibi. Turizmi sevmek lazım bu işi yapmak için. Herkes tatildeyken, Cumartesi-Pazar, bayram seyran demeden çalışıyorsunuz. Bir özveri gerektiriyor özellikle aile hayatında. Eşim de turizmci olmasaydı herhâlde çok zorlanırdık. Özellikle bir bayan için geç saatlerde eve gitmek, iş hayatından sonra bir de ev hayatının yoruculuğunu kaldırabilmek zor. Bu yüzden belki de bir tane çocukla kaldım. Zor ama zevkli bir meslek.
“TÜRKİYE'NİN İLK BAYAN BANKET MÜDÜRÜYÜM”
Klassis ilk iş yerimdi yaklaşık 15 yıl çalıştım. Çok tecrübe edindim. Ahmet Bey zor olmasına rağmen iyileri seçip kimlerin ileride üst düzey görev alacağını çok rahat öngören biriydi. Kişilerin içinden beni de belirlemiş. Bir gün beni çağırarak, “Seni banket müdürü yapıyorum” dedi. Banket müdürünü genelde erkeklerden seçiyorlar, Türkiye'de bir bayana bu görevin verilmesi ilkti aslında. Masa sandalye taşıma, düzen, podyum kurma, yeri geliyor araba ve mobilya tanıtımı organize ediyorduk; bütün bu işlerin altından kalkmak için erkek gücü gerekiyor. ‘Ahmet Bey emin misiniz?' dedim. “Sen yaparsın kızım” dedi. Önceleri zorlandım. Bir bayan olarak erkeklerden altta kalmamalıydım onun için yeri geldi ben de ağır olmasına rağmen masa ve sandalye taşıdım. Sırf sen bir bayansın demesinler diye.
“BÜTÜN KADINLAR ÇALIŞMALI”
Sevginar UYGUN: Bir de o var tabi; iş hayatında, meslek yaşantısında bir de kadın olarak kendinizi ispat etmeniz lazım…
Yasemin İÇER: Türkiye'de iş hayatında bayanlar bu konularda zorlanıyorlar. Bence bütün kadınlar çalışmalı, üretken olmalı. Her işi yapabilirler. Görüyoruz şoför, asker, pilot, polis, sanayici olan var. Ahmet Bey'in kulakları çınlasın; hatalarının yanında çok da kazandırdıkları oldu. Siz bir göreve getirildiğiniz zaman sadece o görevden sorumlu olmuyorsunuz diğer bağlantılı konuları de sorguluyor sizden; herkesi birbirine takip ettiriyor. Böylece sizde otelcilikte var olmuş oluyorsunuz. Odanın nasıl temizlendiğini de öğreniyorsunuz, barmenin nasıl hizmet ettiğini de, resepsiyonun nasıl check-in yaptığını da. Herkesin her işte becerisi olması gerektiğini düşündüğü için çok fonksiyonel çalıştırıyordu. Orada çalışan ekibi çok iyi yerlerde görüyorsunuz dediğim gibi hem özveriyi hem uzun saat çalışmayı hem de takipçiliği öğretiyor size. Bir gün gelir bunu Ahmet Bey bana sorarsa diye onun alt yapısını yapıyor, kapsamlı bilgi edinmiş oluyorsunuz. Ben yiyecek-içecekte çalışıyordum satın almayı da öğrenmek durumundaydım. Bankette çalıştığınız için organizasyonu, müşteri kabulünü, kontratları öğreniyorsunuz. Doğal olarak işletme açtığınızda hemen hemen her şeye vakıf oluyorsunuz. Ben Klassisi ilk iş yerinizde kendinizi yetiştirdiğiniz yer olarak görüyorum. Hatalar olmuş olabilir ama geçmiş geçmişte kalıyor maalesef.
“JASMİNE EVİMİZ GİBİ”
Sevginar UYGUN: Jasmine Restaurant nasıl doğdu?
