
Büyümek mecburiyetle başladı.
Sorumluluklar birer birer kapımızı çalarken, çocuk yanımız arka odalara çekildi.
Yetişmek zorunda olduğumuz ödevler, sahiplenmemiz gereken kimlikler vardı.
Çocukluk hâllerimizi başımızın üstüne değil, içimize gömdük.
Oysa çocukluk, sadece yaşla ilgili bir dönem değildi.
Bir hâldi.
Hayatla kurulan o saf, filtresiz, içten bağın adıdır çocukluk.
Koşulsuz sevmek, oluruna inandığın hayaller kurmak,
“Nasıl olacak?” diye sormadan istemek…
Sadece istemek.
Sadece gülmek, sadece ağlamak, sadece yaşamak.
Ne zaman ki “gerçekçi” olmaya zorlandık, o zaman içimizdeki çocuğu susturduk.
“Olmaz” dediler, “yakışmaz” dediler, “bu saatten sonra…” dediler.
Ve biz de inandık.
İnandıkça unuttuk.
Oysa o hep oradaydı.
Bir resmin köşesinde, bir müziğin ezgisinde, bir çocuğun gülüşünde yeniden seslenmeye çalışan yanımızdı.
Şimdi hatırlıyorum…
Bir hayale gülümseyerek inanabildiğim günleri.
Bir toprağın üstünden çıkan çiçeği seyrederken hissettiklerimi.
İçimde hâlâ çocuk olan bir yanın fısıltısını duyuyorum.
İçimdeki çocuk bana bakıyor.
Görülmek istiyor.
Yalnızca sevilmek değil; konuşulmak, sorulmak, hatırlanmak istiyor.
Nasılsın diye sorulmasını bekliyor.
Sahi nasıl o?
İçimizdeki çocuk;
Bizim merakımız,
Cesaretimiz,
Koşulsuz sevgimiz,
Ve en önemlisi… saf inancımız… Eğer bunlar eksikse hayatında içindeki çocuğu nerede unuttuğuna bir bak. En son ne zaman çocuktun hatırlıyor musun?
Şimdi hatırlama vakti.
Elini kalbine koy ve ona söyle;
“Sana geç kaldıysam özür dilerim.
Seni uzun süre susturmuş, görmemiş, duymamış olabilirim.
Ama biliyorum, sen hâlâ oradasın.
Ve biz birlikte daha güzeliz.
Benim sana, neşene, cesaretine,
O koşulsuz sevgine,
Hayallerine, umutlarına,
Her şeye ‘olur' diye bakan o saf inancına,
Bugün her zamankinden daha çok muhtacım.
Bana hatırlattığın şeyler var,
Unuttuklarımı yeniden fısıldıyorsun.
Ve ben sana kulak veriyorum artık.
Gel, elimi tut… geldim elini tutuyorum…
Hayatın geri kalanını birlikte keşfedelim.”
Bugün 23 Nisan…
Sadece çocukların değil, içimizdeki çocuğun da bayramı.
Gülmeyi, inanmayı, sevinmeyi, hayal kurmayı bilen o yanımızın günü.
İçimizdeki çocuğu hatırlamak vakti.
Yalnızca dışarıdaki çocukları değil,
İçimizdeki çocuğu da bayram yerine çağırmak zamanı.
Çünkü insan büyüyünce değil, çocuk yanını unuttuğunda eksilir.
İçimdeki çocuğu fark etmeye, onunla yeniden bağ kurmaya ve birlikte hayal etmeye niyet ediyorum.
Günümüz kutlu olsun.