Yasemin İÇER: Klassis son dönemlerinde aslında bir çöküş yaşadı. İletişim bozukluğu oluşunca ve çalışma şartları zorlaşınca ayrılmayı düşündüm. 2003'ün sonuydu herhâlde. Ahmet Bey'i yaz döneminde zor durumda bırakmamak adına dışarıdan bir danışman olarak devam edeceğim dedim, eşim devam etti ama bir süre sonra eşim de aynı sıkıntıları yaşayınca o da ayrılmış oldu. Biz bir tatil yapalım dedik. Tatildeyken Sunflower'in satış pazarlamasında çalışan Vedat Bey var çok iyi dostumuzdur zaten Klassiste de beraber çalışmıştık. “İşletme devir olacak. Özellikle de bir bayan istiyorlar. Düşünür müsünüz?” dedi. O zaman Cem (Yüceland) Bey işletiyordu Küpeşte olarak. Mekan hoşumuza gitti. Bundan 10 yıl önce Silivri'de zaten sayılı mekan vardı. Mekanın fiziki yapısı da çok güzel. Bahçesi, terası, yazın gülleri, sardunyaları, yasemin çiçekleri, kışın da iç mimarisiyle gerçekten değişik bir mekan burası. Evimiz gibi de geldi, sıcak bir ortam. Neden olmasın dedik. Oğlumuz da küçüktü. İstanbul'a gitmek gibi zorluklardansa bu bölgede yetişmesini istedik; tenisi, basketi, voleybolu, yüzmesi hepsini bizimle beraber yapabileceğini düşündük. Tecrübemizi aktaralım istedik ve böyle bir kurulum yaptık. Jasmine ismi de eşim tarafından konuldu çünkü biz isme karar vermeye çalışırken evraklar için Vergi Dairesine başvurmamız gerekti. O gün açabilmemiz için bütün işlemleri bir isim gerekiyor demişler. O da benim yani Yasemin isminin İngilizcesini düşünerek Jasmine koydu ama telaffuzu zaman zaman misafirlere zorluk yaratıyor. Türkçe ismi tercih etse miydik diye bazen düşünüyoruz. Jasmine maceramız böyle başlamış oldu.
“EŞİMLE ÇALIŞTIĞIMIZ İÇİN DAHA RAHAT HAREKET EDİYORUM”
Sevginar UYGUN: Eşinizle beraber çalışıyorsunuz. Nasıl bir duygu?
Yasemin İÇER: İyi hissediyorum tabi gerek iş gerek ev hayatında beraber çalışmanın verdiği avantajlar var. Fikir ayrılığına düştüğümüz zamanlar da oluyor ama bu başka açılardan da bakmamızı sağlıyor. Belki siz onu görememiş olabiliyorsunuz ama o da sektörün içinden geldiği için başka bir açıdan baktığı zaman ortak ve doğru bir karar çıkabiliyor. O açıdan güzel. Ödemeler, satın alma, bankalar konusunu ikimiz paylaşıyoruz, daha kolay oluyor. İşimiz yıpratıcı ve özveri isteyen bir iş. 10 yılın sonunda kendinize de zaman ayırmak, sosyal aktivitelerde yol almak istiyorsunuz; Kadın Girişimciler Derneği gibi. İşte o zaman işin başında bir yetkili eşim var diye daha rahat hareket ediyorum.
“SİLİVRİ'NİN SOSYAL VE EKONOMİK AÇIDAN KALKINMASINA DESTEK VERMEK İSTİYORUZ”
Sevginar UYGUN: Kadın Girişimciler Derneği ile nasıl tanıştınız? Hangi duygu ve düşüncelerle derneğe dahil oldunuz?
Yasemin İÇER: Enteresan oldu. Rahmetli Kadir Baran Bey telefon etti. “Biz Silivri'de Kadın Girişimciler Derneği kuruyoruz ve bu derneğin içerisinde senin de olmanı istiyoruz” dedi. Derneğin kurucu üyelerindenim. İlk toplantımızı Park Hotelde yaparak üyelerimizle tanıştık. Benim için güzel bir atılım oldu. Silivri'nin sosyal ve ekonomik açıdan kalkınmasına destek vermek istiyoruz. Liderlik, koçluk, stres yönetimi, iş geliştirme gibi eğitimlerimiz oluyor. KOSGEB'in açtığı kursları biz de bayanlara sunarak onların da iş hayatına atılmaları konusunda destek sağlıyoruz. Birinin hayatında yer almak hoş bir şey bence. Kız Meslek Lisesinde verdiğimiz eğitim benim çok hoşuma gitmişti. Arkadaşlar öğrencilere koçluk yaptı ve bazı öğrenciler iş hayatına atıldı; fotoğrafçılık, giydirme-süsleme işleri gibi. Silivri'de bayanlara yönelik böyle bir derneğin olması güzel. Silivri Belediyesi de Mahalle Evleri ile bu konuda güzel bir yol almış durumda. Bölgenin hanımları da çalışkan aslında. Yapabilirler. Ben yapabileceklerine inanıyorum. Derneğimiz de git gide çoğalıyor sanıyorum 36-37 üye olduk. Bu güzel oluşumun içinde yer almak benim için sevindirici. Aynur Başkanım da çok çalışıyor.
“ÜNİVERSİTEDE HOCA OLMAK İSTERDİM”
Sevginar UYGUN: Hizmet sektörü dışında başka bir iş yapma şansınız olsaydı hangi alanı düşünürdünüz?
Yasemin İÇER: Avukatlığı istemiştim ama sonra enteresan bir şekilde şöyle bir düşünceye kapıldım, avukat arkadaşlar sakın alınmasın bu konuda, herkesi savunmanız gerekiyor. İyiyi de kötüyü de. Acaba bu benim işim değil miydi diye düşündüm belki de o yüzde gerçekleşmedi. Okulu bitirdikten sonra yüksek lisans yapıp eğitmen olarak üniversitede kalmak, üniversitede hoca olmak isterdim.
“KİŞİLERİN ÖZEL ANLARINDA YANINDA YER ALMAK GÜZEL BİR DUYGU”
Sevginar UYGUN: İnsanların hangi duygularla Jasmine gelmesini istiyorsunuz?
Yasemin İÇER: Jasmine Restaurant evleri gibi olsun istiyorum. Gerek çalışan ekibimizle, gerek sahipleri olarak bizler misafirlerimizin evlerine gelmiş gibi hissetmelerini istiyoruz. Sıcak bir atmosfer olsun, buradan da mutlu ayrılsınlar istiyorum. Yiyecek-içecek sektörü sürekli bir gelişim içerisinde. Sürekli yeni trend ve yatırımlar söz konusu. Jasmine Restaurant özel günlerde de kişilerin yanında. Sevgililer Günü, nişan, düğün, davet, mezuniyet organizasyonları gibi. Misafirimizin nişanını yapıyoruz sonra düğününü yapıyoruz veya kına gecesini… İnsanların hayatında önemli anlarında organizasyonlarda yanında olmak istiyoruz. Daha sonrasına öyle hoş oluyor ki misafirlerimiz çocuklarıyla geliyor. Kişilerin özel anlarında yanında yer almak güzel bir duygu. Bu özel anlarını unutulmaz kılmak istiyoruz. Butik ve daha samimi bir ortamda daha lezzetli herkesin memnun olacağı bir ortam yaratmak gayesindeyiz. Jasmine Silivri'de butik, kendine has, samimi, aile ortamı, otopark sıkıntısı olmayan, lezzetli menülerle hizmet eden bir mekan. 10 yıldır bu şekilde hizmet vermeye çalışıyoruz. Her gün açığız. A la carte olarak her gün hizmet veriyoruz. Diğer salonumuz olduğu için bayanların günlerinde, şirket yemeklerinde veya toplantılarda hizmet veriyoruz. Akşam yemeklerinde doğum günü, özel kutlamalar veya sohbet için ayrıca Pazar kahvaltılarında keyifli oluyoruz.
“MİSAFİRLERİN MEMNUNİYETİNİ ÖĞRENDİKTEN SONRA BEN RAHATLAYABİLİYORUM”
Sevginar UYGUN: İş stresi ile baş etme yönteminiz nedir?
Yasemin İÇER: Titiz olduğum için biraz stresli çalışıyorum. Ekip biraz zorlanıyor ama alıştılar artık; 10 yıl sonrasında. İş yoluna girip başlayana kadar o stresim devam ediyor. İş başladıktan sonra masaları gezip misafirlerin memnuniyetini öğrendikten sonra ben rahatlayabiliyorum. Stresli bir işteyiz. Herkesi memnun etmek lazım. Herkesin bir annesinin köftesi, böreği var. Bunlarla yarışmak ve savaşmak zorundasınız. Bir de dediğim gibi yiyecek içecek sektörü çok ileri bir teknolojiye geçti. Biz bu teknolojinin içinde kendi bölgemizin doğal ürünleri kullanıp en iyi ve en lezzetlisini sunmaya çalışıyoruz. Yemek hayatımızın her anında var. İlk anda bile anne sütüyle beslenerek hayata tutunmaya çalışıyorsunuz. Yaşamak için yemek lazım.
“SAC KAVURMAMIZI ÖNERİYORUZ”
Sevginar UYGUN: Jasmine Restauranta geldiklerinde şunun mutlaka tadına baksınlar dediğiniz iddialı bir spesiyaliniz var mı?
Yasemin İÇER: Var. Sac kavurmamızı öneriyoruz. 2012 yılında Türkiye'nin ünlü gurmelerinden Mehmet Yaşin Bey bizi ziyaret etti. Önce yemeğe gelip ondan sonra kararlarını veriyorlarmış bir sürprizle karşılaşmamak için. Böyle bir araştırma yapıp geldiklerinde bizim çok hoşumuza gitmişti. Saç kavurmanın yanında kuzu bonfile öneriyoruz. Her kuzudan iki tane çıkıyor. Özel bir et. Oldukça yumuşak. Bunu hem şiş olarak hem de erik soslu yapıyoruz. Osmanlı kültüründe de tatlı ekşi yemekler mevcut. Biz de et sosumuzu erikle birleştirdik. Artı suflemiz tabi ki. Sırf sufle yemeye gelen misafirlerimiz var. Misafirlerimiz, “Sizin sufleniz bir başka” diyor. Bu da gurur verici bir şey. Demek ki standardımızı 10 yıldır bozmamışız. Uluslararası bir menü kullanıyoruz. Yurtdışından gelen misafirlerimiz oluyor. Et ağırlıklı bir restaurant olmakla birlikte hayır dememek adına deniz ürünleri de bulunduruyoruz.
GELECEK HAYALLERİ
Sevginar UYGUN: Jasmine Restaurant ve Yasemin Hanım olarak gelecek hedefleriniz neler?
Yasemin İÇER: Jasmine devam etsin istiyoruz. O bizim hem ilk gözağrımız hem de gerçekten bir ev gibi. İkinci bir yere bölünmek zor. O yüzden ikinci bir yer düşünmüyoruz. Oğlumuz bu mesleğe atıldı. Turizm Otelcilik'te aşçılık okuyor. Belki oğlumuz bir yatırım yapar ileride. Onunla beraber bir şeyler yapabiliriz belki.
“SİLİVRİ'Yİ KALKINDIRACAKHER PROJEDE YER ALMAK İSTERİZ”
Sevginar UYGUN: Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Yasemin İÇER: Bundan 25 yıl önce ailecek Silivri'ye geldik; Suyundan herhalde içen gitmiyor. Silivri'de yaşamaya alıştık; sahiliyle, insanlarıyla, her yere ulaşımıyla. Silivri'yi seviyoruz ve onun için Silivri'yi kalkındıracak her projede yer almak isteriz. Silivri daha ileriye gitmeli. İşimiz zor; sektördeki arkadaşlara başarılar diliyorum…